Hep söylüyoruz;
"Odunpazarı bölgesinin çağdaş yaşam alanlarına ihtiyacı var" diye...
O nedenle bir önceki dönemde başlatılan "dönüşüm" çalışmaları aslında "prestij" açısından son derece değerliydi.
Yapılış tarzı amacından uzak olsa da, bu tür projeler bölgeye gerçekten de değer katıyordu.
***

Onlardan birisi Çankaya'da başlatıldı.
Karapınar ve çevresinde bulunan pek çok mahalleyi de kapsayan büyük bir dönüşüm yapılacaktı.
İlk etap yapıldı hatta.
Tek katlı evlerinden alınan insanlar oldukça yüksek katlı konutlara tıkıştırıldı.
Neyse;
Eski defterleri yeniden açıp, geçmişte söylediklerimizin tekrarına düşmeyelim.
Bugüne dönelim.
***
Bugüne baktığımızda ise sorunların bitmediği, hatta daha da büyüdüğünü görüyoruz.
Bu projeye dair son yıllarda atılmış tek bir adım dahi yok.
Bu yüzden projenin bitmesini bekleyen hak sahipleri yıllardır mağdur durumda.
Öyle ki, önceki gün aldığımız bir elektronik postada yaşanan tüm sorunlar anlatılmış.
Bölge halkının yaşadığı sorunlar bir bir orta yere dökülmüş.
Gönderende aslında yabancı değil!
Bu tür konuları bilen hatta dönüşüm projeleri yapılırken onayı bulunan bir isim...
***

Bakın o günden bugüne geldiğimizde bölgede neler yaşanıyor.
Gönderilen mektuptan alıntılar yaparak sizlere sunalım;
"...Acaba Odunpazarı Belediyesi bu bölgede hangi uygulama safhasındadır?
Yoksa ben projelerimi hayata geçirmek istiyorum ama TOKİ projelere taş koymaktadır, diyerek halkı avutmaya devam mı etmektedir.
TOKİ'ye proje sorulduğunda, biz belediyeye projenin onaylanmasını için gönderdik, bekliyoruz diyerek her iki kurum suçu birbirlerine atmaktadır?.
Acaba bu bekleyiş ne ve niçindir?..."
***

Mektubun sonunda da Büyükşehir Belediye Başkanı Büyükerşen ve Kazım Kurt'a çağrı var;
"...Bu bölgede oturan halk olarak yapmaya planladığınız projenin ivedi olarak hayata geçmesi ya da biz iki kurum uzlaşamıyoruz diyorsanız kentsel dönüşüm çerçevesinde konutlarını mülk sahipleri tarafından yenileme izni verilmesi gerekmektedir."

***

Gönderilen mektupta çok daha sert ifadeler var.
Hem Büyükşehir hem de Odunpazarı Belediye başkanlarına yönelik ithamlar var.
Ancak konuyu dağıtmamak ve polemik yaratmamak adına bu kısımları almıyoruz.
Söyleyeceğimiz sadece şu;
Yanlışlarla başlayan proje yanlışlarla devam edince ortaya vatandaşın mağdur olduğu bir durum çıkıyor.
Yani birileri siyaset yapacağım derken olan her zamanki gibi vatandaşa oluyor.
Öyle ya;
"Bu dönüşümün devamından kim sorumlu, kim yapacak, kim nerden yapmıyor ve yapacak olanlara kim neden dur diyor?"
Hiç soruların tekinin dahi yanıtı belli değil!
Tüm bu sorular çözülüp, gerçekler ortaya çıkıp, dönüşüm kaldığı yerden devam edene kadar da zaten ortada proje diye bir şey kalmayacak.

Sonuç ise bir Eskişehir klasiği...
Yani, "Çöküntü bölgesini kaldıralım derken, daha da çöküntü hale getirmeyi başarabilmek..."