Deniz Baykal bir televizyon kanalında anlatmıştı bundan yaklaşık 4 yıl önce.
Yaşamını anlatan bir programdı...
Bir gün, bir köy yakınlarında Deniz Baykal'ın içinde olduğu otomobil bozuluyor. Köyün olduğu yere kadar yürümek zorunluluğu çıkıyor ortaya. Bir yandan da yağmur yağıyor.
Kendisi önde, şoförü arkada başlıyorlar yürümeye.
O sırada, önlerinde yürüyen ve iki elinde su dolu iki güğüm olan yaşlıca bir kadın görüyorlar.
Deniz Baykal kadının yanına yaklaşıp;
-"Nasıl olsa aynı yola gidiyoruz. Ben yardımcı olayım, ver elinde ki suları" diyerek alıyor.
Hem yürürken, hem de sohbet başlıyor aralarında...
Kadın; Deniz Baykal'ı tanımıyor tabii.
Tanımak için de soruyor "Sen kimlerdensin oğul?" diye.
Deniz Baykal;
-"Ben buralardan değilim teyze... Ben CHP Genel Başkanıyım" deyince kadın olabildiğince telaşa kapılmış vaziyette;
-"Tüüü. Ah be oğlum. Ben o taşıdığın sularla abdest alacaktım. Bak şimdi oldu mu yaa" diyerek, alıyor Baykal'ın elinden su dolu güğümleri.
Ne yazıktır ki, CHP'ye karşı toplumun büyük bir bölümünde böylesine bir algı var.
Böyle bir algının oluşmasında toplumda yaşayanlardan çok, bunun böyle olmadığını bir türlü anlatamayan CHP'nin kabahati daha büyük olsa gerek.
Neticede...
Türkiye, yüzde 99'u Müslüman olan ve Müslümanlığı da olabildiğince yaşayabilen bir ülke konumunda.
Böyle bir ülkede iktidar olmak istiyorsanız, elinizin değdiği suyun abdest bozmayacağını, bunu söyleyenlerin de sahtekâr olduğunu kapı kapı dolaşıp, anlatmanız ve insanları ikna etmeniz gerekiyor.
Ama gelin görün ki...
İçkili mekânlarda geçirilen zamanın çokluğundan dolayı, bu işe fırsat bile kalmıyor...