
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
EN GÜÇ İŞ İŞSİZ GEZMEKTİR
Bosna Hersek 'te, Tuzla kentindeki, kamu çalışanlarının, bazı fabrikaların özelleştirilmesi ve aylardır maaşlarının ödenmemesini protesto etmek için, başlattığı eylemler büyüyor. Yaklaşık, 3 milyon 800 bin kişinin, yaşadığı Bosna Hersek' te, işsizlik oranı resmi verilere göre, yüzde 45. Gençler arasında işsizlik ise yüzde 60'larda olduğu söyleniyor.
Bosna Hersek' teki gelişmelerden, siyasi iktidar ders çıkartır mı bilinmez ama Türkiye' de, işsizlik, her geçen yıl artıyor. Eğitim-öğretim alanında, iş gücü planlaması yapılmaması ise bu alandaki kötü gidişin tuzu biberi oluyor. Özellikle de siyasi iktidar, siyasi çıkarı için, her ile bir üniversite açması, eğitimli işsizlerin sayısını daha da artırdı. Bu durum böyle devam ederse, işsizlik felakete dönüşebilir.
Nitekim umudunu yitirdiği için, iş aramayı bırakanlar hariç olmak üzere; Türkiye'deki, 2.7 milyon işsizin, 874 binini 15-24 yaş grubundaki gençler oluşturuyor. Bu grupta işsizlik yüzde 19.3'e ulaşıyor.
15-24 yaş grubundaki gençlerde, eğitim durumuna göre en yüksek işsizlik üniversite mezunlarında. İş gücüne dahil toplam nüfustaki üniversite mezunlarında, yüzde 11.6 olan işsizlik, 15-24 yaş grubundaki üniversite mezunlarında, yüzde 33.7'le rekor düzeye ulaşıyor. 24 yaşın altındaki üniversite mezunu ve aktif olarak iş arayan her üç gençten biri işsiz durumda. Öte yandan İş gücüne dahil gençlerin, 3 milyon 658 bini bir işte çalışıyor. Ancak bunların 742 binini, standart bir istihdam şekline uymayan ve sosyal güvenlik kapsamında yer almayan "ücretsiz aile işçileri" oluşturuyor. Umudunu yitirdiği için, iş aramayı bırakanlar hariç olmak üzere; ülkedeki, 2 milyon 743 bin işsizin 874 binini 15-24 yaş grubundaki gençler oluşturuyor.
Aktif olarak iş arayan, her 5 gençten biri işsiz durumda. Bu yaş grubundaki erkeklerde yüzde 17.1 olan işsizlik, kadınlarda, yüzde 23.5'e ulaşıyor. 15-24 yaş grubu gençlerdeki işsizlik, 24 yaş üstü ve toplamda yüzde 9.7 olan oranın iki katından yüksek düzeyde bulunuyor. 24 yaş üstündekiler de yüzde 53.9, toplamda yüzde 50.8 olan iş gücüne katılım oranı ise 15-24 yaş grubunda yüzde 39'a düşüyor.
Ülkemizde, 15 - 24 yaş grubunda olup, iş gücüne dahil olmayan, 7 milyonu aşkın gencin 4 milyon 475 binle en büyük bölümünü, öğrenciler oluşturuyor. 1 milyon 463 bin genç kız, okul okumayıp, ev işleriyle meşgul olduğu için, iş gücü dışında yer alıyor. 15-24 yaş grubunda olup da iş gücü dışında sayılanların 496 bin kişisini çalışmaya hazır olduğu halde, umudunu yitirdiği için, iş aramayanlar oluşturuyor. 275 bin genç ailevi ve kişisel nedenlerle, 169 bin kişi özürlü, ya da hasta, 3 bin kişi mevsimlik işçi olduğu için, 165 bini ise diğer nedenlerle iş gücüne dahil sayılmıyor.
Elbette genç işsizliğin, nedenleri var. Eğitim kurumları, özellikle üniversiteler, nitelikli eğitim-öğretimden uzaktır. Uygulamalı eğitim ise yok denecek kadar azdır O nedenle de şirketlerin, aradığı nitelikte, eleman bulmak çok zor. Ortada fakülte diplomasını, her kapıyı açan bir anahtar olarak gören, iş dünyası hakkında, en ufak bir fikre sahip olmayan on binlerce genç var.
Ayrıca ülkemizde üniversitelerle, kurum/kuruluşlar, özellikle de sanayi arasında arzu edilen boyutta işbirliği yok. o nedenle de nitelikli iş gücü yetiştiremiyor. Gençler ise kendilerini yetiştirmek için, maalesef fazladan bir çaba göstermiyor. Gençlerin önemli bir bölümü, fakültede öğrendikleri ile yetiniyor.
Diğer yandan, gençler, okurken, stajlara önem vermiyor veya staj yaptığı kurum/kuruluşlar, ona bu fırsatı vermiyor. Ayrıca kurslar izleyip sertifika almayı külfet sayıyorlar. Genlere tahsilleri boyunca, kendi dallarındaki yeni gelişmeleri takip etmeye yönelik bir merak duygusu aşılanmıyor. İşleri ile ilgili bir öğrenme ve uzmanlaşma hedefine sahip olmayan gençler, şirketlerin beklediği beceriyi kazanamıyor.
Yaşanan finansal krizler, sonrası gelen ekonomik durgunlukta, şirketlerin, işten çıkarmalarda, ilk grup, gençler oluyor. Ekonomi de yeterince büyümeyince, yeni iş alanları açılamadığından gençlere iş bulamıyor. Ekonominin, büyüme hızı ile nüfusun büyüme hızı arasındaki mesafe açılınca, bu gelişmeden, gençlere düşen pay, işsizlik oluyor.
Türk halkı, artık gerçekleri görmelidir. Ülkedeki işsizliğin, temel nedeni, uygulanan istihdamsız, büyüme stratejisidir. Bu strateji, mutlaka terk edilmeli, ülkemizde, "ÜRETİM" ve "NİTELİKLİ EĞİTİM" ön planda tutulmalı, bu alanlarda, her türlü fedakârlık yapılmalıdır. Ayrıca üretmeyen toplumlar, bırakın işsizliğe çözün bulmayı, bağımsızlığını bile, kaybetmeye mahkûmdur. Nitekim ATATÜRK, "Ekonomisi, zayıf bir ulus, yoksulluktan ve düşkünlükten kurtulamaz; güçlü bir uygarlığa, kalkınma ve mutluluğa kavuşamaz; toplumsal ve siyasal yıkımlardan kaçamaz." demiştir.