Zaman zaman bu köşede siyasi partileri ve siyasi partiler içinde ki demokratik olmayan uygulamaları eleştiriyoruz...
En son iktidar Partisi'nde yaşanan olayı eleştirdik bu köşede.
Bilmeyenler için özet olarak tekrarlayalım isterseniz.
İktidar Partisi'nin 8 Ocak tarihi'nde yapacağı Odunpazarı ilçe kongresi için, Parti Genel Merkezine isimler çağırılıyor.
Çağrılan isimler arasında mevcut İlçe Başkanı Coşkun Şengün de var.
Üstelik, kendisini Odunpazarı Belediye Başkanı da destekliyor.
Ancak...
Milletvekili Salih Koca ve mevcut İl yönetimi, Odunpazarı ilçe Başkanlığına İsmail Civelek'i istiyor.
Genel Merkezde belirleyici konumunda olan isimler de;
-"İkisi de olmayacak. Odunpazarı ilçe Başkanı Ercan Kelleci olacak" diyerek son noktayı koyuyor.
Böylelikle...
AKP'nin 8 Ocak tarihi'nde yapacağı Odunpazarı ilçe kongresi şimdiden tamamlandı sayılır.
Çünkü...
AKP nin masa başında oturan yetkilileri kararı verdi.
Verilen karar da; Kongre tek adaylı olacak ve o tek aday da Ercan Kelleci olacak.
Biz de bu olay sonrasında kalkıp;
-"İyi de bu demokratik değil ki? Nerede kaldı üyenin ve delegenin teveccühü? Demokrasiyi ağızlarından düşürmeyenler, kendi partilerinin içinde demokrasiyi neden uygulamıyorlar ki?" gibisinden eleştiri ve sorgulama yapıyoruz.
Dün, yazılarımızı yakından takip ettiğini bildiğimiz bir arkadaşımız aradı...
-"Parti içi demokrasiyi sorgulamak sana mı kaldı? Boş ver uğraşıp durma" dedi önce...
-"Niye ki? Görmüyor musun olup biteni? Bu olayların parti içi demokrasiyle ne alakası var?" demeye kalmadı, sözümü kesip devam etti arkadaşımız;
-"Kardeşim senin söylediklerin tamamıyla doğru ama, bir de diğer taraftan bakmayı öğren artık" deyince merak ettik tabii ki lafların arkasından ne geleceğini.
Söylemek istediğini biraz daha açık anlatmasını istediğimizde ise;
-"Demokrasinin olmadığı partilerde insanlar nasıl geldiyse öyle gidiyor. Şöyle bir bak arkana. Kimler geldi, kimler geçti. Birilerinin iki dudağı arasından çıkan insanların, yine birilerinin iki dudağı arasından çıkan sözler nedeniyle siyasi hayatları sona erdi. Bu insanlar demokratik olmayan yollarla göreve geldiğinde iyi de, demokratik olmayan yollarla gittiğinde kötü mü? Aslında herkes hak ettiğini yaşıyor. Sen de keyfine bak" dedi.
Şöyle bir düşündük, gerçekten doğru söyledikleri...
Birilerinin istemesiyle gelen, neticede birilerinin istemesiyle gidiyor.
İşin tuhaf tarafı...
Birilerinin tercihiyle bir yerlere geldiğinizde iyi de, aynı kişilerin tercihi ile kenara itildiğinizde kıyamet kopuyor.
Göreve gelirken demokrasiyi görmezden gelenler, giderken "Nerede demokrasi?" diye bağırıyor.
Demokrasi olsa...
-"Hiç olmazsa beni halk getirdi, ya da Halk istemedi" deme şansı var...
Demokrasinin olmadığı yerde ise, hiçbir şey deme hakkın yok.
Çünkü, gelişin demokratik değildi ki, gidişin olsa...