Eskişehirspor yönetiminin sürekli yanlış yönlendirildiğini söyledik durduk.
Bu hem yönetimsel hem de teknik açıdan oldu.
Özellikle takım kurma becerisi yönünden yönetim kurulunun fikir aldığı isimlerin sürekli yanlış tavsiyeleri bugünkü takımı ortaya çıkardı.
Geçen yıl zor zar kümede kalan takımın yine aynı şekilde kümede kalma başarısı göstereceği yönetimin kulağına ısrarla üfürüldü.
Yönetim de ucuz maliyetli kadro ile kurtlar sofrasına girme cesaretini gösterdi.
Ancak bu sofra mevcut kadroya çok bol geldi.
Birbirinden sorunlu oyuncuların bulunduğu, kaliteleri tartışılan ve ancak alt liglerde oynayabilecek kapasitede olan oyuncular daha ligin başında havlu attı.
++++
Yönetim yapılan yanlışları yine yanlışlarla kurtarmaya çalıştı.
Biz Mesut Bakkal falan gelmesin derken İsmail Kartal'ı getirdiler iyi mi?
Elbette bu yanlışın cezası da dört maçta sıfır puan olarak geri döndü.
Aslında İsmail Hoca'nın gayretlerini Eskişehirliler sevmişti ama O'nun da çok fazla bir şey yapamayacağını herkes çok iyi biliyordu.
+++
Yönetimin hoca nezdinde çıkardığı krizin kasten yapılmış bir kriz olduğunu düşünüyoruz.
Ki, yönetim kurulu artık bu işin ucuz yollarla çözülemeyeceğini anladığını sanıyoruz.
Bu yüzden hoca ile yolları ayırmak için bahaneler ortaya konuldu.
Sonuçta karşılıklı anlaşılarak İsmail Hoca ile yollar ayrıldı.
+++
Gelelim bundan sonrasına...
Yukarda söyledik;
Bu iş artık ucuz adımlarla atılamayacak ve yönetimde bu gerçeği artık gördü.
O nedenle kesenin ağzını sonuna kadar açacaklar.
Bunu söylemek gerekli!
Bülent Uygun'la görüşmek için Katar'a kadar gitmenin başka bir anlamı yok.
Çünkü hepimiz biliyoruz ki, Süper lig ortamında kulübü ayakta tutacak ender isimlerden birisi Bülent Uygun'dur...
Hem ligi çok iyi tanıyor, hem rakipleri çözebiliyor, hem de başında bulunduğu takımların futboluna karakter kazandırabiliyor.
Dahası gelecek adına uzun vadede birlikte çalışılacak ender isimlerden birisi.
"Şampiyonluğa oynayacak takımı kur" dediğinizde eli dünyanın her köşesine ulaşacak kadar da güçlü.
Ancak;
Böylesi bir hocanın kulübün başına gelmesi de bir o kadar masraflı.
En başta halen sözleşmesi bulunan kulübüne karşı vecibeleri bulunuyor.
"Hadi çık gel, maliyeti neyse öderiz" demekle hemen her şey hallolmuyor.
Önce Katar'daki kulübü ile sorunları çözmek gerekli.
Eğer bu hallolursa Eskişehir'i seven, Eskişehir'de hedefleri olduğuna inanan ve bu işi bilen gerçek bir hoca yıllar sonra nihayet bu kulüpten içeri girer...
++++
'Artık yönetim değişecek mi, değişmeyecek mi?' sorularını da şimdilik sormayalım.
Görünen o ki, her türlü adıma rağmen mevcut yönetim bu işi bırakmayacak.
Kendileri için Eskişehirspor'u ayakta tutmak, bu zor günleri atlatmak gurur meselesi haline gelmiş.
Olaya bu yönüyle bakan bir yönetimin istifasını beklemek hayalcilik olur.
O yüzden, bundan sonraki süreçte hem yönetime, hem de takıma destek vermekten başka kimsenin elinde çare bulunmuyor.
Ayrıca, artık ucuz etin yahnisinden vazgeçip, işin gerçek yönüyle uğraşan bir yönetim olduğunu da ifade etmek gerekli.
Umarız beklediğimiz gibi olur her şey...
Bülent Uygun Eskişehir'e getirilir.
Ya da aynı ölçütte bu takıma destek verebilecek bir başka isim bulunur.
Yoksa Yılmaz Vural'mış, Mesut Bakkal'mış ya da bu ligin kulüpten kulübe koşan diğer isimleriymiş, alınıp getirilirse artık bizde buradan avazımız çıktığı kadar "istifa" diye bağırırız.
Çünkü böylesi bir seçenek, artık iş bilmezliğin bile ötesine geçiştir.
Şimdiden uyaralım...