
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Hatipoğlu ile sohbet ve konuşulanlar...
Eskişehir Sanayi Odası seçimlerine yönelik çok isim dolaşıyor ortada ama...
Bu güne kadar "Adayım" diye çıkan tek bir isim var.
İşte o isim olan Nebi Hatipoğlu ile birlikte olduk düzenlediği Basın sohbetinde.
Sohbeti, alışılagelmiş yerlerin dışında, Çamlıca Mahallesinin arkasına düşen Güçlübey Çiftliğinde düzenlemesi hoş ve değişik olmuş.
Zira...
Yunus Güçlü'nün yapmış olduğu ve halka da açık olan çiftlik, tam bir doğa harikası yer haline gelmiş.
Bir yanda Atlara binip, diğer yanda her türlü meyve ağaçlarının bulunduğu alanda gezinti yapabiliyor, gerektiğinde karnınızı doyurup, doğa ile baş başa bir gün geçirebiliyorsunuz.
Güçlübey çiftliği bir yana...
Gelelim Sanayi Odası Başkan adayı Nebi Hatipoğlu'nun söylediklerine.
Spordan tutun da, siyasete kadar çok konular konuşuldu sohbet sırasında.
Sohbet sırasında akılda kalanları sıralamak gerekirse;
-"Eskişehir Sanayisi için olmazsa olmaz Demiryolu ile Gemliğe bağlantıdır. Bu Siyasi irade ile çözülecek bir meseledir."
-"Muttalip Sanayi bölgesi içler acısı bir durumda. Bu bölgede ki sorunların çözümü Belediye iradesi ile çözülecek bir meseledir"
-"Seçilirsem çanta elimde ülke ülke gezip, Eskişehir'e yatırım getirmek için uğraşacağım"
-"Seçimlerin ertelenmesi sonrasında 'Acaba vaz mı geçti?' diye düşünebilecek olanlar bulunabilir. Ben Hiçbir şeyden vaz geçmedim. Bir yola çıktım ve adayım"
-"Sanayi Odası Başkanı olan bir kişinin Belediyelerle de, siyasi Otoriteyle de Odalarla da iyi anlaşması gerekiyor"
-"Ben başkan olduktan sonra, üretimden yatırıma kadar mevcut durum 10 kat artmışsa, ben kendimi ancak o zaman başarılı sayarım"
............
Atatürk'ün vasiyetini yazdığı köşkte
MHP Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel Trabzon'a gitmiş önceki gün.
Katılması gereken bir etkinlik için gittiği Trabzon'da, şehrin simgesi haline gelmiş yerleri de gezme imkanı bulmuş.
Bu arada...
Atatürk Köşkü'nü de ziyaret etmiş.
Trabzon'da ki Atatürk Köşkü son derece önemli bir yapı.
1903 yılında yapılmış bir Rus tarafından.
Rus işgali sırasında da karargah olarak kullanılmış.
Cumhuriyetin ilanından sonra mülkiyeti Hazineye geçmiş köşkün.
1924 yılında Trabzon'u ziyaret eden Ulu Önder Atatürk'e hediye edilmiş.
Çok sık kullanmamış Atatürk bu Köşykü ama...
Trabzon'a geldiğinde burada kalmış.
Köşkün en bilinen özelliği oldukça ilginç.
Çünkü...
1937 yılına kadar Atatürk vasiyetini Trabzon'da ki bu köşkte kaleme almış.
İşte, Cumhuriyet öncesi ve sonrası çeşitli özellikleri içinde barındıran Trabzon'da ki bu Köşkü gezmiş Milletvekili Ruhsar Demirel.
Ziyaret sırasında yaşamış olduğu duyguları da sosyal paylaşım sitesinden paylaşmış.
...........
Her ne kadar...
Her ne kadar...
-"Türk Dünyası Kültür Başkenti projesi bir Eskişehir projesidir" denilse de...
Proje İktidar Partisinin Eskişehir için özel olarak düşündüğü bir projedir.
Her ne kadar...
-"Bu projeyi İktidar partisi Eskişehir için özel hazırladı" denilse de...
Projenin düşünülmesi ve hayata geçirilme kararında milletvekili Nabi Avcı'nın büyük payı vardır.
Her ne kadar...
-"Bu projeden iktidar partisinin beklentisi yok. Proje Eskişehir'e kazanç sağlama adına düşünüldü" denilse de...
Projeden İktidar partisinin özellikle mahalli seçimlere yönelik büyük beklentisi vardır.
Her ne kadar...
-"Proje kapsamında devletin denetimi olacak" denilse de...
Proje kapsamında birilerinin malı götüreceği algısı vardır.
Her ne kadar...
-"Proje tıkır tıkır işleyecek ve Eskişehir'i uçuracak" denilse de...
Projenin, İstanbul Kültür Başkenti projesinde olduğu gibi fiyaskoyla sonuçlanabileceği düşüncesi vardır.
Her ne kadar...
-"Daha 2013 yılına çok var" denilse de...
Projenin, 2013 yılında gerçekleşecek donanımları yetiştiremeyeceği endişesi vardır.
Her ne kadar...
-"Bu projeyi heyecanla karşılıyoruz" diyen siyasiler olsa da.
Aynı siyasilerin bu projeyi birkaç kişinin üzerine yıkmışlığı vardır.
Kısacası...
Eskişehir 2013 Türk dünyası Kültür başkenti ilan edilse de...
Eskişehir bunun havasına halen girememiştir...
..........
Biraz da gülmek lazım
Ünlü güftekâr ve tamburî Osman Nihat Beyefendi çapkınlığı ile pek meşhurmuş.
Ankara'da bulunduğu sıralarda güzel bir günde Kızılay'a doğru yürümekte iken hemen önü sıra da çok güzel endamlı, alımlı, çalımlı bir bayan yürüyormuş. Osman Nihat Bey kadına biraz yaklaşarak başlamış dil dökmeye:
- Aman Ya Rabbi! Ne güzel endamınız var! Şu belin inceliğine bakın. Ya saçların omuzlara dökülüşü.
Kadın omzunun üzerinden arkasına söyle bir bakıp, kafasını çevirmiş ve de sinirli sinirli yoluna devam etmiş. Fakat Osman Nihat Bey kadının peşini bırakmamış ve dil dökmeye devam etmiş:
- Bacaklarınızın güzelliği, keklik gibi sekisiniz ne de hoş... Sizinle birlikte olmak her halde hayata bedeldir..." Ve daha neler ne dil dökmeler. .. Tam bu sırada Kızılay Meydanı' na yaklaşmışlar. Dört yol ağzına ve polisin olduğu yere geldiklerinde kadın bütün sinirli haliyle Osman Nihat Bey'e dönerek:
-Şimdi polise veririm! Deyince: Osman Nihat, masumane bir tavır takınıp, ses tonunu yumuşatarak
- Aman hanımefendi, ben bir saattir yalvarıyorum. Niye polise?