Eskişehirspor'u birkaç maçlık gösterinin ardından, yerlere göklere sığdıramadılar. Yetmedi, şampiyonluk dahi uzak değil dediler. Sonra ne oldu...
Bazı kişiler takımın üzerine çıktı.
Sonrasında herkes gerçeklerle yüzleşti ve kayıplar ortada.
***
Eskişehirspor'un Akhisar önünde, yenilgi yerine geçen beraberliğinde gördük ki...
Bu takım ruhunu kaybetmiş.
Altyapıdan gençlerle kazanılması gereken ruhu, hala zavallı adamlar korosu temsil ediyor.
Son haftalarda ki başarısız sonuçların sırrı, takımın içinde saklı.
Sezon sonunda büyük ihtimalle düşecek Akhisar'a 4 puan kaptıran adamlara bizler takla attırmayız.
En küçük zaferleri büyük puntolarla vermek gazetecilikse...
Bu takımı ve sorumsuzluğu eleştirmek de, gazeteciliğin en onurlu sayfasıdır.
***
Eskişehirspor'un şuan ki takım savunması ile büyük hedefler kovalamayacağı skor olarak farklı kazanılan maçlarda dahi belliydi.
Takım savunmasını bıraktım, kaleci Boffen'in güven verdiği tek maç gösterin bana.
Akhisar maçı, bazı oyuncuların tüm ipliğini pazara çıkardı da... Eskişehirspor'un formasını onların üzerinden kim çıkaracak acaba?
Görüyoruz ki; Manisa'da savunmadan takımın en çok para alan oyuncusu Servet oyundan çıkıyor, hücuma destek amaçlı Mehmet Güven oyuna giriyor.
Kötü bir şaka gibi...
Böyle bir anlayışla,sezon sonunda Eskişehirspor'a kalacak olan. "Biraz kül, biraz duman..."
***
Hepimiz "Akhisar Eskişehirspor ayarında değil" diyoruz ama...
İlk yarıda karşı alana bindirmeyi, kendi ruhlarına yasaklamış sapsarı formalı futbolcular vardı sahada. İnanılmaz bir içe dönüklük. "Bir takımın orta alanı bu kadar mı sünepe olur" diye söylendim.
Eskişehirspor, bu Akhisar'a bile 70'te ilk tehlikeli atağını gerçekleştirirken, ancak 85'te Nuhiu ile pozisyonuna girdi. Beraberliği getiren golü ise kimin attığı ortada.
***
Ersun Yanal, kupada ki Antalya maçı için, son şifresini girsin.
Yoksa bu işin içinden çıkamayacak.
Kendisi Akhisar'da yine sınıfta kaldı. Servet'i çıkartarak Mehmet Güven ile maçın kaderini değiştirdiğine inanlara söylenecek zaten hiçbir sözüm yok!
Veysel ve daha sonra Hürriyet'e stoper olarak mahkum olan bir adama, Eskişehirspor'un mahkum olması, aslında maçın sonucundan daha önemli.
Herkesin yeri geldiğinde ödemesi gereken bir hesabı vardır. Bu kulübün geleceği için şimdiye kadar hiçbir icraata imza atmayan birinin böylesine basit puan kayıplarının da hesabını vermesi gerekmiyor mu?
Öyle ki eğer Antalya maçıyla takımı ayağa kaldıramazsa, kendisini rafa kaldırsın...
***
Alınan sonuçlardan çok Alper'e üzülüyorum
İki sezondur, bu oyuncunun transfer haberleri havada uçuşuyor.
Geçen sezon Fenerbahçe...
Bu yıl Galatasaray ve Trabzon
Arkası da yarın...
Her balonun bir iğnelik canı vardır ya, Alper'i de o hale getirdiler. Genç oyuncunun daha geliştirmesi gereken yönleri var. Tam gelişimi açısından önemli adımlar atarken, aklını aldılar transfer masallarıyla.
Kendisini bir yandan 4 büyük takımlardan birinde görüyor, öte yandan ikinci yarıya iyi başlayamayan Eskişehirspor'un içinde ikilemler yaşıyor.
Umarım çabuk toparlanır ve kendinden beklentilere cevap verebilir. Aksi takdirde bu psikolojik baskının üstesinden gelmesi oldukça zor gözüküyor.
***
Son olarak;
Galibiyet bağımlısı, formasının içine bedeniyle birlikte ruhunu sokacak yürekli futbolcular aranıyor.
Ama öncelikle, gerçeklere gözünü açacak, yürekli adamlar aranıyor.
Çünkü Eskişehirspor, Ersun Yanal'ın tuzağına düştüğü içindir ki...
Sezon başında piyangodan gittiği Avrupa'nın şimdiden uzağına düşmek ile karşı karşıya.
Ne diyelim;
Hayırlı hayaller!