Demokrasinin İzini Sürmek

Demokrasi, yasa çıkarmakla hayat bulmuyor. Yaşamın her aşamasında onu yaratmak, korumak ve geliştirmek gerekli… Bu da hem içsel hem de eğitimle alınmış bir demokrasi kültürünü zorunlu kılıyor. Nasıl bir yasanın maddeleri arasında demokrasi sözcüğünü sıkıştırarak –başta devletin kendisi olmak üzere toplum dönüşmüyorsa, “Ben demokratım” demekle kişisel olarak da demokrasi içselleştirilemiyor.

Demokrasiyi okulda, ailede, işyerinde veya kişisel ilişkilerimizde yaşamıyoruz. Sivil toplum kuruluşlarımız ve siyasal örgütlerimiz, demokrasinin sorunlarını aşabilmek için yeterli yetkinliğe ve olgunluğa sahip değil. Bu sıkıntıların kaynağında, öyle olmadığımız halde bizi –kişi veya kuruluş farkı olmaksızın demokratmışız gibi gösteren bir ayna kullanıyor olmamızın etkileri var.

Türkçe yayınlanmış demokrasi kültürü literatürünü araştırdığımda, şaşkınlığım daha fazla artıyor. Dünyada bu konuda çok sayıda düşünür ve yazarın yetkin çalışmaları olmasına rağmen bunların Türkçeye aktarılmamış olduğunu üzüntü ile görüyorum. Bazı eserlerin bir zamanlar çevrilerek basılmış ama az sayıdaki baskının da tükenmiş olduğunu fark etmek gerçekten üzücü. Demokrasinin birçok temel eseri ise hâlâ Türkçe literatürde yer almamış.

Türkçe Sözlük’te demokrasinin “halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimi” şeklinde tanımlandığını bilirsiniz. Bu tanımın penceresinin yeni demokrasi açılımlarının tümünü kavramak için çok yetersiz kaldığı ortada. David Collier ve Steven Levitsky’nin yaptıkları bir araştırmada, değişik düşünür, yazar ve araştırmacı tarafından tanımlanmış 550 dolayında farklı demokrasi kategorisine ulaşmışlar. Collier ve Levitsky, 1996’da yazdıkları “Sıfatlarla Demokrasi (Democracy With Adjectives)” isimli makalelerinde bu çeşitliliğin detaylarından söz ediyorlar.

Demokrasi sözcüğü ile birlikte kullanılan sıfatlar, konjonktürün demokrasi adına ihtiyaçlarını ifade ediyor. Örneğin Brezilya’da Porto Alegre kenti örneği ile birlikte katılımcı demokrasi örneği bir anlamda zirve yaptı. Katılımcı demokrasi yaklaşımı ile temsili demokrasinin vekillik ve temsil sorunlarının aşılması yönünde adımlar atıldı.

Günümüzde demokrasi olgusunda yeni açılımlar, çok öznelilik, çok aktörlülük, çok kültürlülük yönünde oluşuyor. Bu nedenle bireylerin katılımı yanında grupları ve toplulukları ön plana çıkaran çoğulcu demokrasi kavramını daha çok duymaya ve dillendirmeye başladık. Siyaset teorisi ve demokrasi konusunda çalışan pek çok düşünür, demokrasinin çok kültürcü bir niteliğinin olması ihtiyacından söz ediyorlar.

Geleneksel anlamda baktığımızda; demokrasi, serbest seçimlerin olması, kişi ve partilerin iktidar için mücadele etmeleri ve böylece halkın yönetimde vekâletle temsil edilmesi anlayışına dayanıyor. Hatta “Medeniyetler Çatışması” isimli kitabı nedeniyle tüm dünyada ün yapmış olan ABD’li siyaset bilimci Samuel P. Huntington, demokrasinin bu tanımını pekiştirmek üzere bir sınama öne sürüyor. Huntington’a göre; bir ülkede iktidarın sağlıklı bir şekilde el değiştirmesi, demokrasinin varlığının doğrulanmasıdır. Demokrasinin geleneksel tanımı ile yetinip bu durum üzerine yaklaşım geliştirenlerin sadece Huntington’dan ibaret olmadığını da söylemem gerek.

Bugünün demokrasi talebi ise bu geleneksel tanımdan daha fazlasından oluşuyor. Hukukun üstünlüğü, düşünce özgürlüğü, sivil toplumun gelişim olanakları, sivil ve sosyal kuruluşların siyaset üzerinde etkili ve denetçi olmaları, gelir dağılımında adalet, çoğulculuk ve çok kültürcülük, devletin yansızlığı ve ayrımcılığa karşı olma gibi başka unsurlar var.

Özetle; serbest seçimlerin ve partiler üzerine kurulu bir siyaset sisteminin olması, bir ülkede demokrasinin varlığından söz etmek için yeterli değil. Eğer o ülkede kollamacılık, kayırmacılık, mafyalaşma, devlet içinde ve çevresinde derin ilişkiler, ötekileştirme ya da genel anlamda düşüncenin suç sayılması varsa demokrasinin mevcudiyetinden kuşku duymamız için yeterince neden var demektir.

Mail adresi: gbanger@bizobiz.net

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi