Darbe girişiminin ertesinde bir yazı kaleme aldık.
Sıcağı sıcağına yaptığımız yorumda 15 Temmuz gecesi nelerin yaşandığına dair farklı düşünceleri ortaya koyduk.
Zira;
O gece olan bitenin bu ülkenin egemenliğine direk bir darbe girişimi olduğunu iddia edenlerin görüşlerini vardı.
Fakat bu düşünceye zıt olarak "Başlangıcı ve uygulanışı itibariyle darbe girişiminden daha çok, siyasi bir oyun oynanıyor" diyenler de vardı.
İşte bu iki görüşü taşıyanları haklı olduklarına dair sebepleri tek tek yazdık.
Yazımızın sonunda da şunu sorduk;
"Sahiden 15 Temmuz gecesi ne oldu?"
***
Önceki akşam kardeşimizin nişan töreni dolayısı ile yazı yazma fırsatımız olmadı.
Yoğun bir gün geçirdik çünkü.
Pek çok misafir ağırladık.
Hem şehirde yaşayan, hem de şehir dışından gelen yakınlarımızdan da ilginç tepkiler aldık o yazıya dair...
Bunun yanı sıra yoğun bir telefon trafiği de yaşadık.
Herkesin "İki tarafında görüşlerini haklı nedenleri ile yazmışsın ama kendi görüşünü yazmamışsın" serzenişleri duyduk...
O yüzden;
15 Temmuz'da yaşananlar ve daha çok sonrasındaki gelişmelere dair birkaç yorumda bulunmak istiyorum.
***
Öncelikle şunu söylemem gerekli ki;
"Yaşananlar büyük bir kanlı kalkışmadır."
Ülke egemenliğe el koymak isteyenlerin, milletin iradesine tosladığı bir gecedir.
Bu kalkışmayı yapanların uzun bir süredir hazırlandıkları, planlı programlı bir eylem içerisine girdikleri de aşikardır.
Buna tüm kalbimizle inanıyoruz.
Ve bu darbe kalkışmasının karşısında gücümüzün yettiğince durduğumuzu ve bundan sonra da duracağımızı ifade etmek istiyoruz.
Fakat!
Bu kalkışmanın altında yatan asıl nedene dair çok net fikirlerimiz olmadığını da söylemek gerekli.
Bu kalkışma Okyanus ötesinin ülkeyi ele geçirme planı mı, yoksa devletin içerisinde yuvalanmış bu terör örgütünün tamamen deşifre edilip, devletin irinlerinden arındırılması adına yapılmış bir çalışma mı olduğunu kestiremiyoruz.
Yine de amacı ne olursa olsun şunu biliyoruz ki, "ülkemiz kendi içerisindeki hainlerden kurtulma sürecine girmiştir."
Hainler, kendi elleri ile devletin güçlü ve kudretli yapısına deşifre olmuşlardır.
Bu kişilerin ne kadar da tehlikeli olduğu, devletimizin ve milletimize yönelik neler yapabilecekleri tüm dünyanın gözü önüne serilmiştir.
***
Lafı çok fazla uzatacak değilim.
Yaşadığım ülkemin böylesi bir badireden kurtulduğuna şahsım adına büyük sevinç duyuyorum.
Türkiye'nin darbe günlerinin karanlık yapısına yeniden dönmediği içinde ayrıca bir sevinç yaşıyorum.
Ve bu sevinci yaşatanın, bu sevincin nedeninin yüce milletimizin ta kendisi olması yüzünden de ayrıca gurur duyuyorum.
Bu ülkenin bir ferdi olmaktan, darbeye göğüs geren, tankın altına yatan, kurşunlara siper olan bir milletin üyesi olmaktan ayrıca kıvanç duyuyorum.
O yüzden;
15 Temmuz gecesi yaşananları sorgulamaktan çok, bu gururu doya doya yaşamak niyetindeyim.
Milli duruşu Ak Parti binaları önünden, kentin meydanlarına taşıyanlara da bu milletin bir çocuğu olarak teşekkür etmek istiyorum.
Çünkü meydanlar bir yere hapsedilemez, bir siyasi görüşe terk edilemez.
Meydanlar bu milletin tamamınındır.
Meydanlar bu milletin bizatihi ta kendisidir...
