4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

EĞİTİM GELECEĞİN TEMELİDİR

Eskişehir'de, Milli Eğitim Müdürlüğü'nde, sık görev değişiklikleri veya söylentileri, camiada sürekli tedirginlik yarattı. Bugünde Milli Eğitim Müdürü Arif Dede, nin, İstanbul, Erzincan İl Milli Eğitim Müdürü, Necmi Özen' nin de, Eskişehir'e, atandığı söylentileri gündemdedir. Bu haber, ne kadar doğru, önümüzdeki günlerde görülecektir. Ancak Milli Eğitimdeki, bu tür atamalar ve sistemdeki sık değişiklikler, eğitim-öğretim çalışmalarını, sürekli aksattı.
Türkiye'de, yaz-boz tahtasına dönüşen tayinler ve eğitim programları, öğrencileri ezberciliğe itmekte, kritik ve yaratıcı düşünceyi, yeterince geliştirmemekte, üretici yetenekler ve insan hayatını kolaylaştıran, becerilere de gereğince yer verilememektedir.
Oysa eğitim kurum/kuruluşları, her türlü zorluğa rağmen, toplumun beklentileri doğrultusunda, planlı ve programlı bir şekilde, çağdaş ölçütlere uygun, ezbercilikten uzak, kişiyi temel alan, bilgi üreten ve kullanılmasını öğreten, çağdaş eğitim stratejileri ile araç ve yöntemlerini benimseyen, bir çalışma içinde olmak için, gayret ve caba göstermelidirler.
Ayrıca ülkemizdeki eğitim programları, öğrencilerin, ilgi istidat ve kabiliyetleri arasındaki farkları, dikkate alabilecek esneklikte olmadığı gibi, Türk toplumunun, temel değerlerine, kalkınma ihtiyaçlarına, yeterince cevap verecek nitelikte de değildir.
Ülkemizde, eğitim finansmanı açısından da ciddi sorunlar var. Gerçi mevcut imkânlar içerisinde, eğitime ayrılan kaynaklar küçümsenmeyecek ölçülerdedir. Fakat yetersizdir. Bunun devlet imkânları ile kısa vadede artırılması da mümkün değildir. Bu duruma da halk katkısı zorunludur. Bu alanda, diğer önemli bir sorunda, eğitim alanındaki mevcut imkânların, rasyonel bir şekilde kullanılmamasıdır.
Eğitim alanındaki diğer bir önemli sorunda, "KALİTE" dir. Maalesef, ülkemizde genelde "Kaliteli Eğitim" denilince, öğretmene düşen öğrenci sayısı, sınıf mevcutları gibi eğitimin kalitesine tesir eden maddi unsurlar üzerinde duruldu. Şüphesiz, bunlar çok önemlidir. Ancak kaliteli eğitimi, toplumun ihtiyaçları ve beklentilerine uygunluk belirler.
Çağdaş eğitimde ve gelişmiş ülkelerde, kaliteli eğitimin en önemli unsurlarından biri de öğrencilerin, ana dilerine hâkimiyetlerini sağlamaktır. Ülkemizdeki, "Kaliteli Eğitim" için ilk hedeflerimizden biri de öğrencilerin, Türkçe' yi kullanma becerilerini, mümkün olduğu kadar en üst seviyeye getirmek olmalıdır. Bu sağlanmadığı takdirde öğrencileri, araştırmaya yöneltmek, düşünce kapasitelerini artırmak arzu edilen boyutta olmayacaktır.
Ayrıca kaliteli eğitim, öğrenci merkezlidir. Bunu sağlamak için de bütün derslerin ve ders dışı eğitim faaliyetlerin, öğrencilerden beklenilen, bilgi, beceri tutum ve davranış kazandırmaya yönelik olarak düzenlenmesi, yanından onların ilgi ve kabiliyetlerinin de gözetilmesi gerekir. Kaliteli eğitim de dersler, amaç değil araçtır.
Öte yandan yapılan bilimsel araştırmalar ve çağdaş eğitime, yönelik çeşitli uygulamalar, çocuğun öğrenmesinin, en yoğun olduğu temel alışkanlıklarının, zihinsel yeteneklerinin geliştiği ve biçimlendiği dönemin, 3-6 yaş arasında olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, Eskişehir' de, Okul Öncesi Eğitim okullaşma oranı, %100' e ulaştırılmalı ve tüm çocuklarımızın, bu imkânlardan yararlanması sağlanmalıdır.
Ülkemizde, İlköğretim okulları ve liselerde artan öğrenci kavgaları, bazı velilerin sorun çözmek adına, okulu basmaları, öğretmen ve öğrencilere, şiddet uygulanması gibi, olaylar artık olağan hale gelmiştir.
Öğretim yıllarında, bu tür olayların yaşanmaması için, öğretim yılı başından itibaren önlemler alınmalıdır. Bu alanda, yönetici, öğretmen ve güvenlik güçleri yanında, ailelerle de ciddi görevler düşmektedir. Mücadelede, rehberlik ön planda olmalı, ergenlik çağı ile ilgili olarak, öğretmen ve veliler bilgilendirilmelidir.
Ayrıca insanlarımızın, fikri, ahlaki ve bedeni değerlerini geliştirmek, komple kültür değerlerimizle, yepyeni teknolojik çağa yürümek, nitelikli yönetici ve öğretmenlerle mümkündür. Çünkü öğretmen, eğitim öğretimde en önemli unsurdur.
Nitekim Rahmetli Rauf İnan' ın, " Öğretmen, kendi varlığında, yalnız kendi kendisine karşı sorumluluk taşıyan bir adam değildir. O gelecek nesillerin, şöyle veya böyle, şu veya bu vasıflarda olmasının, şu veya bu meziyetler veya kusurlar almasının sorumluluğunu da, yani, bir kısım vatandaşların, hatta milletin alın yazısının sorumluluğunu, millet önünde ve tarihi önünde, taşıyan bir adamdır." Sözleri, eğitim ve öğretim alanında görev alan yönetici ve öğretmenlere, en güzel mesajdır
Dünyada, toplumların kalkınması ve kendilerini geliştirmesi, her şeyden önce bireylerine kaliteli ve sağlıklı bir eğitim vermesi ile orantılıdır. Aksi takdirde, o toplumun esir ve mahkûm olması kaçınılmaz bir sondur. Nitekim ATATÜRK, "Eğitimdir ki bir milleti, ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder" diyerek, eğitimin önemi, yeterince vurgulamıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi