
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Erdoğan Eskişehir'i gerçekten istiyor mu?
Hemen her seçim öncesi aynı konu yazılıp çizilir...
-"Erdoğan partisinin kurmaylarına "Şu illeri istiyorum" diye talimat verdi" denir.
İstediği iller arasında da Eskişehir mutlaka yer alır.
Her ne kadar Recep Tayyip Erdoğan'ın "Bu Belediyeleri istiyorum" diye Eskişehir'in adını da geçirdiği birkaç konuşması olsa da, ben Erdoğan'ın Eskişehir Büyükşehir Belediyesini istemesinde, çok da ciddi olduğunu zannetmiyorum.
Ya da...
Erdoğan Eskişehir Büyükşehir Belediyesini gerçekten istiyor ama, partisinde ki birileri bu isteği ciddiye almıyor.
Çünkü...
Eskişehir büyükşehir Belediyesini bu denli isteyen bir genel başkana rağmen, bir parti seçimlerde böylesine hatalar yapmaz.
GENEL BAŞKAN "İSTİYORUM" DİYOR, PARTİ KAYBETMEK İÇİN NE GEREKİYORSA YAPIYOR
Genel başkanın "İstiyorum" demesine rağmen bir parti, Eskişehir'in kaybedilmesi için bu denli uğraş veremez.
Belki çok yazıp çizdik ama, iktidar partisinin bundan önceki iki mahalli seçimi de kaybetmesinin tek nedeni, ortaya çıkarttıkları adaylardı.
Büyükerşen gibi bırakın Eskişehir'i, Türkiye'de karşılığı olan bir aday önce küçümsendi, ardından karşısına Eskişehir'de bile karşılığı olmayan adaylar çıkartıldı...
İKİ SEÇİMDE DE ADAY HATASI
İlk seçimde, sırf belediyeci diye emrinde çalışan ESKİ Genel müdürünü, Büyükerşen'in karşısına aday gösterdi AKP.
Vatandaş "Aslı varken, emrinde çalışan kişiye niye oy vereyim ki?" diye düşündü.
Bunun sonucunda da gidip oyunu Büyükerşen'e verdi.
Aradan 5 yıl geçti, buna rağmen iktidar partisinin yanlış tercih ısrarı devam etti.
Bu kez sırf Prof unvanı taşıyor diye bir Akademisyen aday yapıldı.
Aynı vatandaş, yine aynı şekilde "Madem Profesör seçeceğiz, aslı varken diğerine ne gerek var" düşüncesiyle oyunu yine Büyükerşen'e attı.
Sonuç olarak...
Her iki seçim de Büyükerşen'in karşısına çıkartılan adaylar yüzünden kaybedildi.
Çünkü...
Yukarıda da söylediğimiz üzere, Büyükerşen gibi marka haline gelmiş bir ismin karşısına, Eskişehir'de bile karşılığı olmayan isimlerle yarışa çıkıldı.
BİLE BİLE SEÇİM KAYBETMEK İŞTE TAM DA BUNA DENİR
Peki niçin böyle bir anlayış içine girdiler?
Bunun cevabı basit.
Aday belirlenirken "yeter ki bizden olsun" düşüncesi hakim oldu.
Asıl amaç seçim kazanmak değil, birilerinin kendilerinden olan adayı ortaya çıkartmasıydı.
Zira...
-"Seçim kazanılırsa "Belediyede biz de söz sahibi oluruz" diye düşünmüşlerdi
Seçimin kaybedilmesi halinde ise bahaneleri hazırdı. "Büyükerşen karşısında kaybetti
k" diyerek, seçim kaybedilmesinin normal bir sonuç olduğunu söyleyeceklerdi.
Öyle de yaptılar.
Resmen kumar oynadılar.
Kaybettikleri her iki seçimin ardından da çıkıp, tıpkı bizim söylediğimiz gibi "Ne yapalım arkadaş. Adam marka. Marka'yı aşamadık" dediler.
ESKİŞEHİR'DE KARŞLIĞI OLMAYAN İSİMLE YOLA ÇIKILIRSA
Şimdi önümüzde yeni bir mahalli seçim var.
Bu mahalli seçimin tarafları, özellikle Büyükşehir Belediyesi için şimdiden belli.
Bir tarafta, üç dönem üst üste Başkanlık yaparak, zaten var olan marka değerine değer katmış Büyükerşen...
Diğer tarafta da iktidar partisi ve bu partinin belirleyeceği aday.
İktidar partisi bu defa Büyükerşen'in karşısına kimi aday olarak çıkartır bilemiyoruz.
Eskişehir'de karşılığını bulmuş bir ismi aday olarak belirlerse, seçimi kazanma şansı belki doğabilir.
Ancak...
Önceki iki seçimin de bize anlattıklarından yola çıkarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Eğer iktidar partisi önceki iki seçimde olduğu gibi Büyükerşen'in karşısına Eskişehir'de bir karşılığı olmayan isimle çıkarsa, Büyükerşen'e 4 ncü dönem belediye Başkanlığı ile rekor kırdırtacaktır.
........
Yanlış habere hiç bu kadar sevinmemiştik...
Siirt'de Askeri Helikopterin düşmesi sonucu Aslan gibi 17 askerimiz şehit oluyor.
Bu acı haberin duyulmasıyla birlikte Ajanslar, şehitlerin kimliklerinin belirlenmesi için çalışmaya başlıyor.
Bunun neticesinde Askeri helikopter'de şehit olan 17 Askerin ismi açıklanıyor.
İlk açıklanan listede, Eskişehirli Uzman Çavuş Serdar Durmaz'ın da ismi var.
Olay şüphesiz büyük bir üzüntü yaratıyor Eskişehir'de.
Ajanstan gelen haberler doğrultusunda gazete sayfaları yapılıyor.
Şehitler arasında Eskişehirli Serdar Durmaz'ın da olduğu konuluyor gazeteye.
Çok saat sonra anlaşılıyor ki, Eskişehirli Serdar Durmaz o gün izinli ve düşen helikopterin içinde yok.
Büyük bir şans eseri 16 arkadaşıyla birlikte şehit olmaktan son anda kurtuluyor Eskişehirli Serdar Durmaz.
Ancak...
Gazeteler, ilk ulaşan bilgi çerçevesinde basıma girdiği için, ertesi gün Eskişehir'in de şehidi olduğu haberleri yayınlanıyor.
Böylece...
Düşün helikopterde Eskişehirli de bir şehidin olduğu haberi, yalan haber olmuş oluyor...
Bu tabii ki büyük bir hata.
Ama...
Yalan olan bir habere bugüne kadar bu denli sevindiğimizi açıkça söyleyebiliriz.
Varsın haber (Her ne kadar yukarıda izah ettiğimiz nedenlerden ötürü) yalan olsun...
Yeter ki şehidimiz olmasın, yüreğimizi o acılar bir daha düşmesin...
......
Biraz da gülmek lazım
Papaz, kente yeni gelmişti. Önüne çıkan ilk lokantaya girdi ve boş bulduğu masaya oturdu. Yemeğini söyledikten sonra ellerini yıkamak üzere tuvalete gitti.
Masasına dönerken, lokantadaki herkesin kendisine bakıp güldüklerini görünce garsonu çağırıp sordu:
Evladım, müşteriler neden bana bakıp gülüyorlar?
Şey, efendim. Resim... Tuvaletin duvarındaki resim.
... Gördünüz mü?
Gördüm.
Oradaki çıplak kadının önünde incir yaprağı var ya...
Onu da gördüm.
İçeri giren o yaprağı kaldırıp baktığında burada ziller çalar.
Ona gülüyorlar.