4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

GERGİNLİK ÇÖZÜM DEĞİLDİR

Gezi parkı ile ilgili inatlaşma, ülke barışına zarar verecek boyuta ulaştı. Özellikle de Başbakan Sayın ERDOĞAN, CHP, MHP ve BDP liderlerinin, karşılık suçlamaları, hatta gövde gösterileri, ülkede kamplaşmayı hızlandırdı.
Son günlerde, AKP, MHP ve CHP Genel Başkanları, arasındaki gerginlik, kalıcı hale geldi. Maalesef üç liderde, "GERGİNLİK" stratejisinden, medet ummakta kararlı görülüyor. Oysa Siyasi parti liderlerinin, özellikle de iktidar partisinin görevi, ülkede gerginlik yaratmak değil, mevcut veya oluşması muteber gerginlikleri, ortadan kaldırmaktır.
Liderlerin, arasındaki bu gerginlik karşısında, çok şey söylenebilir. Ancak ülkemizde, siyasetçiler, saplandıkları kalıplaşmadan çok zor kurtuluyorlar. O nedenle de geçmişteki siyasi literatürde yapılan hataları, sürekli tekrar ediyorlar. İşin ilginç yanı, görüşleri ile bir fasit daire içinde dönülüp duruluyor. Bundan sora da gerginlikler, suçlamalar, kutuplaşmalar ve zıtlaşmalar da kaçınılamaz oluyor.
Nitekim Gezi Parkı ile ilgili, parti genel başkanları arasında, söz düellosu, kamuoyunu rahatsız edecek boyuta ulaştı. Meydanlarda ve TV programlarına katılan konuşmacılar, lehte ve aleyhte çok şey söylüyorlar. Bu tavırları ile de Rahmetli Uğur Mumcu' nun, " TARTIŞMA YERİNE KAVGA, DİNLEME YERİNE SUÇLAMA, YANITLAMA YERİNE SALDIRI, BİZİM YAPTIĞIMIZ BU İŞTE! " görüşünü de doğruluyorlar.
Elbette siyasiler, eleştirecekler ve eleştirileceklerdir. Çünkü eleştirinin ve tartışmanın, geçmediği yer ve durum yoktur. Eleştiri ve tartışma yaşamın parçaları, daha doğrusu bütünü içindedir. Ondan da kimse uzak ve ilgisiz kalamaz. Öyleyse, HOŞGÖRÜ, BAŞKALARINA SAYGI, ANLAYIŞ... Uygarlığın temeli, yaşam biçimi budur. Demokrasi de bu temeller üzerine inşa edilir.
Aslında, siyasi platformdaki hatları, çok da görmemek lazımdır. Çünkü yıllarca partiler ve ülke,"Cumhuriyet Padişahları" ile yönetildi. Partilere, "TEK ADAM" felsefesi hakim oldu. " SE-BEN " kavgası ise gündemden düşmedi. Gerginlikler gündemi işgal etti. Ne yazık ki liderler gerginliklerden, avantaj sağlama yanlışlığına düştüler.
Türkiye' de, siyasi parti liderleri, yönetirken yenilik yapmıyor, geçmişteki liderlerin misyon vizyonlarını, adeta tekrar ediyor. Uzun vadeli düşünmüyorlar, günü kurtarmayı da büyük bir başarı olarak görüyor veya gösterme gayreti içinde oluyorlar.
Ülkemizde siyasi parti liderleri, hatalarını kapatmak içinde, sürekli gündem yaratıyorlar. Oysa tüm dünyada, parti liderleri, yönetirken yenilik yapar. Kısır çekişmelerden uzak durur ve gerginlik yaratmaktan da kaçınır. Kısa vadeli değil, uzun vadeli düşünür. Kendine özgü, bir kişiliği vardır. Tutarlı bir kişilik yapısı vardır. Örnektir. Herkese aynı oranda saygılıdır. Ufku geniştir.
Bizde de öyle mi?
Başbakan Sayın Erdoğan, gezi parkı ile ilgili gerginliklere çözüm bulması gerekirken, gerilim politikasını sürdürmekte, karalı gözüküyor. Gezi direnişçilerini, hedef alan Başbakan "çapulcu" ifadesini sıkça tekrarlıyor. "Onlar bu ülkenin başbakanına küfredecek kadar alçaktırlar" dedikten sonra aşırı güç kullanan, polisleri de savundu.
İktidar partisi, ülkede var olan ve oluşacak gerginlikleri ortadan kaldırmak için, caba göstermesi gerekirken, Gövde gösterisi yapmakta karalıdır. Bu nedenle de ilki 15 Haziran Cumartesi günü, Ankara'da, ikincisi ise 16 Haziran Pazar günü, İstanbul'da olmak üzere miting yapacak.
Oysa toplumdaki gerginlik, kutuplaşma ve zıtlaşma, siyaseti de gerer. O nedenle de iktidar ve muhalefet gerginliklerin sona erdirmelidir. O nedenle de liderler, gerginlik yaratacak söylemlerden kaçınmalıdır. Ancak tam tersi bir tablo sergileniyor. Gerginlikten, nemalanmak gibi bir hava var.
Bu gerginliklerde, bir kesimin nemalanmak istediği de bir gerçektir. Nitekim Türkiye'de düşen faizlerden ve büyümeden rahatsız olan faizcilerin, protestoları kullanarak yabancı işbirlikçileriyle birlikte ekonomiyi zayıf göstererek, kazançlarını artırmak için her yolu deniyor iddiası var.
Hülasa son aylarda, AKP, CHP, MHP ve BDP liderleri arasındaki gerginlik, Abdullah Öcalan' la mutabakat, kamuoyunda kaygı ile izleniyor. Sohbet ettiğimiz, aklıselim insanlar, liderlerin sorun çözmek yerine, sorun yaratan taraf olduklarında. hemfikirler. Oysa siyaset sorun yaratma veya var olan sorunları, daha da artırma sanatı değil, çözme sanatıdır.
Toplumla, yönetim, seçenle, seçilen arasında, sürekli bir "DİYALOG" kurulması, ülkemiz açısından, önemli bir adım olacak, mevcut gerginlikleri de bitirecektir. O nedenle de bu diyalogu da sağlamak, umutsuz olmamak, gerginlikleri de ortadan kaldırmak gerekir. Çünkü başka bir Türkiye' de yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi