Tepebaşı Belediyesi'nin okullarda yapmak istediği ancak yapamadığı yardımlara dair haberimiz gündemini koruyor.
Konuyu hatırlamayanlar varsa onlar için kısaca bir özet yaparak başlayalım.
Konu şu;
Tepebaşı Belediyesi 2004'ten bu yana Milli Eğitim'in de izniyle bir uygulama yapıyor.
Okullarda ihtiyaç sahibi öğrenciler okullarından alınarak belediyeye getiriliyor.
Kaban ve bot ihtiyaçlarını karşılayan bu öğrenciler daha sonra okullarına geri bırakılıyor.
Ne yardımı alan rencide oluyor, ne yardımı yapan kurum bunu duyuruyor.
Ortaya çok anlamlı biş yardım çıkmış oluyor.
***
Belediye bu yılda 2.250 öğrenci için kaban ve bot temin etti.
Her yıl olduğu gibi de öğrencilerin okullarından alınarak yardımların dağıtılması için izin istedi.
Ancak Milli Eğitim beklenen izin yazısını bir türlü göndermedi.
Neredeyse kış biterken ancak gelen yazı karşısında ise tüm belediye yöneticileri dondu kaldı!
Öğrenciler de donmaya devam ederken, yazı da belediyenin okullarda böyle bir yardım yapamayacağı belirtiliyordu.
Hatta bu yardımların belediye yerine kendileri tarafından dağıtılmasını bile teklif etmişlerdi.
***
Yaşanan bu haksız tutum önce belediye meclisinde gündeme geldi.
Ardından da Ak Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Ertuğrul Dindar'dan yorum geldi.
Dindar konuyu Milli Eğitim yetkilileri ile görüştüğünü söylüyor.
Konuyu Milli Eğitim'in hangi yetkilisinden dinledi bilmiyorum ama Milli Eğitim'in yapılan bu yardımlardan haberinin olmadığını söylüyor.
Bu cümlesi ile tam bir siyasi fiyaskoya imza atıyor.
Çünkü ortaya iki ayrı sorun çıkıyor.
Birincisi;
Milli Eğitim yetkileri yıllardır yapılan bu yardımlardan bihaber demek ki!
Yani başında bulundukları kuruma hâkim değiller.
Yapılan yazışmaları bile takip edemiyorlar.
Hatta gazetelerde çıkan ve bu dağıtımlara izin verilmeyen yazıyı bile görmemişler.
İkincisi ise şu;
Milli Eğitim yetkilileri yıllardır bu konuda belediye ile yapılan yazışmaları biliyorlarsa, Dindar'a doğru bilgi vermemişler!
Dindar'ın 'Milli Eğitim'in yardımlar konusunda bilgisi yok' açıklamasından başka bir anlam çıkarılabilir mi?
***
Ak Partili Dindar'ın yorumundaki bir başka enteresan detay da, belediyenin bu yardımları gizlice yapması gerektiği yönündeki sözleri...
Çünkü belediye zaten yıllardır bu yardımları gizleyerek yapıyor.
Eğer Milli Eğitim bu yardımların yapılmasını engellemese, yine de kimsenin haberi olmayacaktı.
2.250 çocuğumuz kışı kabanlarıyla, sıcacık botlarıyla geçirecekti.
Ama onlar bu kış üşüdü.
Buna kimlerin neden olduğu da belli!
Bu yüzden bu işin siyasetini yarım yamalak açıklamalarla yapacağınıza, Milli Eğitim'e bir el atıpta yardımların dağıtılmasını sağlayın.
Siyaseten bu işin üstesinden gelemiyorsanız, bari çocukların bot ve kabanlarına kavuşmasına vesile olun.


RİZE'DEKİ PSİKOLOJİ!

Dünkü yazımızda Rize deplasmanının finalden öte bir maç olduğunu söyledik.
Rize'de yenilmemenin bile büyük anlamlar taşıdığını söyledik.
Zira olası bir mağlubiyetin şehirde ortaya çıkan hevesi kaçırabileceğini dile getirdik.
***
Takım da bu maçın önemini kavramış ki, canları pahasına oynadılar.
Tarladan bozma sahada rakibin üstünlüğünü kırmayı başardılar.
Oyun içinde skor üretecek pozisyon vermediler.
Yenilen gol ise duran toptan gelen bir gol oldu.
***
Sonuçta alınan bir puan ve devam eden umutlar var.
Bu nedenle Rize'deki puan altın değerinde!
Ancak söylemeden geçemeyeceğimiz bir şey var.
Tamamen yorulan ve oyundan düşen Rize'yi son 20 dakikada yenebilirdik.
Fakat oyuncular hücumda etkili olamayacaklarına o kadar inanmış ki, geriye oynamak artık adetten olmuş.
O nedenle Samet Hoca takımdaki bu psikolojiyi de yıkmalı.
Alınmaya başlayan puanlar daha sonra üçer üçer gelmeli