Eskişehir'in içinde bulunduğu konum her tartışmaya açıldığında hep aynı şey söylenir...
Denir ki;
-"Eskişehir'in Ağabeyi yok"
Bunu söyleyenler, Eskişehir'de şöyle sözü dinlenen, saygı duyulan, yaşça büyük, derleyip-toparlayıcı bir insanın olmamasından yakınırlar.
Bu yüzden de...
Eskişehir'e yön veren ve kanaat önderliği yapan insanların, bu yüzden organize olamamasından yakınırlar.
-"Eskişehir'in Ağabeyi yok" diye yakınanlar, bunun hemen ardından da;
-"Ağabey olsun diye ortaya çıkartılanlar da, bugüne kadar ne yazık ki bu kente ağabeylik yapamadı" diye görüşlerini dile getirirler.
Sizin anlayacağınız...
Böyle düşünenlere göre, Eskişehir'e sözü dinlenen bir ağabey lazımdır.
Bugüne kadar Ağabey pozisyonunda olanlar da, ne yazık ki bu ağabeyliği yapamamıştır.
Dikkatinizi çekiyor mu bilemiyoruz.
Eskişehir ile ilgili bu tespit, şu günlerde Eskişehirspor için de geçerli.
İki sezon önce Eskişehirspor'a Sergen yalçın geldi Ağabey olarak.
Doğrusunu söylemek gerekirse, başlarda yaptı da bu ağabeyliği.
Ardından kavga gürültü ayrılmak zorunda kaldı Eskişehirspor'dan.
Sonrasında...
Ağabey olsun diye Ümit Karan geldi Eskişehir'e.
Önceki sezon ve geride kalan sezon içinde yaptı da aslında ağabeyliği.
Ancak...
Sonunda o da Eskişehirspor ile olan bağlarını kopartmak durumunda kaldı.
Anlayacağınız...
Bizimkilerin Eskişehirspor'daki ağabeyliği çok kısa sürüyor.
Tıpkı...
-"Şehirde ağabeylik yapacak adam yok" diyenlerin, "Olanlar da bunu yapamıyor" dediği gibi.