
Vedat Alp
Halkın parasıyla Kıbrıs tatilinde ikinci etap
Tepebaşı Belediyesi tarafından gerçekleştirilen bir organizasyon var.
“Halkın parasıyla Kıbrıs tatili” dense olur.
Kamuoyunda öyle de deniliyor zaten…
İlk kafilede yer alanlar tatili bitirip Eskişehir’e döndüler.
İkinci kafile de dün gece yola çıktı.
Gece Eskişehir’den Ankara’ya gittiler. Sabah da uçakla Kıbrıs’a geçtiler. Otellerine yerleşmiş olabilirler.
Doğalında “iyi tatiller” demek gerekir.
Ama masrafları kamu parası ile karşılandığı için öyle denilemiyor işte…
Aslında denilebilecek çok söz var ama neyse… Biz dilimize hakem olalım… Eskişehirliler, denilebilecekleri fazlasıyla diyorlar zaten…
İkinci kafilede yer alacakların listesini yayınladık.
22’si Belediye Meclisi üyesi…
Listeyi yayınlarken yönelttiğimiz bir soru da var.
“Halkın parasıyla tatile kimler gidecek?”
Belediye Meclisi üyeleri arasında soruyu yanıtlayanlar oldu.
2’si CHP’li Belediye Meclisi üyesi…
Niyazi Çetin ve Fatma Banu Kurt…
Gazetemizi arayıp “gitmiyoruz” dediler.
AK Partili Belediye Meclisi Üyesi Mustafa Birsen de soruyu yanıtladı.
“Biz böyle olacağını bilmiyorduk. Onun için ilk kafilede 3 arkadaşımız gitti. Onlardan programı öğrendikten sonra gitmeme kararı aldık. İkinci kafilede hiçbir arkadaşımız yer almayacak.”
Mustafa Birsen, AK Partili diğer meclis üyeleri adına da soruyu yanıtlamış oldu.
İkinci kafilede 9 AK Partili Belediye Meclisi üyesi var.
Onlar da;
Mustafa Birsen, Orhan Durmuş, Fatih Özata, Burhan Çifter, Ali İnci, Mehmet Gündoğan, Mustafa Güleryüz, Emre Aydın ve Erkan Koca…
İkinci kafilede yer alan 22 Belediye Meclisi üyesinden 11’i, Kıbrıs’a gitmeyeceklerini deklere etmiş oldu.
Geriye kalan 11 Belediye Meclisi üyesi var.
9’u CHP’li…
Erdoğan Aydoğmuş, Hasan Ünal, Ahmet İlker, Ahmet Vural, Akın Çamoğlu, Turgut Doğandor, Metin Gündoğdu, Nazan Erşahin ve Seyfettin Çalışkan…
Onların yanı sıra MHP’li ve İYİ Partili birer meclis üyesi var.
Onlar da Eyyüp Yılmaz ve Şener Altun…
Aralarında gitmeyenler olabilir.
Söylerlerse kamuoyunun bilgisine sunarız…
Gidenlere de “iyi tatiller” diyemeyiz yine…
Neyse…
İlk kafile ile gidenlerin ne yaptıkları malum…
İkinci kafiledekilerin yapacakları da farklı olmaz…
Yalnız bu kafilede Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç da var.
Onun varlığıyla birlikte “ziyaretler” ve benzeri etkinlikler olabilir.
Bakarsınız Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı bile ziyaret edilebilir.
Olsa ne olacak?
Yapılan iş “halkın parasıyla Kıbrıs tatili” olmaktan çıkacak mı?
Elbette ki hayır…
Ziyaretler yapılsa bile “halkın parasıyla Kıbrıs tatilini gizleme çabası” dışında bir anlam taşımaz…
Boşuna öyle çabalara falan girmeyin… Halkın parasıyla yapın tatilinizi…
BU NASIL DEMOKRATLIK?
“Halkın parası ile Kıbrıs tatili” organize edildi.
Kabul edilebilir bir yanı yok.
İstikbal Gazetesi olarak görevimizi yerine getirip olayı kamuoyunun bilgisine sunduk…
Haber ve yorumlarımız büyük yankı yarattı.
Oluşan tepki de çok büyük…
Sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlar arka arkaya sıralanıyor.
Olay, Eskişehir gündeminde yer alıp konuşulurken Tepebaşı Belediyesi’nden “çıt” bile çıkmadı.
Hemen her konuda açıklama yapılırken bu konuda iki satırlık olsun bir açıklama yapılmadı.
Suskunluk hakim…
Suskunlukları “bir şey yapmadıkları” anlamına gelmiyor.
Yaptıkları bir şey var.
“Ne yaptılar” mı?
Söyleyelim…
İstikbal Gazetesi olarak Cumhuriyet’in 99’ncu yılına özel bir ek hazırladık.
Özel ekimiz dün okurlarımızla buluştu.
Özel ekte Tepebaşı Belediyesi’nin de kutlama ilanı yer alıyor.
10 gün kadar önce arkadaşlarımızın görüşmeleri sonunda “ilan anlaşması” yapıldı.
Basın İlan Kurumu’nda yapılması gereken resmi işlemler de tamamlandı.
28 Ekim 2022 Cuma günü ekimizin basımı tamamlandı.
Aynı gün Basın İlan Kurumu’ndan iletilen bir bilgi…
“Tepebaşı Belediyesi kutlama ilanını iptal etti.”
İnanılır gibi değil ama gerçek…
Dedik ya… Özel ekimizin basımı tamamlanmıştı. Doğal olarak Tepebaşı Belediyesi’nin kutlama ilanı da yayınlandı.
İlanı kaldırmamamız mümkün değildi. Kaldıramadık da zaten…
Yaptıkları şu işe bakın…
“Halkın parasıyla Kıbrıs tatili” organizasyonunu kamuoyuna duyurduk diye akıllarınca gazetemize “ceza” veriyorlar.
Halkın parasıyla yaptıkları büyük yanlışın mahcubiyetini yaşayacakları yerde, büyük yanlışı kamuoyuna duyuran İstikbal’e “ceza kesmeye” kalkıyorlar.
Yaptıkları bu iş karşısında güldük…
“Demokrasi havarisi” kesilen Tepebaşı Belediye Başkanı adına da üzüldük…
Bu arada yaptıkları bu “kesme” işi yalnızca İstikbal ile sınırlı değil…
Şehir Gazetesi İmtiyaz Sahibi Murat Keskin, yazısında gazetemize atıfta bulunup “Hakkımızı Helal Etmiyoruz” dedi ya…
Tepebaşı Belediyesi aynı tavrı Şehir Gazetesi’ne karşı da sergiledi.
29 Ekim’de yayınlanmak üzere verilen “kutlama ilanı” son anda iptal edildi.
Akıllarınca İstikbal ile birlikte Şehir Gazetesi’ne de “ceza” kestiler.
Her ağızlarını açtıklarında basın özgürlüğünden dem vuran, basına yönelik baskıcı uygulamaları kınayan, merkezi iktidarı “yandaş basın yaratmak” ile suçlayan “sosyal demokrat” Ahmet Ataç’ın bu yaptığı ne oluyor?
Doğru haber yapan gazeteleri “para ile susturma çabası” olmuyor mu?
Çok eleştirdiğin merkezi iktidarın yaptığının aynısını yapacaksın, sonra da kalkıp basın özgürlüğünden dem vuracaksın…
“Haydi canım sende” derler adama…