Organik gıda, en basit anlatımıyla tarım ürününün işlenmesinde, yetiştirilmesinde hiçbir kimyasal madde kullanılmaması...
Geçtiğimiz yıl ülkenin birinci gündemine oturan GDO'yu da asla kapsamaz bu ürünler!
Daha doğru tarifiyle;
Organik gıdaların asla genetiği değiştirilmemiştir ya da oynanmamıştır.
Böylesine gıdalar tüketmenin önemini anlatmaya gerek olduğunu da sanmıyoruz!
Hele günümüzde artık yediğimiz pek çok ürünün ya sahtesini, ya genetiği ile oynanmışını ya da tabiri caizse çakmasını yiyorsak...
Sahiden de öyle değil mi?
Ne sebzede bildiğimiz o sebze kokusu var ne de meyvelerde...

Gelişmiş pek çok ülke elbette bu konu ile ilgili tedbirlerini almış durumda.
Çünkü doğal olmayan ürünlerin tüketildiği bir ülkede, insan sağlığından söz etmek asla mümkün değildir.
Her devlet bu nedenle vatandaşına doğal yani organik ürünler sunmayı tercih eder.
Bunu ülkesinin tarım politikalarına işler.
Ne ülkesinde organik olmayan bir ürün ektirir, ne de ülkesine ihraç eder.
Böylece hem toprağının ve vatandaşının sağlığını korur, hem de önleyici sağlık hizmetini daha halkının sofrasındaki gıdadan başlatır.
Bu uzun ve mutlu bir toplumun yaratılması ve sağlık giderleri için çok az harcayan bir ülke demektir.
Bu türdeki ülkelere örnek aramak için aslında çokta uzağa gitmeye de gerek yoktur.

Neyse;
Tüm bunları neden anlattık?
Hemen açıklayım.
Sözü Tepebaşı Belediyesi'nin kurduğu Ekolojik pazara getirme niyetindeyiz.
Çünkü geçtiğimiz günlerde ilk kez uğrama fırsatı bulduğumuz pazarda gördüklerimiz bizi hayli şaşırttı.
Sebebi belli!
Pazarda satılan her ürün tamamen insan sağlığına uygun olarak üretilmiş.
Üretim diyoruz çünkü bu üretilenler arasında sadece sebze ve meyve yok.
Çamaşırınızdan tutunda, kullandığınız sabuna kadar her şey bu pazarda doğal!

Belediye yönetimi bölgesindeki vatandaşın doğal ürüne ulaşması için bir Pazar kuruyor.
Pazarı oluşturmadaki asıl amaç belli!
Tepebaşı halkının da, diğer gelişmiş ülkelerdeki halk gibi doğal ürüne ulaşıp, onları tüketmesini sağlamak.
Bunun içinde pazarında sertifikasız tek bir yaprak bile sattırmıyor.
Pazar boyunca sürekli bir kontrol mevcut!
Ha keza, yapılan alışverişler sonrası ürünlerin sağlıklı olarak eve ulaştırılması içinde kese kâğıdı ve bez torbayı da ücretsiz olarak veriyor.
Pazarın bir köşesinde belde evindeki kadınların ürettiği gözlemeler ucuz olarak sunuluyor Tepebaşılıya...
Pazara gelen herkese güler yüz gösteriliyor.
Esnafından belediye yetkilisine kadar herkes, satılan ürünlerle ilgili gerekli açıklamaları da yapıyor size.
Yani, aldığınız ürünün içerisinde neler olduğunu ve neyi tükettiğinizi iyi biliyorsunuz.
Tek olumsuz taraf elbette fiyatlarda!
Ancak öyle korkulacak gibi değil.
Her ürünün yarım ya da bir katı olarak düşünün her şeyi...
Mesela domates semt pazarında 50 kuruşsa bu pazarda 75 kuruş olarak karşınıza çıkar.
O fark, kuşkusuz bu ürünün yetiştirilmesinde harcanan bedelin karşılığı olarak cüzdanlarımıza yansıyor.
Bizler o ilk ziyaretimizde bu harcamayı yaparken hiç gocunmadık.
Birkaç kuruş fazla olsa da gönül rahatlığı ile döndük evimize...
Kuşkusuz hiçbir bedel bizlerin sağlığından daha değerli olamaz.

Yazımızın sonunda Eskişehirliye böylesine bir hizmeti layık görenleri kutlamak istiyoruz.
Belediyecilik hizmeti tarihine yeni bir kavram kazandırdı Tepebaşı Belediyesi.
Bu hizmet aslında sadece vatandaşa doğal ürün sunma hizmeti değil bizce;
Bu hizmet en başta belediye yönetiminin halkına duyduğu saygıdan başka bir şey olamaz.
Kutluyoruz düşünenleri ve hayata geçirenleri.
Sağlığına önem veren, vücut sağlığı ve dengesini korumak isteyen herkesi de Cengiz Topel caddesindeki bu pazara davet ediyoruz...
Gerçekten de bu Pazar Eskişehirli için bulunmaz bir imkân!