Başbakan Sayın Erdoğan, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, ünlü Kürt sanatçı Şivan Perwen ve İbrahim Tatlıses ile Diyarbakır' da bir araya gelmesi, ülke bazında tartışma konusu oldu. Özellikle de Sayın Erdoğan' ın, "KÜRDİSTAN" kelimesini telaffuz etmesi, bazı çevrelerce, "EYALET" kavramı gündeme getirildi.
Aslına Eyalet Sistemi ile ilgili kaygılar, hep oldu. AKP' nin,, başkanlık sisteminin ardından, yerel yönetimlerde, reform konusunu da tartışmaya açacağı söylendi. Hatta Büyük Şehirle ilgili yasada, 'Eyalet' sistemini anımsatan madde gereği, , il genel meclisi ve ilçe belediyelerinin kaldırılması ve her ilin sadece tek bir belediye başkanı ve tek bir yerel meclisle temsil edilmesi dikkat çekti.
Mart -2013 tarihinde, Muhalefetin, eyalet sistemi konusunda yaptığı açıklamaları eleştiren Başbakan Erdoğan, "Bunların tarih bilinci yok. 'Cumhuriyet'e, savaş açmak' deyimiyle bunlar tarih bilmiyor. Eyalet yapısı, hızlı kalkınmayı getirir. Osmanlıya baktığımız zaman o güçlü Osmanlı'da, Lazistan, Kürdistan eyaletleri vardı".diyerek eyalet sistemini savunmuştu.
Oysa bu gelişme, Osmanlı İmparatorluğu'nun, son dönemlerin de Avrupa tarafından dayatılan genelgeyi hatırlatıyor. Bu genelge ile merkezi iradenin etkisini zayıflatıp, yerel yönetimleri, kısmen bağımsız kılan genelgeyle, 20.06.1913 tarihinde Sadrazam Sait Halim Paşa tarafından yayınlanan, geçici vilayet kanunu ile devam eden parçalanma ve çöküş süreci, daha da hız kazanmış, sonuçta Osmanlı imparatorluğu emperyalist ülkeler, tarafından işgal edilmişti.
Geçmiş yıllarda da Leyla Zana' nın, "EYALET" önersi de ciddi tartışma yarattı ama geçen dönemde, bu öneriden daha vahim gelişmeler, kamuoyundan da dikkate alınmadı. Ancak ülkeye yönelik tehlikeleri ve önlemleri, kamuoyu ile paylaşan kişi /kişiler sürekli eleştiri aldı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, sözde Kürt sorununun çözümü konusunda "iyi şeyler olacak" açıklamasını samimi bulan, DTP, hazırladığı raporda, Bask modeli istedi. Bu rapora göre, demokratik özerklik projesi hayata geçirilmesini öneriyor. Bu, eyalet sistemine geçilmesi, Türkiye'nin 7 bölgeye ayrılması önerisi olarak da dile getirilmişti.
Yine geçmiş yıllarda, Başbakan Sayın Erdoğan'ın, Güneydoğu politikalarını yönlendirdiği bilinen, AKP Diyarbakır Milletvekili M. İhsan Arslan' ın, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni 'Kürdistan' olarak nitelendirdiği ortaya çıkmıştı. Ayrıca Meclis Grubu'nda ve hükümette bulunan Kürt kökenli dört danışmanın, Başbakanı, yanlış yönlendirdikleri de söylediği halde, Mesut Barzani ve Leyla Zana'ya gösterilen tepki, onlara gösterilmemişti.
AKP Milletvekili Arslan, PKK'nın eylemlerinin, alkışlanacak bir başkaldırı olduğunu iddia ederken, Misak-ı Milli sınırlarının da 'hiçbir şeyi ifade etmediği' görüşünü savunuyordu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, '70 yıldır Kürtler'i ezdiğini' devletin Kürtler'e haksızlık yaptığını, Kürtler'in istediği tüm hakların da verilmesinin şart olduğunu belirtirken, meselenin tek çözümünün, Türkiye'nin tamamında uygulanacak 'Eyalet Sistemi' olduğunu düşündüğünü söylüyordu.
Oysa Türkiye'deki etnik grupların, her bölgede istedikleri gibi yaşadığı, her işi yaptığı, milletvekili-bakan hatta cumhurbaşkanı olduğu halde, hala Türkiye' de, hak istemleri dikkat çekicidir. Ülkemizde, etnik kimlikle övünme, mubah, "Türküm, doğruyum, varlığım Türk varlığına armağan olsun, " ifadelerini söyleyenler, çağdışı ve ırkçı olacak..
Bu haksızlık değil de nedir?
Ayrıca AKP' li, Kürt kökenli milletvekillerinden bazıları," Devlet, geçen 70 yıl boyunca Kürdler'e haksızlık yapıldığını açıkça itiraf ederek, Kürdler'in sosyal ve siyasal yaşamda, kendilerini ifade etmelerine imkân tanınmalıdır, Askeri önlemlerin, çare olmayacağı düşüncesinden hareketle, bölgedeki tüm ilave askeri birlikler geri çekilmeli," diyerek Ak Parti'ye öneride bile bulunabildiler. Hatta '"EYALET SİSTEMİ' ni çözüm olarak önerdiler.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan' ın, gizli ajandasında eyalet sistemi yer alıyor mu bilinmez ama Bölgesel Kalkınma Ajansları'nın ardından,15 bölgede İstinat Mahkemeleri'nin kurulması. 13 Bölgesel Ağır Ceza Mahkemesi kurulması ister istemez, "EYALET" sistemini akla getiriyor.
Elbette dünyada, "EYALET SİSTEMİ "ile yönetilen ülkeler var. Ancak onlarda ayrımcılığa yönelik, gelişme yoktur. Hatta düşmanları da yok. Türkiye' nin ise düşmanları ve ayrılmak isteyen etnik gruplar var. Nitekim Avrupa Parlamentosu'na sunulan "Kürt Raporu"nun mimarı Lord Russel, "Ülkede üniter yönetim, yerini etnik ayrılığa dayalı federasyona bırakmalıdır. " önerisi ve geçmişte Balkanlarda, yaşananlar, ortada iken, "EYALET SİSTEMİ" istemek, dış ve şer odakların, ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey değildir.