
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)
GELİŞEN TEPEBAŞI'NIN ÇOCUKLARI...
Yayınlanma:
Gelişmiş ülkelerde çocuk eğitimleri de bilimsel biçimde yapılıyor.
Hatta milli bir politika olarak yürütülüyor.
Bu tür toplumlarda çocuklar küçük yaşlardan itibaren spora ve müziğe yönlendiriliyor.
Bu nedenle daha 3-5 yaşına gelmeden yüzme öğrenmeyen çocuk kalmıyor.
İlerleyen yıllarda ise neredeyse her bir çocuk herhangi bir enstrümanda uzmanlaşmaya başlıyor.
İleride iyi bir enstrüman sanatçısı olamasa bile, çok iyi bir sanat izleyicisi olabiliyor.
***
Dediğimiz gibi;
Tüm bunlar gelişmiş toplumlarda yaşanıyor.
Tepebaşı Belediyesi de, Tepebaşı'nda bu gelişmişliği yakalamak adına büyük bir mücadele başlattı.
Ertuğrulgazi Su Merkezi bunun ilk adımı oldu.
Çocuk senfonisini bir başka adım.
Şirintepe'de temeli atılan dev spor kompleksi de bu amacın bir başka kilometre taşıydı.
Çünkü yol uzun.
Çocukların mutlu bir birey olarak büyümesi ve gelecekte de topluma bu şekilde katkı sağlaması, ancak bu tür işlerle oluyor.
Belediye bu yüzden çok iyi bir gelecek hedefi çizmiş kendisine.
Tek başına gücü yeter mi bilinmez.
Nedeni şu ki, bahsettiğimiz ülkelerde bu tür çalışmalar devlet gücüyle yapılıyor.
Ancak Tepebaşı'nda yaşanacak benzer bir gelişme için belediyenin yaptıkları asla yadsınamaz.
Çünkü girişilen proje sıradan bir spor merkezleri değil, geleceğe atılmış birer tohumdur...
UMUT BİTERSE KÜME DÜŞERİZ
Trabzon maçı tam bir hayal kırıklığı oldu.
Konya ve ardından Mersin maçında ortaya konulan mücadelenin yarısı olsa, Trabzon maçı kazanılacaktı.
Hatta Mersin maçından daha kolay bir galibiyet olacaktı.
Öyle ki; Trabzon takımı artık hedefini bırakmış sıradan bir takım havasına çoktan girmiş bir hüviyetteydi.
Gel gör ki böylesi bir takıma kendi ayaklarımızla asistleri yapıp golleri peşi sıra yedik.
***
Trabzon maçındaki amatörce hatalar, isteksizlik hatta umursamazlık, bu sezon yaşanan kâbusun bir parçasıydı.
Amatör liglerde bile yapılmayan hataların yapılmasıyla kahrolduk durduk maç boyunca.
Acımızı daha da artıran ise sahada ortaya konulan göstermelik mücadeleydi.
Fakat biliyoruz ki, devre arasına kadar bu oyuncu grubuna mahkumuz ve onların maç kazanmaları gerekiyor.
Dahası, Eskişehirspor taraftarının da asla umudunu kaybetmemesi gerekiyor.
Trabzon maçında gördüğümüz takım ve alınan skor ile umudumuz bir nebze kırılır gibi olsa da çarçabuk toparlanmalıyız.
Bu takımı devre arasına kadar arzuladığımız puanları almaya teşvik edecek tek güç taraftar gücü çünkü.
Bunun dışında hiçbir kuvvet bu takımın üç maçın en az ikisini aldırmaya yetmeyecektir.
***
O nedenle, umutsuzluğa kapılmak, başlatılan derinci kırmak ya da yakaladığımız havayı bozmak gibi bir düşünceye asla kapılmayalım.
Tıpkı Konya maçı öncesi gibi takımımıza sahip çıkmaya devam edelim.
Bir kez daha tekrarlıyoruz ki;
Bu sezon takımı ligde tutacak en yegâne kuvvet taraftar, şehir ve takım bütünleşmesi olacak.
Tribünün gücü ile Samet Hoca'nın psikolojik desteği ve teknik katkısı ile sezonun sonunu mutlu şekilde bulacağız.
Kısaca;
Gaziantep maçına kısa süre kala kendimizi kontrolden geçirip yeniden bir silkelenmeye ihtiyacımız var gibi.
Çünkü Trabzon maçında yaşananlar hepimizi ruhen çökertti.
Fakat bu moralsizliği hemen kenara koyup, Samet Hoca'nın gayretine destek vermeye devam etmeliyiz.
Unutmamalıyız ki;
Bu takım bu sene ligde kalacaksa taraftar ve Samet Hoca ile kalacaktır...
Geri kalan kısımdan zaten kimsenin çok fazla umudu da yok.