Nihat Çuhadar'ın önceki günkü açıklamasının tepkileri devam ediyor.
Dün nereye gitsek, konuşulan konuların başında bu açıklama vardı...
Çuhadar'ın sözleri yapılan değerlendirmelerde baş sıradaydı.
Herkes kendince fikirlerini sunuyor, yaşananlara anlam vermeye çalışıyordu...

Gazeteye geldiğimizde elimize bir faks tutuşturdular.
Faksta Serkan Kumaş'ın da DSP'den istifa ettiğini içeren bilgiler verdi.
Kumaş tarafından kaleme alınan bu açıklamada, ilginç cümlelerde yer alıyordu!

Serkan Kumaş'ta, tıpkı Orhan Kesikoğlu gibi, Yılmaz Büyükerşen tarafından DSP'ye davet edilen sağ partililerden birisi...
ANAP'ın en sıkıntılı döneminde göreve gelmiş ve ANAP'ın kentte yeniden harekete geçmesini sağlamış isimlerden.
Siyasetteki bu yeteneği de kuşkusuz Büyükerşen'in dikkatini hemen çekti ki;
Kumaş'a DSP'den seçimlere girme teklifi sunuldu.
Buradaki amacın AKP'ye karşı tek güç yaratılması olmasından dolayı, diğer isimler gibi Kumaş'ta bu işe düşünmeden 'evet' demişti.

Serkan Kumaş dünkü açıklamasında bu amaçtan bahsediyor.
"DSP'ye gelmemizdeki gerçek amacı herkes biliyor" diyor.
Yani kimsenin bir yerlere gelmek için hocanın teklifini kabul etmediğini;
Amacın, kent yönetimini yeniden hocaya teslim etmek olduğunu anlatmaya çalışıyor.
Ardından da;
Böylesine bir amaç gütmemize rağmen, gelecekte benimde başıma Orhan Kesikoğlu'nun başına gelenlerin benzerinin geleceği kesin" diyor.
Zaten bunu görmemek pekte güç değil.
Ha bugün, ha yarın...

DSP İl Başkanı Nihat Çuhadar, önceki günkü açıklamasında bu işlerin bir oyundan ibaret olduğunu açıklamıştı.
Çuhadar'a göre mecliste istifaların kabul edilmemesi, AKP'nin bir "böl parçala" oyunu...
Ancak DSP'de yaşananlara hangi ismi vereceğimizi biz bilemedik.
Sadece DSP'nin amacına hizmet etmek için kendi partilerini bırakıp gelen;
Eskişehir'i AKP'ye teslim etmemek amacını güden bu kişilere yapılan, bu oyunun adı gerçektende ne?
Başka partiler ile artık isimleri tamamen bağdaşmasına rağmen, bu isimlerin DSP'ye yaptıkları hizmetin bedeli neden bu? Bu soruya cevap var mı?