GÜNAHLARA DAİR


Geçen haftaki köşe yazısında Kur’an’da Haram, Günah ve İsm kelimelerinin kullanılmış olduğuna değinmiştim. Bunlardan Haram kelimesi, yapılması yasak olanlar için, Günah kelimesi, sevap almak üzere yapılması istenen, fakat yapılmamasının olumsuzluk olacağı ve bu nedenle de Günah sayılacağına, İsm tanımlamasının da, uygulanmasının bazen doğrudan günah kabul edileceğine, bazen de yapılmasının dolaylı olarak günah riski taşıyacağına, günaha yol açabileceğine değinmiştim. Yasaklar olan haramları, birer muhkem /evrensel kesin hüküm olarak tek tek açıklamış ve bunlara uymayıp yapmanın “Ağır bir günah” olacağını ve karşılığının mutlaka bir azap şeklinde karşılık bulacağını, yani cezalandırılacağını belirtmiştim. Yine birer muhkem /evrensel kesin hüküm olmak üzere yapılması açıkça ayetlerle istenen ve tavsiye edilenlerin ise uyulmadığı takdirde normal bir günah sayılıp, karşılığının olumsuz bir puan alma şeklinde olacağını da açıklamıştım. Bunları ve haram olanları “İSLAM’IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL” kitabında, ayetlerini de yazarak bir araya topladığımı vurgulamıştım. İsm diye tanımlanan örnekler, Kur’an’da 11 kadar sayılı birkaç ayette değinilmiş ve onları da saymıştım.
    Bu yazıda Ağır ve normal de olsa ortak isim olarak günah konusuna ve bu konuda Kur’an’da geçen ilgili yaklaşımlara değineceğim.
Günah işlemenin ve karşılığının kişisel olduğuna Fatır-18, İsra-15 ve Ankebud-12-13 ncü ayetlerde vurgu yapılmıştır (Fatır-18. Hiç kimse bir başkasının günahını yüklenmez. Günahla yüklü biri, yükünü taşımak üzere yardım için en yakınını bile çağırsa, onun yükünden hiçbir şey eksilemez. Ya Muhammed! Sen yalnızca, görünmediği halde Rablerinin azabından çekinenleri ve salâtı /sosyal yardımlaşma faaliyetlerini devam ettirenleri uyarabilirsin. İşte bu şekilde her kim Allah'ın buyruklarına uyarak kendisini olumlu yönden geliştirirse, ancak kendi nefsini geliştirmiş olacaktır. Ve herkes önünde sonunda hesap için Allah'ın huzurunda toplanmak üzere dönecektir). Gerek yasakları çiğneyerek, gerekse yapılması gerekenleri yapmamakla oluşan günahkâr oluş, kişi bazında bireysel olduğu gibi, bir aile, bir grup veya bir toplumun da günahkârlığı şeklinde de olabilmektedir. Bir toplumdaki veya gruptaki günahkâr sayısının yarıdan fazla, yani çoğunluk haline gelmesi durumunda, önce bu toplum doğruyu anlatacak bir uyarıcı gönderilerek uyarıldığına, buna rağmen günah işlemeye devamlılıkta ise bu toplumun veya grubun helâk edildiğine Taha-134 ve En’am-131 nci ayetlerde açıklama bulunmaktadır (Taha-134. Gerçek şu ki, Kur'an ile onları tekrar uyarmadan önce Biz, inkâr edenleri şiddetli bir azap  ile helâk etseydik, ahrette  "Rabbimiz, ne olurdu bize bir elçi gönderseydin de böyle perişan ve rezil olmadan önce, Senin bildireceğin ayetlerine /buyruklarına uysaydık!” diyerek inançsızlıklarına bahane uyduracaklardı. En’am-131. Şu bir gerçek ki Rabbin, kendi kendilerine zulüm etmeden ve elçileri ile de uyarmadan, habersiz bir durumda iken, hiçbir ülkeyi ve halkını helâk etmez ve zulüm de etmez).
 Sevaba 2 ile 10 arası puan verilirken, günaha ise bire bir eşit puan verildiği Kasas-54, 84 ve En’am-160 ncı ayetlerde değinilmiştir (Kasas-84. Kim salih /olumlu amelleriyle gelirse, kendisine ondan daha fazlası karşılık olarak verilecektir. Kim de olumsuz amelleriyle gelirse, böylesi amelleri olanlara, ancak yaptıklarına eşit bir karşılık verilecektir. En'am-160. Şunu da iyice bilin ki, her kim bir iyilik /olumluluk yaparsa, kendisine yaptığı iyiliğin /olumluluğun on katına kadar karşılık verilecektir. Kim de bir kötülük /olumsuzluk yaparsa, ancak bir karşılığı ile cezalandırılır ve kendilerine asla haksızlık /zülum edilmez).
 Başkasının bilgi eksikliğini istismar edip ona günah işletene de günah puanı olacağı Nahl-25, 88 ve Ankebud-13 ncü ayetlerde açıklanmıştır (Nahl-25.  Ve bu ileri gelenler, diriliş gününde yapılacak hesaplamada kendi günahlarının tamamı yanında, ayrıca bilgisizlikleri /cahillikleri yüzünden saptırdıkları kimselerin günahlarından da bir kısmını yüklenmiş olacaklar. Ne yazık ki yüklendikleri şeyin bu kadar kötü olacağının farkında değiller! Nahl-88. Şirk koştuğu gibi, ayrıca iman etmiş olanları Allah'ın yolundan saptırma suçunu işleyenlerin azaplarını, yaptıkları bozgunculuktan ötürü ayrıca kat kat arttıracağız.
 Puan durumu uygun bulunan 40 yaş öncesi olanların küçük günahlarının af  edilebileceği  Ahkaf-15 ve 16 ncı ayetlerde belirtilmiştir (Ahkaf-15. Biz, insana anne ve babasına iyilik etmesini tavsiye ettik ve ediyoruz. Annesi onu karnında zahmetle taşımakta ve zahmetle de doğurmakta. Ana karnında taşınması ile sütten kesilmesi otuz ay kadar sürmekte. Nihayet o kişi, cinsel ergenliği geçip irade ve mantığın en güçlü olacağı dinsel ergenlik çağı olan kırk yaşına gelince de; "Rabbim bana, anneme ve babama verdiğin nimetlere karşılık olarak teşekkür etmem /şükretmem ve bu amaçla da Senin hoşnut olacağın yararlı işler yapmam için desteğini esirgeme ve nasip et. Benim soyumu da salih ameller gerçekleştirenlerden kıl. Ben işlemiş olabileceğim tüm suçlarım için tevbe edip, Sana teslim /Müslim olanlardanım" demelidir. 16. İşte böyle söyleyen ve içtenlikle davrananın olumlu amellerini, daha önceki yıllarda inancı ne olursa olsun o yaşa gelinceye kadar fazlasıyla değerlendireceğiz ve yaptıkları kötülüklerinin de aşırı olmayanlarını, tevbe etmiş oldukları takdirde görmezlikten geleceğiz. Dolayısıyla bu kimselerin çoğu Cennet halkı arasında olacaklardır. Cennet sözü de, şüpheniz olmasın ki, söz veren Biz'lerin gerçek bir sözüdür /vaadidir.
Günahlı bir işi zorla yapmaya günah puanı olmayacağı Nur-33 ncü ayette değinilmiştir (Nur-33. Herhangi bir nedenle evlenememiş bulunanlar, Allah onlara bu imkânı sağlayıncaya kadar iffetli davransınlar. Bu arada, köle veya hizmetlilerinizden, gerekli bedellerini sağlayıp size ödemek şartıyla gelirlerse, bu isteklerini geri çevirmeyin ve uygun /hayırlı bulursanız, yasal işlemlerini düzenleyerek özgürlüklerine kavuşturun. Ve sahip olduğunuz imkânlarınızdan da yararlanmaları için pay verin. Namusuyla yaşamak ve yanınızda kalmak isteyen köle cariyelerinizi ise, Dünya menfaatine kapılıp onlardan faydalanmak üzere fuhuşa /yasal olmayan yollara zorlamayın. Kim onları fuhuşa zorlarsa, bilsin ki Allah, zorlanan bu kadınları bağışlar ve merhamet eder).
Günahları sevaplarından fazla olanların kıyamette onlara bakılarak tanınacakları belirtilmiştir (Rahman-41. çünkü o gün, tek Allah’ı tanımayıp şirk koşan ve buyruklarımızı önemsemeyip uygulamayan suçlular /günahkârlar yüzlerinden tanınacak ve perişan bir halde yaka paça götürülecekler).
Bazen de günahkâr olana ek bir yaşam süresi tanındığına, yani ecelde erteleme yapıldığına ve bunun da doğruyu bulma veya iyice batmak amaçlı olduğuna  Nahl-55 ve İbrahim-10 ncu ayetlerde değinilmiştir (Nahl-55. Kendilerine verilen nimetlere rağmen küfre /ayetleri inkâr etmeye ve şirk koşmaya devam edenlere "Hadi bir süre daha yararlanın, hesap günü nasılsa öğreneceksiniz!” denir ve belki doğru yola yönelsinler veya iyice batsınlar diye ecelleri ertelenip bir süre daha yaşam ve sınav fırsatı verilir).
Maide-63 ncü ayette, günahın önemi nedeniyle, bilgisi olanların başkalarını uyarmaları gereğine dikkat çekilmiştir (Maide-63. Din adamları, bu günah oluşturma riski taşıyan işleri ve haram yemeler konusunda insanları uyarsalardı ya? Bunlar da bu görevlerini yapmamakla, ne kadar büyük bir yanlış içinde olduklarını bir bilseler!)
Günahı af etme yetkisinin sadece Allah'ta olduğu, bunun da şartlarının bulunduğu ve bu nedenle de Günah çıkarma diye bir işlemin söz konusu olmayacağına ilişkin açıklamalara inşallah haftaya devam edeceğim.
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi NöVAK Vakfının "SON DAVET KUR'AN (Kısa tefsirli tercümesi)", "İSLÂM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL" ve "OKU! KONULARINA GöRE KUR'AN AYETLERİ" kitaplarında  bulabilirsiniz.
NOT-2: 22 Şubat 2017 çarşamba günü saat 17.30-19.00 da özdilek Sanat Merkezinde Halka açık "KUR'AN SOHBETLERİ"ne inşallah devam edeceğim.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gazi Özdemir Arşivi