DOKTOR DEĞİLLERDİ AMA...

Da Vinci elbette bir bilim adamı değildi, öncelikle bir sanatçıydı fakat yine de, birçok bilim dalında araştırma ve buluşlarıy-la sayısız katkıları olmuştu.
Aşağıda sıralanan kişiler de bir bakıma Da Vinci benzeri kişilerdir. Doktor moktor değillerdi, doktor olmamalarına karşılık, tıp bilimine yaptıklan katkılar nedeniyle bugün insanlık onlara çok şey borçludur, bilesiniz.
Çin imparatoru Şun Ung (İÖ 2700): Bir tür efsane imparatordu ve akupunkturu bulmuş, bununla da kalmamış, şifalı otların ilk bilinen listesini çıkarmıştı.

Leonardo Da Vinci (1500): İlk doğru ve ayrıntılı anatomik çizimleri o bulmuş, o yapmıştı. Bu amaçla kim bilir kaç kadavra kesip biçmiştir. Karmaşık kalp çizimleri, valfların gerçek ve doğru işlevini yine ilk kez Da Vinci ortaya koymuştu. Ay-rıca, beynin oyluklarının tam bir resmini de tıp bilimine sunan, odur.

Anton van Leeawenhoek (1638): Hollandalı bir tacirdir. Ken-di mikroskoplarını kendi yapıyordu ve el yapımı 200 kadar mikroskobu vardı. Bunlar aracılığıyla bakteri, protozoa ve spermetozoa buluşçusu oldu. Ne tıp okumuştu ne de herhangi bir tıp öğrenimi görmüştü. Yaptığı en iyi mikroskop 250 kere büyütüyordu.

Joseph Priestly (1771): ingiliz din adamı ve kimyagerdi. Kendi geliştirdiği yeni 'pnömatik kimya' yöntemleriyle (gazların su ya da civa üzerine toplanması) oksijeni keşfedip izole etti ve adına da 'Deflojistike edilmiş hava' dedi.
10 kadar gaz daha izole etti; bunlar arasında azot oksit, karbon monoksit ve amonyak bile vardır.
Louis Pasteur (1861): Fransız kimyacısı ve biyolog Pasteur, mikropların kendiliğinden oluştuğu kuramını ortaya attı ve tıp dünyasında bomba gibi patladı bu.
Pasteur bu kuramla hava ile taşman bakterilerin varlığını da kanıtlıyordu. Sütün pastörizasyonuyla zararlı bakterilerden korunması da bu buluşun sonucudur.
Ayrıca, Pasteur, şarbon ve kuduz aşılarını bulmuştur.
Wilhelm Roentgen (1895): Felsefe doktoru ve aynı zamanda matematik ve fizik profesörüydü. Katot ışınlarını incelerken x ışınlarını buldu. Bunların adına 'x' denmesinin nedeni yayılmalarına neyin neden olduğunun bilinmemesiydi. Roentgen onca başarıları için pek çok ödül aldı, aralarmda Nobel fizik ödülü de bulunuyordu.

Fritz Schaudinn (1905): Berlin'de Alman İmparatorluk Sağ-lık Merkezi'nde görevli bir protozologdu. Çalışmaları sırasında frengi taşıyan minik mantar organizmalarını (spiochaeta pallida) buldu. "Boş şeylerle uğraşmama" uyarılarına rağmen bu buluşunu gerçekleştirmiş olması ayrıca şayan-ı dikkattir!

Heike Kamerlingh (1908): Hollandalı fizikçi ve ilk sıvı helyumu yapan kişidir. Bu sayede kriyo-cerrahide 'soğuk bıçak' yöntemi kullanılır olmuştur. Yani kan plazması hızla dondu-ruluyordu. Parkinson hastalığının tedavisindeki yeni teknikler hep bu noktadan yola çıkılarak gerçekleştirilmiştir.

Marie ve Pierre Curie (1910): Karı koca fizikçiydiler. Polonyum ve radyum elementlerini buldular. Radyumun yapısı ve kullanımları konusundaki araştırmaları, radyoterapiye ve çe-şitli hastalıkların tanısı ve tedavisindeki ilerlemelere yol aç-mıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
AKTÜEL Arşivi