Mevcut Tramvay projesi üç ayrı yöne uzatılıyor.
İhalesi bitti, çalışmalar başlatılacak.
Uzayacak olan güzergâhlardan birisi de, Yenikent-Çankaya hattı.
Mevcut Alaaddin park'ın göbeğinden geçip, yine mevcut hatla birleştirilecek.
Böylece...
Alaaddin park diye bir şey kalmayacak.
Odunpazarı Belediye Başkanı;
-"Yapmayın. Hattı parkın içinden geçirmeyin" diyor.
Büyükerşen ise...
-"Başka çaresi yok. İçinden geçecek" cevabını veriyor.
Belki her ikisi de kendince haklıdır.
Mühendis olmadığımız için, uzayacak hattın gerçekten Park içinden geçip geçmeyeceği zorunluluğunu bilemiyoruz.
Ancak...
Bildiğimiz bir şey var.
Bu park bundan birkaç yıl önce de sık sık gündeme geldi.
Özellikle Odunpazarı Belediyesi'nin yeniden düzenlemeleri sırasında;
-"Yeşil katlediliyor. Beton yığını haline getiriliyor" denildi.
Dahası...
Eskişehir'in en güzel ve eski parklarından biri olduğu söylenildi.
Söyleyenlerin başında da, o dönem DSP de olan, şimdinin CHP li Belediye Meclis üyeleri vardı.
Hatta...
Parkın önünde Basın açıklamaları yapmaktan tutun da, konuyu yargıya taşımayı bile görev edinmişlerdi
Şimdi park tamamen gidiyor.
Yeşil de onunla birlikte gidiyor.
Merak ettiğimiz...
O dönemin DSP'li, şimdinin CHP li meclis üyeleri bu söyledikleri sözleri unuttular mı?
Hala...
-"Bu park Eskişehir'in en güzel ve en eski parkı" diyerek;
-"Acaba Tramvay hattı için bu parkı yok etmeden alternatif bir yöntem bulabilir miyiz?" diye akıllarından geçiriyorlar mı?
Ya da...
Bunu, Belediyenin başında bulunan isme söyleme cesaretini kendilerinde bulabiliyorlar mı?
Vallahi meraktan soruyoruz?
Eğer bu gün de aynı görüşü taşıyorlarsa çıkıp, ya da Başkanın önüne dikilip;
-"Acaba bu parka zarar vermeden alternatif bir yol bulabilir miyiz?" deme cesaretlerini göstermeliler.
Yok, "biz o zaman yanlış yapmışız. Alaaddin Park elden gitse de olur" diyorlarsa...
O halde, geçmişte ortalığı niçin ayaklandırdılar?