
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK
HATİCE DEĞİL NETİCEYE
Kupada 90 dakika 10 kişi oynanan Antalya maçının ardından Orduspor'un dün akşam ki mücadelesine en az onlar kadar karşılık vermek önemliydi. Rakibin uzun süre 10 kişi oynaması biraz olsun kırmızı şimşeklerin sonuca gitmesini kolaylaştırdı.
Dün gece önemli olan kazanmaktı.
Eskişehirspor'da bunu başardı.
Maç boyu, Eskişehirspor'un özellikle kanatlarda daha enerjik, Ordu'nun ise orta alanda daha kalabalık olduğunu gördük. Tek santrforla kenarlarını kullanamayan Eskişehirspor'un özellikle ilk yarıda orta alandaki gidişleri, kalabalık Ordu defansında eridi. Bu yarıda Veysel'in istekli oluşu atakların daha çok sağ kanattan gelişmesini sağladı ama sonuç çıkmadı. Bu yarıda gözler Antalya maçının yıldızı Nuhiu'yu aradı desek herhalde yanlış olmaz.
Maçın 21. dakikasında Ordusporlu Ferhat'ın kırmızı kart görmesi oyunun şeklini belirledi. Necati penaltıyı kaçırması, rakibin direncini arttı. Savunma ağırlıklı oynayan Ordu bu dakikadan itibaren adeta 'Çanakkale Geçilmez anlayışına' döndü.
İkinci yarıda da roller değişmedi. Verilen mücadelenin kazanmaya yetmediği anlarda, oyun kalitesini sahaya yansıtarak Eskişehirspor'un rüzgarı arkasına alıp rakibini savurduğunu ve bunalttığını gördük.
Kaçan bazı pozisyonlara inanmadık...
Nuhiu'nun ceza alanı içinde al aşağıya edildiği an maçı Eskişehirspor'a getirdi.
Aranan, beklenen ve istenilen gol 87'de penaltıdan geldi.
Necati bu kez affetmedi.
Geceye ayna tutunca, gördüm ki, koşan ve isteyen Eskişehirspor'du..
Rakibini siperinden çıkartmayan kuşatmanın renkleri hep siyah-kırmızıydı.
Antalya maçının ardından Ordu karşısında da özellikle ikinci yarıda varını yoğunu ortaya koyan Eskişehirspor oynadı ve kazandı.
Dün Orduspor beraberlik için her türlü yolu denedi. Kapandı, zamandan çaldı ve hatta Eskişehirsporlu futbolcuları gererek oyundan düşürmeye çalıştı.
10 kişi kalan bir takımın oynaması gerektiği gibi oynadı.
Atatürk stadında pek rastlanılmayan bu tutuma tepkilerde fazlaydı.
Hep merak ederim, dünyada annelere en çok sövülen futbol ülkesi olmaktan ne zaman kurtulacağız?
Bu utancın kirinden ne zaman arınacağız?
Sadece Eskişehir'de değil, Türk futbolunda gerçek olan şu ki;
Sistemmiş, yarınlara taşınacak güzelliklermiş, bunların hiç önemi yok. "Haticeye değil, neticeye bakıyoruz!" Baktığımız yerde de, hep aynı adamlar duruyor! Kaybederken figüran! Kazanırken kahraman olarak.