
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Eskişehir'in en büyük sorunu nedir biliyor musunuz?
Yıllardır bu şehirde gazetecilik yaparız.
Yine yıllardır Eskişehir'in büyük-küçük ayırmadan sorunlarını dile getiririz.
Görev yaptığımız yıllar içinde şunu çok iyi gördük ki; Eskişehir'in çözümlenemeyecek sorunu yok.
Çünkü zaman içinde, geçmişte yaşadığımız pek çok sorun çözüme kavuşturuldu.
ŞEHRİN EN BÜYÜK SORUNLARI
ZAMAN İÇİNDE ÇÖZLDÜ...
İsterseniz şöyle bir geçmişe beraberce gidelim.
Bir dönem Eskişehir'in en büyük sorunu Alt yapıydı...
Herkes hatırlar...
En küçük bir yağışta, şehir merkezinde ki yollar sular içinde kalırdı.
Yine merkezde çoğu mahalle ve sokağın Asfalt ve kaldırımı yoktu.
Zamanla Altyapıya kavuştu Eskişehir.
Böylece en büyük sorun halledildi.
Sonra Porsuk oldu Eskişehir'in en büyük sorunu.
Her gün başka bir renk akardı suyu.
Çevresinde gezip dolaşamazdınız pis kokudan.
İçinde hiçbir canlı yaşamazdı.
Şehir için tam bir kâbus olmuştu adeta...
Zaman içinde bu sorun da giderildi...
NE SORUNLAR YAŞADI BU ŞEHİR
Sadece bunlar da değil...
Porsuğu kirlettiği için Kütahya Azot fabrikası Eskişehirlilerin isyanıyla kapatıldı.
Bir dönem en büyük sorun Hava kirliliğiydi.
Dışarıda nefes almanız mümkün olmazdı. Hatırlayanlar bilir, akşam saatlerinde sokaklarda bir tek insan göremezdiniz. Çünkü zehir solunurdu.
Şimdi böyle bir sorunu yok Eskişehir'de...
Çünkü; doğalgaz geldi, kullanılan kömür nitelikleri sınırlandırıldı.
Çevre illere ve özellikle İstanbul'a gidip gelmek adeta ölümdü hatırlarsanız.
İstanbul 7 Saat, Ankara 4 saat alırdı.
Yapılan yollar, yeni ulaşım araçları ile bu sorun da tarih oldu.
Şimdi 1,5 saatte Ankara'ya, 3 saatte İstanbul'a ulaşabiliyorsunuz.
Bunun gibi daha pek çok sorun, zaman içinde yapılan müdahaleler ve alınan kararlarla sorun olmaktan çıkartıldı.
BU GÜNÜN SORUNLARI DA YARIN ÇÖZÜLECEKTİR
Gelelim bu güne...
Bu gün de Eskişehir'in yaşadığı bir dizi sorun var.
Mevcut bu sorunlar da yarın çözüme kavuşacak.
Nasıl ki geçmişin en büyük sorunları süreç içinde çözüldü, bugüne ait en büyük sıkıntılar da yarın olmayacak.
Geçmiş yıllarda yaşadığımız ve bize hayatı zindan eden sorunları bu gün nasıl oluyor da hatırlamıyorsak, yarın da bu günün sorunlarını hatırlamayacağız...
Çünkü...
Süreç, bu sorunların da üstesinden gelecek.
ASIL ÇÖZÜLEMEYEN SORUN, ESKİŞEHİR'İN VAR OLAN HASTALIĞIDIR
Tüm bunlardan sonra Eskişehir'in en büyük sorununu irdelerken, var olan bir hastalığı gözden kaçırmamak gerekiyor.
Çünkü...
Zaman içinde yapılacak bir müdahale ile çözülebilecek sorunlar, yukarıda da anlattığımız gibi bir gün geliyor çözülebiliyor.
Ama...
Eskişehirlilerin, yıllardan beri var olan "Birbirini sevmeme " hastalığı ve bu hastalığın yarattığı sorun, ne yazık ki süreç ilerlese de bir türlü çözüme kavuşturulamıyor.
Çünkü...
Eskişehirliler, var olan sorunların zaman içinde çözümlenmesini başarsa da, birbirlerini sevmeme hastalığına bir türlü çare bulamıyor.
O nedenle...
Bu gün karşımızda "Sorun olarak" duran meselelerin pek çoğu, geçmişte yaşadığımız sorunlar gibi ortadan kalkacak.
Ama...
Şehirde yaşayanların birbirlerini sevmeme hastalığına kolay kolay çare bulunamayacak.
Bu hastalık ortadan kalkmadığı müddetçe de, bu şehir ne yazık ki tam bir şehir olamayacaktır...
.........
O sözleri söyledi ya, artık ondan kötüsü olmaz....
Önder Altan...
Liberal Demokrat Partisi il başkanı.
Ne yalan söyleyelim, son aylarda en çok göze batan siyasetçilerden biri.
Hemen her hafta bir açıklaması var.
Üstelik...
Çoğu parti yöneticileri gibi, Genel başkanlarının söylediği sözleri tekrarlamaktan ibaret değil bu açıklamaları.
Ülke gündeminden çok;
Bizzat Eskişehir'in sorunları ile ilgili söylüyor söyleyeceklerini...
Önceki gün yine benzeri bir açıklaması oldu.
Üç-Dört mahallenin ortasında kalan Küçük sanayi sitesinin, Odunpazarı bölgesinde gelişimi engellediğini ifade etti.
Sonuç olarak da;
-"Burası artık ne yapılıp edilip kaldırılmalıdır" dedi.
Aslına bakarsanız...
Herkesin düşüncesine tercüman olmuş Önder Altan...
Çünkü...
-"Mutlaka kaldırılmalı" dediği yer, gerçekten Odunpazarı Bölgesinin gelişimini durduran, Kent merkezine hiç de yakışmayan bir bölge.
O yüzden...
Önder Altan'ın "Küçük sanayi Sitesi kaldırılmalıdır" görüşüne katılmayan pek olmaz.
Çünkü herkes küçük sanayi sitesinin artık bulunduğu yerden kaldırılmasını istiyor.
Ancak...
Önder Altan bunu söylerken;
-"Odunpazarı'nda oturan biri olarak Tepebaşı Bölgesinde ki gelişmeleri imrenerek izliyorum" cümlesini de kullanmış.
Bir anlamda;
-"Tepebaşı Bölgesi, sürekli olarak yatırımların yapıldığı, sosyal yaşam ile ticaretin de gün boyu yaşandığı bir bölge. Ancak, Küçük Sanayi sitesinin varlığı Odunpazarı bölgesinin bu hale gelmesinin önünde en büyük engel" demek istemiş.
Ama nerde bunu böyle anlayacak babayiğitler...
Söylenen sözleri hemen siyaset çerçevesine sokup, öyle değerlendirecekler.
-"Nasıl olur da Tepebaşına imrenip, Odunpazarı'nı eleştirir" diyerek, basacaklar yaygarayı.
Söylediğinin doğruluğuna bakmayıp, anlamak istedikleri gibi anlayacak ve eleştirecekler...
Kısacası...
Böyle bir kıyaslama yaptığı için ondan kötüsü olmayacak...
Bakın göreceksiniz;
Söyledikleri ne kadar doğru olursa olsun, birileri bunu mutlaka yapacak.
.........
Biraz da gülmek lazım
Hemşire hastane nöbetinden çıkınca eve döndü.
Kocasını uyandırmamak için yavaşça yatak odasına girdi.
Battaniyenin ucundan 2 yerine dört ayak çıktığını görünce
beyzbol sopasını aldı ve olanca gücüyle vurdu,
ardından kırarcasına bir kez daha vurdu.
Ciyaklayan bağırışlar arasında tıkanacak gibi oldu
ve derhal mutfağa geçip bir bardak su içmek istedi;
baktı ki kocası mutfakta gazete okuyor.
Başını kaldırarak, "canım annenler bizde, babanla bizim odaya aldım,
uyumamışlarsa bir hoş geldin desen iyi olur..."