Bir seçim sürecinin daha artık sonuna geldik.
Hafta sonu sandıklar kuruluyor.
O güne kadar geçen süreçte kim ne yaptı, ne etti bakalım istiyoruz.
Okuyanlar bilir.
Dün Karacan'ın geçen zaman içinde yaptığı çalışmaları yorumladık.
Sonuçların Karacan açısından ele alınacağını söyleyip;
1 Kasım'ın en çok Karacan için önem taşıdığını söyledik.
+++
Elbette bu seçimin sonuçlarının daha çok önemli olduğu bir başka isim daha var.
O da Emine Nur Günay...
7 Haziran'da istediğini alamadı.
Ülke genelinde yaşanan oy kaybı, Eskişehir'de daha derin oldu partisi adına...
Bu yüzden her zaman çıkan üçüncü vekil bu kez çıkmadı.
Üçüncü sıra verilen Emine Nur Günay'da parlamentoya giremedi.
+++
Günay için acı bir tecrübe oldu 7 Haziran.
Ancak bu tecrübenin ardından siyasi kader ona bir şans daha verdi.
Ve geçen süreçte gördük ki, Emine Nur Günay bu şansı bu kez iyi değerlendirmek istemiş.
7 Haziran öncesine göre çok daha aktif bir Günay portresi izledik.
Özellikle genç kesime yönelik çalışmalarına ağırlık vermesi önemliydi.
İlk kez oy kullanan seçmen sayısı ile birlikte genç nüfusu olan Eskişehir'de bu denli çalışma yapmakta oldukça mantıklıydı.
Bunun yanı sıra Eskişehir'e özel bir manifesto hazırlaması ve kent kamuoyuna sunması da yerindeydi.
Bunu yaparken akademik kimliğini bir kenara koyup, halkın anlayacağı dilden konuşması da ayrıca puan kazandırdı.
Yani Eskişehirli Ak Parti iktidarında kentin neler kazanacağını daha doğru bir tabirle kendisine neler vaat edildiği artık az çok biliyor.
+++
Lafı uzatmayalım...
Geçen sürecin başarılı isimlerinden birisi de Emine Nur Günay oldu.
Bunu kabul etmeliyiz.
O yüzden de kendisini kutlayalım istedik.
Bakalım aynı kutlamayı 1 Kasım'dan sonra da yapacak mıyız?
Yani kendisine bu kez vekillik görevini verecek mi Eskişehirli?
Bekleyip göreceğiz...

*************************

MESUT GİTSİN, HALİL GELMESİN!

Öyle bir ortam oluştu ki kentte, herkes Eskişehirspor'daki yönetim krizine odaklandı.
Hele hele yönetimde yer alan bazı isimlerin İstanbul takımlarına olan sempatileri de ortaya çıkınca eleştiriler öfkeye döndü.
Pek çok kesim şimdi yönetimi istifaya çağırıyor.
Çağırıyor ama sonrasında ne olacağından kimse emin değil!
Çünkü her zaman söylediğimiz şehrin hastalığı ön plana çıkıyor.
Koskoca kentte başkan adayı olarak kimsenin aklına bir isim gelmiyor.
Çünkü herkes biliyor ki;
Mesut Hoşcan ve ekibi istifa ettiğinde yönetime ilk talip olacak kişi Halil Ünal olacak.
Bunun dışında tek bir kişi dahi kulübün sorumluluğunu almaya niyetli değil!
Fakat camia Mesut Hoşcan'ın bırakmasına sıcak bakıyor ama Halil Ünal'ın yeniden kulübün başına gelmesine de hiç razı değil.
Çünkü Ünal yönetiminde yaşanan krizler ve kulübün içerisine girdiği borç yükü hala unutulmuş değil.
Kısacası;
Son günlerin en çok tartışılan meselesi Eskişehirspor yönetimi...
Herkes Hoşcan'ın bu işi tam olarak yerine getiremediğini anlatıyor.
Ancak yerine kimin geleceği konusunda ise kimsenin bir fikri yok.
Bu durum bile aslında başlı başına bir kriz demektir.
Bu krizin aşılması ise ancak Hoşcan'ın hem ekibini gözden geçirmesiyle, hem de artık tüm kentin beklediği adımları atmasıyla olacak.
Farklı bir durum yeni krizleri kulübün kapısının önüne koyar.