
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ
Yıllardır, Yunus Emre' nin, okullarda, daha bilinçli bir şekilde tanıtılması için, örgün eğitim kurum/kuruluşlarının, her kademesinde, öğrencilerin seviyelerine uygun üniteler hazırlanarak, Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası' nda, çocuklarımıza aktarılmasını, hem toplantılarda, hem de köşemizde önerdik. Ancak bir türlü gerçekleştirilememişti.
Bu isteğimizi, valilerimiz, Sayın KILIÇLAR' a da ilettik. Olumlu buldu ve Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığı girişimle, "YUNUS EMRE", yalnız Eskişehir'de değil, Türkiye genelinde, tanıtılmasını sağladı. Milli Eğitim Bakanlığınca, ''İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği'' nde Yunus Emre ile ilgili bu gelişme, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. "YUNUS EMRE" Mayıs ayının ilk haftasında, Türkiye'deki tüm okullarda, çeşitli etkinliklerle tanıtılıyordu.
Ne oldu bilinmez, Eskişehir Milletvekili, Sayın Nabi AVCI' nın, bakan olduğu, Milli Eğitim Bakanlığı, Yunus Emre'nin, 10. sınıf edebiyat ders kitabında yer alan bir şiirinin sansürlenmesinin ardından, Türk edebiyatı, 12. sınıf ders kitabındaki şiir, öykü ve denemelerin büyük bir çoğunluğunun, makasladığı söyleniyor.
Elbette Milli Eğitim Bakanlığı, Yunus Emre' nin, şiirini yasaklamakla, insanlığın gönlünde olan, YUNUS EMRE' yi unutturamaz. Çünkü GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ. Ayrıca insanlarımız, özelliklede, çocuk ve gençlerimiz, Yunus Emre ile Allah sevgisini tanıyacaklar, hem gurur duyup, örnek alacaklar, hem de, doğruluk, çalışkanlık, fedakârlık, cesaret, yardımlaşma, sadakat, adaletli olma, edepli olma, sorumluluk sahibi olma, güvenilir olma gibi, kültürümüze ait değerlerin, yaşandığı bir maziyi de tanımış olacaklardır.
Milli Eğitim Bakanlığı, Yunus Emre' nin şiirlerini, neden makasladı en iyi yasaklayanlar bilir ama Kanuni döneminde de Şeyhülislam olan Ebu Suud Efendi de neredeyse, Osmanlı'da, Yunus Emre' nin, bütün şiirleri yasakladı. Bunda, o kadar ileri gitmiş ki Yunus Emre'nin, kimi şiirlerini, açıkça dinden çıkma (kufr-i sarih) saymış, okuyanların öldürülmelerinin şer'an mubah olduğu yolunda, fetva vermiştir.
Peki, Ebu Suud Efendi Kimdir?
Ebu Suud Efendi, 16. yüzyılda yaşamış, gelmiş geçmiş, en bağnaz, insanlardan biridir. Kanuni, zamanında, şeyhülislamlık yapmıştır. Yalnız bizim tarihimizi değil, tüm İslam aleminin atisini değiştirecek, pek çok icraatta bulunmuştur. En sevdiği iş, fetva verip alevi katletmek olan, Ebu Suud Efendi, medrese tedrisatından, akli ilimleri, yani felsefeyi, hendeseyi vesaireyi çıkarmış, yerine fıkıh, kelam gibi, daha faideli ilimleri sokarak, Osmanlının, aydınlık geleceğini mühürlemiştir.
Oysa YUNUS EMRE, yaşadığı, 13. yy´ın ikinci yarısı, sadece siyasî çekişmelerin değil, çeşitli mezhep ve inançların, batınî ve mutezilî görüşlerin de yoğun bir şekilde yayılmaya başladığı bir zamanda. Allah sevgisini, aşk ve güzel ahlakla ilgili düşüncelerini, her türlü, batıl inanca karşı, gerçek İslam tasavvufunu işleyerek Türk-İslam birliğinin oluşmasında, önemli vazifeler yapmıştır.
YUNUS EMRE, Türk edebiyatının, en büyük şahsiyetlerinden biridir. Türk milletinin kendi içinden çıkan, duygu ve düşüncelerini, kendi dili ile söyleyen, bu evladını yedi yüz yıldan bu yana, bağrına basmaktadır. Yunus Emre'nin, düşünceleri ve gönlü bütün insanlığı kucaklamaktır. O asırlardır, insanlığı saygı duyduğu, gelecekte de hayran kalacağı bir yüce insandır.
YUNUS EMRE' ye göre, insanlar, din, mezhep, ırk, millet, renk, mevki, sınıf farkı gözetilmeksizin, sevilmeyi hak etmektedirler. Şiirlerinde, en fazla işlenmiş temalar; İlahi aşk, Din, Ahlak, Gurbet, Tabiat, Ölüm ve faniliktir. Yunus Emre'nin felsefesinde varlığın başlangıcı Tanrı'ya uzanmaktadır. Her şeyin nedeni O'dur.
YUNUS EMRE, sabır, kanaat, hoşgörürlük, cömertlik, iyilik, fazilet değerlerini benimsemeyi topluma telkin etmişler ve tasavvuf anlayışlarında dervişlik olgunluktur, aşktır; Allah katında kabul görmektir; nefsini yenmek, iradeyi eritmektir; kavgaya, nifaka, gösterişe, hamlığa, riyaya, düşmanlığa, şekilciliğe karşı çıkmışlardır.
YUNUS EMRE yi, tüm dünya ve ülkemiz insanın, takdir etmiş hatta Birleşmiş milletlerin kültür kuruluşu olan UNESCO, geçmiş 1991 yılını bütün dünyada "Yunus Emre Sevgi Yılı" olarak kutlamıştır. O nedenle de Milli Eğitim Bakanlığı, Yunus Emre ile ilgili kararından vazgeçmeli, Yunus Emre'ye hak ettiği değeri vermelidir. Çünkü çocuk ve gençlerimize, örnek olarak gösterebileceğimiz ender insanlarımızdan biridir.
YUNUS EMRE gibi, mümtaz kişiler, öldüklerinde, yeniden doğarlar. Ayrıca Yunus Emre adı, her Türk ve Türk kültürünü tanıyıp seven, herkes için, bir şeyler ifade eder. Şiirlerinde, her devrin okuyucusu, ya da dinleyicisi, kendini etkileyecek bir şey bulmuştur. Yunus'la, birlikte dil, daha renkli, canlı ve halk zevkine uygun bir hale gelmiştir. Yunus Emre, Türk halkının, dün gönlündeydi, bugünde ve gelecekte de gönlünde olacaktır.