
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Emirdağlılar kavgada bile bir araya gelmezse...
Her ne kadar sayısı tam olarak bilinmese de Eskişehir'de yaşayan Emirdağ'lıların sayısı azımsanmayacak kadar fazla.
Seçimlerde organize olmayı başarabilseler hemen her dönem Meclise kolaylıkla hemşerilerini yollayabilirler.
Hem de her partiden.
Ancak...
Eskişehir'de yaşayan Emirdağlılar hiçbir dönem yapamadı bu işi.
Mihalıççıklılar ile Sivrihisarlıların yaptığını hiçbir dönem yapamadı.
Emirdağlı olup da,Emirdağlı hemşerilerinin oylarına güvenip aday olanlar çıktı ama.
Sonuç hepsi için hüsran oldu.
Bazıları, akrabalarının bile oyunu alamadı.
Bazıları ise öyle az oy aldı ki, aldığı oyun parti oyu mu yoksa Emirdağlıların oyu mu olduğu bir türlü anlaşılamadı.
İşte bu yüzden;
-"Emirdağlılar kavgada bile bir araya gelmez" denilmeye başlandı.
İşte o yüzden;
Milletvekili ve Mahalli seçimler öncesinde partilerin yaptığı listelerde Emirdağlılar hep Mihalıççıklıların, Sivrihisarlıların ve hatta Seyitgazililerin arkasına yazılmaya başlandı.
Sayısal olarak daha fazla olmalarına rağmen organize olamamaları, temsil edilememelerine yol açtı.
İşte, her biri diğerini çok iyi tanıyan ama,iş desteğe geldiğinde birbirine pek de bu desteği vermeyen hatta, birbirini engelleyen Emirdağlıların Eskişehir'de var olan Vakfını ziyaret etmiş Büyükerşen.
Beraberinde ki CHP li yöneticilerle birlikte gitmiş vakıf binasına.
Aşağı yukarı bizim yukarıda söylediklerimizi söyleyip;
-"Neden birbirinizle mücadele edip duruyorsunuz. Birlik olmuyorsunuz. Halbuki birlik olsanız tüm partilerin listelerini siz kaplarsınız" demiş.
Ne diyelim?
Doğruyu bir kez de Büyükerşen söylemiş.
Bu doğruların söylenmesi Emirdağlıların mevcut bu durumunu değiştirir mi?
İnşallah...
.......
Aslında seçimlerde iki proje çarpışacak...
Mahalli seçimlerde Eskişehir'de İktidar partisi ile CHP nin yarışacağını zannediyor ama...
Aslında yarışan her iki tarafın da projeleri olacak.
Özellikle de, her iki tarafın Demiryolu ulaşımı ile ilgili devam eden yatırımlarının tamamlanması.
2013 yılına girdik...
Mahalli seçimlere şunun şurasında 15 aylık bir süreç kaldı.
Bilindiği üzere, iktidar partisi Eskişehir'deki tüm belediyeleri almak istiyor.
Zira...
İki dönemdir Eskişehir büyükşehir belediyesini kazanamıyor.
Son mahalli seçimde, elinde bulunan Tepebaşı Belediyesini de kaptırdı.
Diğer taraftan...
CHP de, mahalli seçimlerde elinde bulunan Büyükşehir ve Tepebaşı'nın yanı sıra, Odunpazarı Belediyesini de almak istiyor.
Dahası...
İki dönemdir, sol adayların birbirine rakip olması nedeniyle AKP ye kaptırdığı Odunpazarı için;
-"Bu kez böyle bir hata yapılmayacak" diyor.
Durum böyle olunca, mahalli seçimlerin kaderini de bir ölçüde yatırımların belirleyeceği gibi bir olgu ortaya çıkıyor.
Büyükşehir belediyesinin 2014 yılında yapılacak olan Mahalli seçimler için en büyük kozu, şehrin üç ayrı bölgesine uzatılacak olan Tramvay hatları.
Bu hatları bitirerek seçimlere girilecek.
İktidar partisinin 2014 seçimleri için en büyük kozu da, şehir merkezinde ki demiryolu hattının yer altına alınma işlemini tamamlayarak seçimlere girmek.
Netice olarak...
İktidarın da, Büyükşehir Belediyesinin de Mahalli seçimlere kadar bir çok bitirip faaliyete sokacağı hizmet olacaktır ama, her ikisinin de seçimlerde ön plana çıkartacağı ve tamamlandığı için ödül bekleyeceği iki proje, bu sözünü ettiğimiz iki proje olacak.
Böylelikle...
2014 mahalli seçimlerini bir ölçüde Raylı taşımacılıkta yapılacak olan yatırımlar belirleyecek.
Eskişehir halkı belki de, Raylı taşımacılıkla ilgili bu yatırımlara bakarak oyunu belirleyecek.
Bakalım vatandaş 2014 Mahalli seçimlerinde hangi hizmeti daha yararlı bulacak?
Belediyenin seçimlere kadar tamamlayacağı Tramvay hat uzatımı ile sağladığı ulaşımı mı?
Yoksa...
Hükümet imkânlarıyla tamamlanması planlanan Demiryolunun yer altına alınmasını mı?
Bekleyip göreceğiz...
.....
İşte en zor yazılan yazı bu...
Kolaydır 'Hoş geldin' demek. Zor olan 'Güle güle' diyebilmektir.
Çünkü...
Gelen sevinç getirir, giden ise hüzün bırakır.
O yüzden...
Dünyaya geleni karşılamak ne kadar muhteşem bir duyguysa, Dünyadan ayrılanı uğurlamak o denli berbat bir durumdur.
Bu nedenle kolay kolay yazamayız ölümü.
Hele hele bırakıp da giden iyi bir arkadaş, iyi bir dost, iyi bir meslektaş ise elimiz ayağımıza karışır.
Birlikte yaşanılan anıları aklımızdan geçirmekten, basamayız bilgisayarın tuşlarına.
Duygular dökülmemek için direnir adeta ekrana.
Konuştuklarınız, paylaştıklarınız kısaca yaşadıklarınız geçer de gözünüzün önünden ve daha dün gibi hatırlarsınız her şeyi ama...
O bir Dünya ötenizdedir artık.
Haluk Özden, hiç de uygun olmayan bir yaşında, hiç de uygun olmayan bir zamanda çekti gitti.
Halbuki daha, genç meslektaşlarımıza 'İyi gazeteci nasıl olur' dersini vermeyi sürdürecekti.
Herkesin sevdiği adam olmanın ipuçlarını vermeye devam edecekti.
Ama olmadı.
Zamansız yakalayan rahatsızlık aldı götürdü onu.
Burada Haluk Özden'i uzun uzun anlatma niyetinde değilim.
Zaten anlatmaya kalksak da, ne kadar mükemmel biri olduğunu anlatmak için bu sütunların yeterli olmayacağı açık.
O nedenle...
Haluk Özden'in nasıl kaliteli bir insan olduğunu anlamak için oğlu Oktay ile kızı Gülçin'e bakmanız yeter.
Böylesine seviyeli ve düzeyli evlatları yetiştirmiş olması bile, O'nun gittiği yerin Cennet olduğunu göstermiyor mu sizce de?
Nur içinde yat olur mu?