Koskoca seçim dönemini “değişim” sloganıyla geçirdik.

Değişim vurgusu öylesine işledi ki damarlarımıza…

Her kahvede, her toplantıda, çay sohbetinde “değişsin artık kardeşim” cümlesini duyduk.

Hiçbir bu kadar değişim istemedik.

Değişimden korkan bizler, değişim devrimine giriştik.

Değişim seninle başlar diyerek kendimizi dahi değiştirmeyi düşünmedik değil…

Öyle ya da böyle bir takım değişim kararları alındı.

Değişmesi gereken başka kişiler her ne kadar göz ardı edilse de “değişim değişimdir” dedik, bununla yetindik.

Ama gelin görün ki belediye başkanlığında “değişim” naraları atanlar, iş bürokrasiye gelince suskunluğu tercih etti.

Aslında belediye başkanları her ne kadar şehri yönetiyor gibi dursa da yönetimde bürokrasinin önemini de biliyorsunuz.

Hatta üst düzey bürokratlar bazen kendilerini öyle bir kaptırıyorlar ki halkın memuru olduğunu unutuyorlar, şehri bırakın, ülkeyi yönettiğini sanarak gaza geliyorlar.

“Kardeşim, alt tarafı memursun, hayırdır, ne bu kibir” diyeceksin, sonra Özge üslubuna dikkat et eleştirilerine maruz kalacağım.

Üst düzey bürokrat saygınlığı diye bir şey yoktur şahsımda, insana saygı duymayı şiar edinmişimdir.

Üst düzey bürokrat diye ceketimi niye ilikleyeyim, insanlığını beğenmedikten sonra…

Hizmet edecek, görevi bu, selam vermiyoruz diye bizim sokağın yoluna asfalt mı dökmeyecek yoksa?

Neyse o ayrı bir zamanın konusu.

İş bürokrasiye gelince “değişim” anılmıyor demiştim.

Meslekte 12. yılıma giriyorum.

Bütün belediye kadroları aynı isimlerden oluşuyor.

Arada birini görevden alıyor gibi yapıyorlar, başka yere monte ediyorlar, onun yerine yine benzer isim geliyor.

Hatta çoğu zaman belediyeler arası bürokratlar arasında anlaşmazlıklar oluyor, hatta savaş oluyor, iş tabiri caizse kuyu kazmaya kadar gidiyor.

Sonra değişim tehlikesi bekliyor ya , “kardeşim biz en azından birbirimizin nasıl kuyu kazdığını biliyoruz, boşver, şimdi yeni geleni tanımıyoruz, bilmiyoruz, yeni kuyularla uğraşmayalım” diyerek sarılıyorlar, sineye çekiliyor bütün yapılanlar.

Lafı nereye getireceğim?

Aylardır Eskişehir’de değişim değişim diyenler artık Eskişehir bürokrasisinde de değişim zamanı geldiğini düşünmüyor mu?

Yeni yüzlere şans verilmesi gerekmiyor mu?

Çark neden aynı kişiler üzerinden dönüyor?

Değişime en çok bürokrasi ihtiyaç duymuyor mu?

Değişim devrimi nasıl büyür biliyor musunuz?

Bürokrasiyle…

Ünlü bir atasözümüz vardır bilir misiniz?

“Bana bürokratını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.”