Hep söylüyoruz;
Eskişehirspor tarihinin en zorlu süreçlerinden birisini yaşıyor.
Öyle ki;
Büyük gelirlerin olduğu Süper ligden düşülmüş.
Düşmekle kalınmamış...
Düşerken yanınızda 200 Milyona yakın borç getirmişsiniz.
Geldiğiniz yerde ise gelir yok denecek kadar az.
Üstüne üstlük, paralarını ödeyemediğiniz için neredeyse tüm oyuncularınız bir bir kulübü terk etmiş.

***
Dahası var;
Herkes kulübün 50nci yılında şampiyonluğuna yürümesini beklediği için Eskişehir'e yepyeni bir stadyum yapılmış.
Herkes bu stadyumda ünlü takımlara diz çöktüreceğimizi beklerken, bir alt ligde stada merhaba demek nasip olmuş...
Fakat stadyumda maçlara başlamak yetmiyor.
Takıma bir de yönetim lazım.
Ancak kimin kapısı çalınsa "ben yokum" diyor.
Olmaması kadar doğal bir şey olabilir mi?
Nedenlerini yukarıda saydık.
Geliri hiç kalmamış, borcu dünyaları aşmış, içerisi boşaltılmış, geleceği bitirilmiş bir takımı kim neden alsın?
Alınacak her olumsuz sonuçta tüm şehirden hakaret görme riskine kim katlansın?
Kimse almayacaktı zaten bu şartlarda, almadı da...
***
İbrahim Yaşar Dedelek hep söyler ya;
"Elin velisinden, bizim delimiz iyidir!" diye...
"Velilerden bugüne kadar bir şey çıkmadığı için;
Kulübü bu şartlarda alacak bu şehrin bir delisi gerekiyor..."
İçerisinde sadece 8 oyuncu kalmış, icraları kapıya dayanmış, alacak dosyaları Fifa'lara kadar taşınmış, "Ha Bismillah" dediğinizde acil 40 Milyonluk nakit gerektiren bir işe girmek delilik değil de nedir?
***
İşin buraya kadar getirilmesine seyirci kalanlar, getirilmesine vesile olanlar, bizzat getirenler, taraftarı gözü yaşlı bırakanlar, el kadar çocukları maçlarda gözyaşına boğanlar, daha düne kadar diz çöktürdüğümüz takımların yedek kadrolarına kolayca yenilerek gururlarla oynayanlar, tüm bunlar normalmiş gibi kamuoyunda "hiçbir şey yok" algısı yaratmaya çalışanlar, işi gücü batmış, kulübü sadece gelir kapısı olarak görenler, çatır çatır milyonluk oyuncu üreten alt yapıyı ve kadınlar takımını Türkiye'ye rezil edenler...
Ve en önemlisi;
Çoluğunun çocuğunun boğazından kısarak, yüzlerce kilometrelik yolları kara kışa rağmen teperek, "Bizim sevdamızdır, kimseye çiğnetmeyiz" diyerek armasına sahip çıkarak, her türlü zorluğa, itilip kakılmaya, hor görülmeye, ezilmeye razı olarak deplasman tribünlerine koşan binlerce taraftar ile dünyanın öbür ucunda bile Eskişehirspor kaşkolü açarak sevgisini tüm evrene duyurmaya çalışarak bu takımın arkasında duran milyonlarca kişiyi üzüntüye gark edenler...
Varın hepiniz bu şehrin en akıllısı olun...
Her şeyi en güzeli ile en doğrusu ile siz bilin.
Mali disiplinler, kurumsallaşmalar, şaffaflıklar, ceolar, bilmem neler...
Tamamını sizden iyi kimse bilmesin.
Tüm bunların tamımı da sadece size özgü olsun.
Bizlere, gerçek Eskişehirspor sevdalılarına ise sadece ve sadece "Bu şehrin bir tane delisi" yeter.
Başımızı eğdirmeyecek, başarısızlıkta bile gururumuzu incitmeyecek bir deli...
Her şeye rağmen bu takımı yeniden şampiyon yapacak bir deli!
O yüzden haydi Eskişehirspor kongre üyeleri hepiniz bugün kongreye...
971 mi?
971 delegeyle salona...
Çıkarın o deliyi...