
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK
GÖKTEKİ YILDIZLAR
Mersin maçının ardından üst sıralarda var olmak için puan kaybına tahammülü olmayan Eskişehirspor'un, Gençlerbirliği karşısında tek çaresi vardı: Kazanmak.
Gözleri futbolla doyurmadılar ama galibiyete buyurdular. 20 günde 5 maç yapan tahrip olmuş bir takımın, boş geçen hafta içinin ardından galibiyete tahrik olmasına hiç şaşırmadım. Bunun adı hedefe giden yolda, hoş bir esinti.
*****
Ankara'da Diego'nun müthiş golü maçı Eskişehirspor'un arayıp da bulamayacağı bir kıvama getirdi...
Bu golün etkisiyle sahada ne yaptığını bilen ve galibiyete yakın olan taraf Eskişehirspor'du.
İlk dakikalarda enerjik acemilikle, sabırlı ustalık, az taktikli hesaplaşmanın içindeydi.
Maç öncesi Gençlerbirliği'nde ki enerji, Eskişehirspor'a yılgınlık verir mi diye düşünmedim dersem yalan olur.
Eskişehirspor baştan sona oyunu kontrol altında tutar görünürken, kendi halinde bir takım havası verdi...
Sadece top Alper'e geldiğinde oyun hareketlendi ve kişilikli bir futbol anlayışı ortaya çıktı.
*****
Maç sonunda daha çok koşan Gençlerbirliği takımıyla, topu koşturan Eskişehirspor takımı arasındaki kalite farkının skor tabelasına yansıması vardı aslında.
Boffin'in geldiğinden bu yana ilk defa kalesinde güven veren bir duruşu vardı. Mersin maçının ardından Cumartesi günü de üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdi.
Necati'nin bu takım için önemi sanırım bir kez daha ortaya çıktı. Golü rakibi hizaya getirirken, maçı da bize getirdi...
Maçın adamı kimdi derseniz, "Alper" derim.
Kendi bahçemizden yetişen nadide bir çiçek gibi farklı bir duruşu ve kalitesi vardı sahada. Eskişehirspor'un parlayan yüzüydü.
Tabi ki Diego'ya ayrı bir parantez açmak lazım. Süper ligde ki en farklı stoper olduğu gerçek. Topu oyuna en iyi şekilde sokan, yeri geldiğinde forvet oynayan ve maç çeviren kaç adam var bu ligde.
Gel gelelim, Servet'in aldığına bakıp, Diego'nun verdiklerini yan yana getirsek; terazi bile utanır.
O yüzden bu adamın Eskişehirspor ile nikah tazelememesi sebepsiz değil...
******
Sonuç olarak Ersun Yanal'ın A planı temponun artmaması adına rakibi uyutmak üzerine kuruluydu. B planı dişini göstermek üzerine. Hepsi de tuttu.
Ama şu bir gerçek ki; Eskişehirspor sistem takımı değil.
Oynanan futbol ortada.
Yine söylüyorum Yanal'ın genel anlamda bu kulübe zerre kadar faydası yok...
Rakipte, ne bir taktik, ne bir organizasyon ve yaratıcılık yoktu.
Galibiyet güzel, fakat takım oyununun değil, bireysel hünerlerin öne çıktığı bir takım duruyor karşımızda.
*******
Eskişehirspor Avrupa'ya gider mi?" derseniz...
Ay'ın görünen tarafına bakar insanlar. Karanlık tarafına değil.
Bu takımın geleceğini plan ya da proje değil, günlük sonuçlar belirler.
Ancak; gökteki yıldızlara bakarak yürüyenler, ne yazık ki yerdeki taşa takılır.