DİN, DİNDAR VE MUHAFAZAKÂR

 


 


Dünya, Ruh diye tanımlanan varlıkların eğitim ve bu sırada başarılı olacakların seçileceği bir okul binası, insan denilen vücut da bu okulda Ruh’un giymek zorunda olduğu birer üniforma, elbise, kullandığı bir araç demektir. Bu üniforma, Dünya’nın temel ana maddesi olan toprak ile aynı organik, inorganik ve kimyasal maddelerden yapılmış ve Dünya malı olandır. Dolayısıyla da Ruh’un eğitiminin malzemesidir sadece.


 


       Eğitim okulu olan Dünya’nın öğrencisi olan Ruh’un mezun olabilmesi için “NEFS DERSLERİ”nden  başarılı olması gerekmektedir. Yani olumlu nefslerini “Sıratan müstakiym” diye tanımlandığı üzere “Orta düzeyde” yaşaması, inkâr etme demek olan TEFRİT etmemesi ve aşırı kullanmaması, diğer bir ifade ile İFRAT aşamasında uygulamaması, olumsuz nefsleri ise tamamen öldürmemek üzere güçlü bir iradeye ulaşması beklenmektedir.


 


Kehf-7. Sakın boş yere üzülme. çünkü Biz, insanlardan kimlerin iman edip muhkem /değişmez amaç ana kurallara uygun olumlu ameller gerçekleştireceğini, kimlerin de şımarıp yanlış yola sapacağını ayırt etmek için, Dünyayı aldatıcı bir cazibe /ziynet merkezi yapmışızdır.


 


Dünya okulunun kurallarının temel amacı, öğrenci Ruh’u güçlü bir iradeye ulaştırmaktır. Bu kurallar, bir nevi yaşamı en uygun şekilde “KULLANMA KILAVUZLARI”dırlar. Bu kurallara Kur’an’da Al-i İmran-7. ayette MUHKEM /DEĞİŞMEZ ANA KURALLAR denmiştir. Bu kuralların temel özellikleri, her zaman ve her toplum için geçerli olmaları yanında, tartışılmaz kesinlik ve doğrulukta olmasıdır. Bu duruma göre de muhkem kurallar dokunulmaz kurallar demektir. Diğer kuralların bir kısmı ise her bir muhkem kuralı gerçekleştirmek üzere belirtilen araçlar, yöntemlerdir ve MüTEŞABİH /değişken, yani zaman ve topluma göre farklı yorumlanacak kurallardır. Dolayısıyla müteşabih kurallar dokunulan, uygulanmayabilen, zaman ve topluma göre farklı olacak kurallar olmaktadırlar.


 


Al-i İmran-7. Ey Peygamber! Allah’ın indirmiş olduğu bu kitabın bazı ayetleri muhkem /değişmez amaç özellikli, herkes tarafından açık seçik kolaylıkla anlaşılan ve kitabın anaları /temeli /ana iskeleti ve hedef hükümlerdir. Geri kalanlar ise müteşabih /çok anlamlı /değişken mesajlar olup, bunların bazısı ilahi yapı ile ilgili semboller veya bilimsel bilgiler halinde, bazısı da kesin hükme yönelik, araç /yöntem  /vesile mesajlardır. Kalpleri ve düşünceleri kötü niyetli olanlar, insanların arasına fitne sokmak ve kafaları karıştırmak için, çok anlamlı olan müteşabih /araç mesajlara bile bile daha fazla önem verirler.………..


 


 Âdem neslinin nüfusu başlangıçta az olduğundan, muhkem /değişmez ana kuralların sayısı da azdı ve bunlar sahifeler şeklinde ve peygamberler aracılığı ile insanlara tebliğ edildi ve uymaları beklendi. Daha sonra nüfus artışı ile paralel gerekli kurallar da arttı ve bu defa kitaplar (Tevrat, Zebur, İncil ve Kur’an) halinde bildirildiler.


 


Muhkem kuralların ilki “Allah’ın tek ilah olduğu” kesin kuralıdır. Hangi kitaba ve hangi peygambere iman ederse  etsin, bu ilk kuralı içten kabul edene Kur’an’da MüSLüMAN denmektedir.


 


Bakara-136. Devamla yine onlara; “Biz, Allah’a, bize Kur’an ile indirilene, İbrahim, İsma­il, İshak, Yakup ve torunlarına indirilenlere, Musa’ya, İsa’ya ve Rabbi tarafından tüm peygamberlere ve­rilenlere inanırız. Bunların hiçbiri arasında ayırım yapmayız. Biz sadece Allah’a teslim olanlarız /Müslümanlarız" şeklinde cevap ver.


 


Allah, sadece Müslüman oluşumuzu kabul etmemekte ve mutlaka diğer 4 şarta da iman etmeyi istemektedir. İmanın beş şart olduğuna Bakara-177 ve Nisa-136. ayetlerde değinilmiştir.


 


Nisa-136…..Kim Allah’ı, Meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve Ahret gününü inkâr ederse /küfre saparsa, yanlış yola iyice sapmış ve doğru yoldan iyice uzaklaşmış demektir.


 


Daha sonrasında bu iman edişi Salih amellerle /faydalı işler gerçekleştirmekle pekiştirmemizi istemektedir. Buna dayanarak birçok ayette “Ey iman eden ve Salih ameller gerçekleştirenler” şeklinde ifade kullanılmıştır. Bakara-62. ayette,  hem iman eden ve hem de Salih ameller gerçekleştirenlerin ancak ödüllendirileceklerine değinilmiştir.


 


Ankebud-….3. Biz daha önceki nesillerden "iman ettik" diyen­leri de, çeşitli sınavlara tabi tuttuk. Aynı şekilde Allah, sizleri de sınavlara tabi tutarak içtenlikle iman etmiş olanlarınızla olmayanlarınızı belirleyecektir.


 


Bakara-62. Şunu da iyi bilin ki, sizler ayrıcalıklı bir toplum değilsiniz. İnsanlardan ister Yahudiler, ister Hıristiyan veya Sabii’lerden her kim, Allah’a ve Ahret günü hesaba çekileceğine iman eder ve salih ameller gerçekleştirirse, onların ödülleri Rab’leri tarafından verilecek ve onlar için korku ve üzüntü kesinlikle söz konusu olmayacaktır.


 


Salih ameller /faydalı işler, benim Kur’an’da belirlemiş olduğum toplam 440 muhkem /değişmez kurala göre gerçekleştirilecektir. Bu kuralların yarısından biraz fazlası yasaklar (HARAMLAR), diğer yarısı ise yapılması farz olanlardır  (GüNAHLAR). Bu nedenle de Kur’an’ın anlayarak, üzerinde düşünerek ve öğrenilen muhkem /değişmez ana kurallar benimsenip yaşantıya yansıtılması çok önemli olmaktadır. Böylece muhkem kurallar birer farz kural demek olmaktadır.


 


Kur’an’da, vahiy kitaplarında bildirilen muhkem /değişmez ana kurallar bütününe DİN denmektedir. Bu kurallardan temel amaç, kişinin dünya okulundan en iyi derece ile yani Mümin olarak mezun olmasını, en ideali ise Makbul kişi veya diğer bir ifade ile Kâmil İnsan olmasını sağlamaktır. Dolayısıyla Din, bir araçtır ve insan içindir.


 


İnsanlara Dünya Okulunun muhkem /değişmez ana kuralları ile farklı kurallar olan müteşabih /değişken kuralların kaynağı tektir ve o da Allah’tır. Dolayısıyla da muhkem kurallar bütünü demek olan DİN tektir ve Maide-3. ayette bu dine İSLÂM adı verilmiştir. Dolayısıyla hangi vahiy kitabına ve peygambere iman edilirse edilsin, Allah’ın tek dini İslâm olmaktadır.


 


Maide-3. çünkü Ben bugün dininize son şeklini verdim, böylece din ile ilgili nimetimi artık sonlandırdım ve sizin için din olarak İslam’ı tamamlayıp onayladım.


 


Bu duruma göre DİNDAR denilenin, en ideali olmak üzere son vahiy kitabı olan Kur’an olsa da, diğer vahiy kitaplarından herhangi birindeki muhkem /değişmez ana kuralların bütününü veya çoğunluğunu öğrenen ve bunlara göre yaşama çabasında olan demek olmaktadır. Yoksa sadece Namaz, Oruç ve Hac olan şekilsel uygulamaları veya kıyafet, sarık ve sakal gibi görüntüde olmak demek değildir.


 


DİNCİ olan, içten imanı olmadığından başkalarından maddî, siyasî veya farklı bir menfaat sağlamak üzere Allah ve din ile aldatan kişi demektir. Böylelerinin birer zalim konumunda olduğuna Hud-18. ayette vurgu yapılmıştır.


 


Hud-18. Allah’a gerçek dışı yakıştırmalar yapıp iftira etmekte olan veya O’nun adını kullanıp insanları aldatan ve haklarını gasp edenden daha zalim kim olabilir?


 


Bütün peygamberler gibi Hz. Muhammed’e de yapılan ilk karşı çıkış, ataların inançları ve geleneksel uygulamalar üzerinden olmuştur. Al-i İmran-7. ayette belirtildiği gibi müteşabih mesajlar her zamana ve her topluma göre farklı dinamik mesajlardır. İşte atalarının inanç ve görüşlerini özgür aklı ile düşünmeyen, eleştirmeden olduğu gibi kabul eden, dinselleştirilmiş veya dinselleştirilmemiş geleneksel uygulamaları eleştirmeyen ve müteşabih mesajları da muhkem/değişmez ana kurallar gibi değişmez kabul eden kişi MUHAFAZAKÂR, olmaktadır. Halbuki Bakara-171. ayette bu yaklaşıma karşı çıkılmıştır.


 


Bakara-…..171. İşte atalarının inançlarını taklitte takılmış ve gerçekleri kabul etmeyip küfre sapmış olanların durumu, çobanın yol gösterici sözlerini ve yardım çağrılarını anlamayan, doğruluğunu bizzat araştırmadan kabul eden, eleştirmeyip sadece durup dinleyen hayvanların durumuna benzer.  Yine bunlar, bildiğini okuyan ve gerçekleri işittiği halde anlamayan, konuşarak cevap veremeyen, gerçekleri göremeyip akıllarını da kullanamayanlardır, sürüler gibidirler.


 


Dolayısıyla Kur’an ve O’nu tebliğ etmiş olan Hz. Muhammed, Muhafazakâr değil, yenilikçi-DEVRİMCİ olmaktadırlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi