1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Gelenler hala bir günde gezip gidiyor ama...

Eskişehir'in son yıllarda yaşamış olduğu değişim, kente bu güne kadar olmayan bir kimlik daha kazandırdı.
Yani...
Kentin yeni kimliği Turizm oldu.
Zira...
2000 yılından itibaren başlayan Turizm hareketi, her geçen yıl artarak devam etti.
Bu gün itibarıyla Eskişehir, hemen her gün Turistlerin geldiği, özellikle hafta sonlarında yoğun bir biçimde Turizmin hissedildiği bir kent oluverdi.
Eskişehir'de Turizm hareketinin başlaması, özellikle kent merkezinde büyük bir harekete neden oldu.
Yeni yeni sektörler ortaya çıkmaya başladı.
Ancak...
Eskişehir'in karşı karşıya olduğu Turizm hareketinin kısa süreli olması, Eskişehir'e kalan paranın da daha kısa tutulmasına yol açtığı ortaya çıktı.
Yapılan bir araştırmaya göre Eskişehir'i görmek için gelen yerli turistlerin büyük bir bölümünün aynı gün Eskişehir'den ayrıldığını gösteriyor.
Bu elbette "Hiç yoktan iyidir" diyebileceğimiz bir durum.
Ancak...
Bu mevcut durumu daha da lehimize çevirmek ve Eskişehir'in bu durumdan daha fazla yararlanmasını sağlamak mümkün.
Bunun tek yolu da, Eskişehir'i görmek için gelen turistlerin Eskişehir'de en az 3-5 gün kalmalarını sağlayacak yöntemleri bulmaktan geçiyor.
Eskişehir'de başlayan turizm hareketi önemliyse, gelen Turistin Eskişehir'de bırakacağı para da bir o kadar önem taşıyorsa, özellikle yerli Turistlerin bu şehirde en az 3-5 gün kalmasını sağlamamız gerekiyor.
Bu çeşitli organizasyonlarla mı olur? Yoksa Hamam ve Termal gibi Turistin ilgisini çekecek bazı girişimlerle mi? Bilemiyoruz.
Ama bilinen bir gerçek var o da yerli Turistin Eskişehir'de bir gün kaldığı gerçeği...
Ve Eskişehir'in de bu gerçeği değiştirmesi zorunluluğu...
Bu konuda bugüne kadar yapılan somut bir girişim yok.
Ancak...
Bu girişimin ne kadar erken yapılırsa, o kadar kısa sürede şehre menfaat sağlayacağı gerçeği ortada...

..........
Ramazan'ın ruhuna uygun fotoğraflar bunlar...
Mübarek Ramazan ayı sona eriyor.
Bin aydan daha kutsal olan Ramazan'ın en iyi tarafı, hemen herkesin bu ayın ruhuna uygun olarak davranması.
Küslüklerin ve kırgınlıkların bir tarafa bırakılarak, aynı masa etrafında birleşebilmesi.
Her ne kadar karşıt taraflarda olsalar da, iftar yemeklerinde bir araya gelebilmeleri.
Yukarıda da söyledik.
Ramazan ayı sona eriyor.
Bu önemli ay içinde, Ramazan'ın ruhuna uygun davranışlara şahit olduk.
Toplumsal uzlaşma adına güzel fotoğraflardı bunlar.
Örneğin CHP'li Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ın MHP tarafından düzenlenen 71 Evler Mahallesi'nde ki iftar yemeğine katılmasıydı.
Bir diğeri ise...
AKP'li Tepebaşı Belediye Meclis üyesi ve ilçe yöneticilerinin, CHP li Tepebaşı belediyesince Muttalip'te düzenlenen iftar yemeğinde bulunmasıydı.
Belki de en önemlisi.
Orhangazispor tarafından düzenlenen iftar yemeğine, Belediye Başkanları Büyükerşen, Ataç ve Sakallı'nın katılıp, yan yana oturarak iftar açmalarıydı.
...........
Birkaç uyanık Belediye adına sizi ararsa...
Gazetemizin sahibi aranıyor önceki gün.
Telefonda ki kişi, tepebaşı Belediyesi'nden aradığını söylüyor.
Önce, hemen her gün bir etkinlik yapıldığını anlatıyor telefonda ki ses, ardından da yeni bir etkinliğin duyurusunu yapıyor.
Devamla da...
-"Biliyorsunuz bu işler hayırseverler tarafından yapılıyor. O yüzden size de 100 Bilet ayırdık. Biletleri teslim edip, parasını alacağız" diyor.
Bu etkinliklerin Belediye tarafından karşılandığın söylenmesi üzerine, telefonda ki ses telaşla kapatıyor telefonu.
Böyle bir telefon alınca, doğrudan Belediyeyi aradık.
Yetkililerle bizzat görüştük.
Etkinlikler için hiçbir şahıs ve kurumdan para istenmediğini, giderlerin tümünün Belediye tarafından karşılandığını öğrendik.
Belediye yetkilileri;
-"Ne kimseye bir telefon edildi, ne de kimseden bilet ve bu biletlerin parası istenildi" diye kesin konuşunca, bunun birkaç uyanık fırsatçı olduğunu anladık.
O yüzden buradan uyarıyoruz.
Eğer birileri sizi arar ve Belediye adına para talep ederse, sakın inanmayın.
Çünkü Belediyenin böyle bir uygulaması yokmuş, dahası Belediye kanalıyla böyle bir istekte bulunmak da suçmuş...
İlgilenenlerin bilgisine...
...........
Biraz da
gülmek lazım
Delikanlı zamparalıkta kâmil bildiği arkadaşına yalvarır;
— Abi ne olur! Zamparalık nasıl yapılır? Bana da öğret!
— Bak oğlum! Akşam en son kalkan ada vapuruna bineceksin, Heybeliada da ineceksin, orada eşini bekleyen birçok kadın göreceksin, kocası gelenler birlikte giderler, kocası vapurdan çıkmayan kadınlardan birini gözü...ne kestirir beraber yemeğe gitmeyi teklif edersin. Ehhh ondan sonrası sana kalmış.
Delikanlı o gün son ada vapuruna binmiş, vapurdaki sallantı ninni gibi gelince, uyuya kalmış, gözlerini açtığında Heybeliada'yı çoktan geçip Büyükada'ya yanaştıklarını fark etmiş.
— Olsun ada değil mi bir şey fark etmez! deyip, vapurdan inmiş.
Gerçekten de birkaç kadının kocası gelmemiş. Bizimki gözüne kestirdiği hanıma birlikte yemek yemeyi teklif etmiş. Kadın da;
— Burası küçük bir yerdir herkes birbirini tanır bu yüzden evime gidelim!!
Bunlar yemekten sonra gerekli işleme başlamışlar on dakika sonra kapı paldır küldür açılmış ve kadının kocası girmiş.
— Karıcıım geç kalınca bir motor tuttum geldim ve gelmeyince bunu da mı yapacaktın bana?!!
Bu arada bizimkine dönmüş, hiddetle;
— Ulan hergele!! Sana Heybeliada dedik, Büyükada değil!

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi