1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Halktan kopuk bir siyaset, siyasetten kopuk bir halk...

Dünya değişiyor, değişen dünya ile birlikte her şey de değişime uğruyor.
Bu değişimin yaşandığı alanlardan birisi de siyaset.
Özellikle seçim öncesi yapılan çalışmalar daha çok, bilimsel yapı üzerine inşa ediliyor.
Adayların tanınırlığını arttırmak, gerçekten hizmet üretebileceğine inandırma adına çeşitli yöntemler deneniyor.
Öyle ki...
Değişimin getirdiği bir zorunluluk olarak ortaya çıkan bu yöntemler, başarıyı da getiriyor.
Örneğin...
Aday olan kişinin adı Ahmet diyelim...
Bir sistem içinde oluşturulan ekip elemanlarından biri gidiyor evin birisine.
Çalıyor kapıyı...
Karşısına çıkan orta yaşlı bir kadına;
-"Rahatsız ettim. Sadece partimin adayı olan Ahmet Bey'i tanıyıp tanımadığınızı sormak istedim" diyor.
Kadın, tanımadığını söylüyor.
Görevli teşekkür edip gidiyor.
Aradan bir müddet geçtiğinde, başka bir görevli gidiyor aynı eve.
Evden çıkan yine aynı kadına, partisinin adayı Ahmet bey'i tanıyıp tanımadığını soruyor...
Kadın;
-"Tanımıyorum ama, sizden önce de biri gelip bana bunu sordu. Sadece adının Ahmet olduğunu biliyorum" diye cevap veriyor.
Yine birkaç gün sonra, yine başka bir görevli, Aday Ahmet'i tanıtan broşürlerle gidiyor aynı eve.
Aynı kadına hem aday Ahmet'in tanıtım ve vaatleri ile ilgili broşürleri veriyor...
Hem de, Aday Ahmet'in özelliklerini bir güzel anlatıyor.
Böylece...
Rastgele kapısı çalınan evde bulunan kadın, aday Ahmet'i bir hayli tanır hale geliyor.
Bu kadarla da bitmiyor tabii.
Yine aradan birkaç gün geçtiğinde, aday Ahmet gidip çalıyor o kadının kapısını.
-"Ben şu partinin Milletvekili adayıyım" demeye kalmadan kadın;
-"Ben sizi çok iyi tanıyorum" cevabını veriyor.
Böylece...
Defalarca ismini duyduğu aday Ahmet'i şahsen görüp konuşma fırsatı da buluyor kadın.
Dolayısıyla...
Oyu da büyük ihtimalle aday Ahmet'e gidiyor.
Bu iş gelişmiş ülkelerde böyle yapılıyor.
Peki ya bizde nasıl yapılıyor...
Ya, CHP birinci sıra adayı Süheyl Batum'un yaptığı gibi simitçiden simit alınmak suretiyle;
-"Koskoca Profesör simit yiyor. Vallahi helal olsun" denileceği hesap ediliyor...
Ya da...
AKP Milletvekili adayı Salih Koca'nın pazarda patates satan pazarcının elini sıkmak suretiyle;
-"Helal olsun adama. Milletvekili olacak ama pazarda bizlerin hatırını sordu" denilmesi hesap ediliyor.
Bununla kalınsa iyi...
Bir türlü vaz geçilemeyen kahvehane siyaseti devam ettiriliyor.
İşte bu yüzdendir ki...
Eskişehir'de yaşayanların yüzde 90'ı, 4 yıldır milletvekilliği yapan insanların, bırakın hangi partiden olduklarını isimlerini dahi bilmiyor.
İşte bu yüzdendir ki...
Seçilen milletvekillerinin yüzde 90'ı, bire bir temas edemediği için, seçmenin ne halde olduğunu bilmiyor...
Ortaya da...
Halktan kopuk bir siyaset, siyasetten kopuk bir halk çıkıyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi