
AKTÜEL
Demek öyle heykeller de varmış!
Heykel ne için dikilir? Olan biten iyi ya da kötü bir şeyin anısını yaşatmak, gelecek kuşakların baktıkça hatırlayıp, bundan mutlaka bir ders çıkarmaları için mi? Aşağıda sıralanan heykeller de hiç kuşku yok bu amaçlarla dikilmiş heykellerdir. Fakat...Ne heykeller ama!
Pamuk Kurdu heykeli: ABD'nin Alabama eyaletinin Enterprise kentindedir. Yüzyılımızın başlarında bu kente ve yöreye bir haşere saldırısı olmuş, tüm pamuk ürünü yok olup gitmişti. Tarım ekonomisi de bununla birlikte çökmüştü tabii.
Ne yapalım, n'delim diye kara kara düşünen çiftçiler, sonuçta ürün değişimini en çıkar yol olarak gördüler ve pamuktan vazgeçip yerine yer fıstığı ektiler, iyi de ettiler. Yerfıstığı hem çok daha verimli, hem de dengeli bir üründü, çok kâr getiriyordu. Alabama çiftçileri kısa sürede parayı deve yüküyle kazanır oldular. Bu arada pamuktan yerfıstığına geçmelerine vesile olarak haşere pamuk kurduna bir 'şükran ifadesi' olara, Enterprise kentinde kocaman bir alanın ortasına heykelini diktiler.
İçi Puro dolu beş Avusturya çeşme heykeli: Yolunuz Viyana'ya düşerse, mutlala görün bu anıtı, çünkü göremeye değerdir.
Heykeltraş Ludwig vo Schwanthaler bir çeşme başına dikilen tunç heykelleri yapmasına yaptımı ama biraz paragöz olduğundan, arada nasıl bir çıkar sağlarım düşüncesindeydi. Çözümü buldu birgün; anıtı dikilecek heykellerin içini tıka basa puro ile (evet, bildiğimiz puro ile) doldurdu. Aklı sıra puro kaçakcılığı yapacak, havadan para vuracaktı. Heykeller çeşme başına götürülüp dikildi, fakat zavallı heykeltraşçık her birinin içine sakladığı puralarını çırakıp karabosrada satamadan pat iye ölüverdi. Purolar o gün bugündür dikili anıt heykellerin içinde durmaktadır.
İki şaire bir heykel: Bu heykel, Ekvadorlu şair Jose Olmedo'nun anısına dikildi. Dikildi de heykel, şair Olmeda değil, şair Lort Byron'du. Bu işi yapanlar ucuz olsun diye Byron'un elden çıkarılmakta olan eski heykelini satın almışlar, getirip kente dikmişlerdi.
Trenin ezip öldürdüğü Willam Huskisson heykeli: Bu saygın kişi, bir parlemanto üyesiydi, çok da ünlüydü üstelik. 12 Eylül 1830 günü hakkına rahmetine kavuştu. Nasıl mı? Bir tren altında kalıp can vererek.
Olayın önemli olan yanı, adamın ne parlemonto üyesi olması, ne de durup dururken ölmesiydi. Huskisson'un anıtının dikilmesinin nedeni, onun tren altında kalan ve trenin ezip öldürdüğü ilk insan olmasaydı.
Heykel, Londra'daki Pimlico Ardens Parkı'ndadır ve görürseniz şaşıracaksınız, bu anıtında Huskisson bir roma harmanisine sarılmış olarak ayakta durmaktadır.
At üstündeki Kral II.Charles'ın düşmanı Cromwell'i ayakları altına almış çiğneyen heykeli: Yorkshirelılar, 1738 yılında, kentimizde bir heykelimiz olsun, önünden gelip geçelim, selamlayalım, bakıp onur duyalım diye düşündüklerinden aralarında para topladılar, yollara düştüler ve araya araya bir heykeltraş buldular.
Heykeltraşın elinde hemen hemen bitmiş bir heykel de vardı. Yapıt, Polonya Kralı'nın (Her kim ise) Osmanlı askerini atının ayakları altına almış çiğnemesini simgeliyordu. Fakat Polonyalılar paraları çıkışmadığından gelip heykeli alamamışlardı.
Yorkshirelılar heykeltraşla anlaştılar. Sanatçı, ufak tefek değişiklikler yaparak Polonya kralını Kral II.Charles'a, Osmanlı askerini de kötü adam Cromwell'e dönüştürdü. Parasını aldı, heykeli teslim etti. Yorkshirelılar götürüp bir meydana diktiler.
Anıtın bir tek kusuru vardı; heykeltraş, Osmanlı askerini Cromwell'e dönüştürürken başındaki sarığı unutmuştu. Cromwell, Cromwell'di fakat sarıklı bir Cromwell. Hâlâ da öyledir.
İnek heykeli: Hayır, aklınıza geldiği gibi Hindistan'da değil, Japonya'nın Şimoda kentindeki bir meydandadır. Düpedüz bir inek anıtıdır bu.
1850'lerde Japonya kapılarını Batılılara açtıktan hemen sonra dikilen bu anıt, yani inek heykeli, ülkede kesin ilk ineği simgelemektedir. Bilindiği gibi, o güne kadar Budistlerce et yememe geleneği sürdürülüyordu ve bu gelenek ilk kez o tarihte boynuna bıçak vurulan bir inek sayesinde delinmişti.