4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ESKİŞEHİR VE TURİZM

Türkiye'ye, gelen turistlerin genellikle sahil şeridini tercih ettiği, buna karşın doğa turizmi alanında, yapılacak çalışmalarla, çok sayıda doğal güzelliğe sahip farklı bölgelerdeki kentlerin de turizm pastasından pay alabileceği hep söylendi.
Ayrıca tüm dünyada, turizm, doğal çevre, tarihi ve kültürel mirasla, birlikte düşünülüyor. Nitekim sürdürülebilir turizm,1992'deki BM Rio Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi sonra oluşturulmuş, Yerel Gündem 21'in ve 2003 ' teki BM, Johannesburg Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi Uygulama Planı'nın, temel konularından biri "Doğal Çevre" olmadan Turizmin olmayacağı, temel bir gerçek olarak gündemdeki yerini almıştı.
Tüm dünyada, çevreciler, turizmle ilgileniyor. Çünkü "DOĞA" turizmin hammaddesi. Doğa olmadan turizm olmaz. Doğa, satılabilir bir değer de değildir. Geçmiş yıllarda, turizm adına doğaya, büyük zarar verildi. Özellikle de Türkiye'nin, kıyı şeridi, ormanlar, zeytinlikler ve tarım alanları yok edilerek, beton yığını haline dönüştürüldü.
Eskişehir' deki, ilgili kurum/kuruluşlar ve halkımız, kentte sürdürülebilir turizm için elini taşın altına koymalıdır. Çünkü sürdürülebilir turizm, geleceğini korumak amacıyla turizmin doğal çevreye ve yerel halk kültürüne verebileceği zararları, en aza indiren, bölge ekonomisine yapacağı katkıyı, en üst düzeye çıkaran uygulamalardır.
Sürdürülebilir turizm, kaynak kullanımını, kontrol altına alarak, doğal çevreye verilen zararın asgari düzeye indirir. Turizm vasıtasıyla, yerel halka, ekonomik ve sosyal kazanımlar sağlar.
Öte yandan turizmin, kıyıdan içe doğru çekilmesi ve iç göçün durdurulabilmesi için, "DOĞA TURİZM " biçilmiş kaftandır. O nedenle de Eskişehir, sürdürülebilir turizm için, doğayı korumak, özellikle de frig Vadisi'nde doğa, tarihi ve kültürel yapıyı, birlikte düşünmek ve hayata geçirmek zorundadır. Elbette Eskişehir' de, sürdürülebilir turizm ve sorumlu turizm, her paydaşın, geçmişte, dünya ve ülkemizin, herhangi bir turistik bölgesinde, yapılan hatalardan, ders alarak ve turizmin sosyo-kültürel ve ekonomik olumlu etkilerini, azamiye çıkarmayı amaçlayan, prensipler doğrultusunda, oluşturulacak politikaları, kurumsal sosyal sorumluluk yaklaşımıyla, uygulaması gerekmektedir.
Sürdürülebilir turizm için, Eskişehir sınırları içindeki, doğal güzellikler ve zenginlikler, tarihi ve kültürel miras, kentte doğup büyüyenler tarafından bile, yeteri kadar bilinmiyor. Eskişehir'i, her yönü ile tanımak ve tanıtmak, her Eskişehirlinin, ödevi ve görevi olduğu kadar hakkıdır da. İlgili kurum/kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri, bu yönde çalışmalar yapmalı, ilimizi tanıtmak için de ellerini taşın altına koymalıdır.
Eskişehir' le ilgili, turizm tanıtan, dokümanları hazırlanmadan önce, mutlaka ildeki doğa, doğal çevreler, kültürel ve tarihi miras, merkez İlçe, ilçeler, beldeler ve kırsal kesim bazında, çok iyi değerlendirilmeli ve veriler toplandıktan sonra, tüm yörelere hitap edecek, bir şekilde gerçekleştirilmelidir. Ayrıca Eskişehir' de, termal turizmde teşvik edilmelidir.
FRİG Vadisi'nin, doğa turizmine açılabilmesi için, ulaşım yanında konaklama, dinlenme ve benzer tesislerinde, yapılması zorunludur. Öncelikle, bu bölgelerdeki yerel değerlerin, turizme kazandırılması veya yerleşim alanlarındaki kültür değerlerinin, bölgenin ekonomisinin motoru olabilmesi için, eğitim çalışmaları yapılmalıdır. Çünkü her alanda olduğu gibi, turizm alanında da "HALKA RAĞMEN" başarılı olmak mümkün değildir.
Frigya' nın, iki önemli merkezi vardır: Biri siyasi bir merkez olan Gordion, diğeri ise dini merkez durumundaki Midas Şehri (Yazlıkaya). Hititlerden sonra Frig kenti olarak gelişen Yazılıkaya'da, Frig kültürüne ait kale duvarları, yerleşim yerleri, kaya kabartmaları, kaya anıtları, su sarnıçları, sunak yerleri, karlıklar, kaya mezarları, basamaklı anıtlar, nişler, antik yollar olmak özere birçok eser bulunuyor.
Eskişehir il sınırları, özellikle de Sivrihisar' da, hamamlar bedestenler, camiler, kümbetler kürbeler, sarnıçlar, şadırvanlar, mozaikler, hatlar, tezhipler, ağaç oyma, kalem işleri, halı ve kilimler, mahalli giysiler, el işleri işlemeler ve oyalar, gibi pek çok tarihi ve kültür mirası, turizm için, büyük zenginliktir.
Hülasa Anadolu ve Eskişehir, geçmiş uygarlıkları sergileyen doğal müze-dir,
Son yıllarda, Odunpazarı Projesi, Türk toplumunun ahlak, akıl, estetik, dil, sanat, ekonomi ve teknikle ilgili yaşayışlarının, uyumlu bir bütünüdür. Özellikle de evlerde ve Kurşunlu Külliyesi'nde, düşünce ve sanat, adeta hayat buluyor.
Eskişehir'de, el sanatları, çevre şartlarına ve bölgelere göre, değişiklik göstermiştir. Stantlarda, satışa sunulan, el sanatları, kentin demografik yapısının duygularını ve sanat beğenisi, kültürel özelliğini yansıtmaktadır.. Özelikle de Belediyelerin, Meslek Edindirme Kursları, kent turizmine de ciddi katkıda bulunmuştur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi