4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

HELAL LOKMA!

Diyanet İşleri Başkanlığı, Ramazan Ayı boyunca düzenleyeceği etkinliklerle, toplumda, "HELAL KAZANÇ" ve "HELAL LOKMA" bilincinin geliştirilmesine katkı sağlayacak. Başkanlıkça, il müftülüklerine gönderilen Ramazan Hizmetleri Genelgesi'ne göre, "HELAL KAZANÇ – HELAL LOKMA" teması ile el emeğinin, göz nurunun, alın terinin önemine vurgu yapılacak ve konuyla ilgili toplumun bilinçlendirilmesi amacıyla da Ramazan Ayı boyunca tüm çalışmalarında, vaazlarda ve hutbelerde, konu gündeme getirilecektir.
Nitekim Tüketim çarkında helal kazanç ve helal lokma bilincinin geliştirilmesi olduğuna işaret eden Sayın Görmez, "Dileriz bu çağrı, müminlerin hem üretirken hem de tüketirken zihin ve gönül dünyalarında Yüce Yaradan'ın emir ve yasaklarını, O'nun belirlediği ölçüleri göz önünde bulundurmaları için iyi bir ramazan ikramı olur" demiştir.
HELAL, meşru manasına gelen bir Arapça kelimedir. Allah (c.c.) Kuran-ı Keriminde Müslümanlara ve bütün insanlara helâl olan şeyleri yemelerini emrediyor. Bu mesajı bildiren pek çok ayetin arasında yer alan birkaç ayet meali şöyledir:.
"Ey İnsanlar! Yeryüzünde temiz ve helâl şeylerden yiyin, şeytana ayak uydurmayın, zira o, sizin için apaçık bir düşmandır." (Bakara 168)
"Allah'ın size helâl ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin ve kendisine iman etmiş bulunduğunuz Allah'tan korkun." (5 /88)
İslam dinin göre, Helâl eşyanın aslındadır. Haram herkes için haramdır. Helâl ve haram kılma hakkı yalnız Allah (c.c.) ındır. Helâl'i haramlaştırmak, Allah (c.c.) 'a ortak koşmanın eşidir. Helâl'de, haram'dan kaçınmak için her şey vardır. Haramı helalleştirmek için hile yapmak haramdır. Şüpheli olan her şeyden kaçınmak esastır. Sadece iyi niyet haramı helal yapmaz. Harama götüren her şey haramdır.
HARAM ise gayri meşru, meşru olmayan manasına gelen bir Arapça kelimedir. Kuran-ı Kerim ve Peygamberimiz (s.a.v.) in sünnetinin ışığında fakihlerin Haram olduklarında ittifak ettikleri, domuz, ölmüş hayvanın parçaları, et yiyen hayvanlar gibi maddelerden kaçınmak gerekir.
Şu bir gerçek ki iyilikler daima iyiliği, kötülükler de daima kötülüğü celbeder. Bütün günahlar, kalbi karartır, katılaştırır ve ibadet yapma zevkine mani olur. Ancak buna en çok müessir olan da haram lokmadır. Helal lokma ise başka hiçbir şeyin tesir edemeyeceği şekilde vicdana sirayet eder. İyiliğe ve ibadet yapma zevkine sebep olur.
Peygamberimiz(sav) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: _Helaller bellidir, haramlar bellidir. İkisinin arasında müştebihat (yani haram olup olmadığı belli olmayanlar) vardır. Bunları insanların çoğu bilmez. Kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, ırzını ve dinini korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere dalarsa, harama düşmüş olur..." buyurmuştur.
İslam dinde Kamu görevinin özel çıkar sağlamak için, kamu güç, görev ve yetkisinin rüşvet, irtikap, kayırmacılık, sahtekarlık ve zimmet yoluyla özel çıkar elde etmek için kötüye kullanılması da İslam dininde haramdır.
Aslında HELAL sözcüğü günlük konuşmalarımızda hep vardır. Helal lokma" "Helal süt emmiş"" Helal olsun","ALLAH helalinden kazanç nasip etsin" bunlardan bazılarıdır Dinin kurallarına uygun bir kazanç dilemek için "Allah helalinden kazanç nasip etsin" diyerek dua ederiz
Öte yandan hizmet veya özverinin istenilerek yapıldığını ve takdir edildiğini göstermek için de "helal olsun" diyerek takdirimizi belirtiriz Yine bir davranış karşısında "helal olsun bunu senden beklemezdim" diyerek, sitemimizi belirtiriz Ayrıca Allah'ı tanık tutarak bir şeyi bağışladığımızı "alacağımı sana helal ediyorum" diyerek ifade ederiz Hülasa helâlaşmak, her an gündemimizdedir.
İslam Dinin yasakladığı iş ve davranışlara haram denir Örneğin; karşı büyüklerine karşı gelmek, başkasının malına zarar vermek, başkalarıyla alay etmek, sözünden dönmek, söz taşımak gibi söz ve davranışlar, dinimizce haramdır Hayatta, hedef zengin olmak değil, helal kazanmak olmalıdır. Çünkü haramda hayır ve bereket yoktur. O nedenle de insanlar, midelerine girenlerin helal mi, haram mı olduğunu düşünmek zorundadır. Dünyalık peşinde koşanlar manen yükselemez, alçalırlar. Huzurları kaçar, mutlu olamazlar.
Ayrıca yemek ve içmek, hayatın gayesi değil, gaye olan hakiki kulluğun vasıtasıdır. Onun için kişi önüne gelen ve eline geçen, her şeyi değil, İslam dininin müsaade ettiği şeyleri yiyip içmelidir. Çünkü yenilen şeylerin ve alınan gıdaların, insanın vücudunun gelişmesinde, olduğu gibi, manevi terakkisinde de çok büyük tesiri vardır. Helal ve temiz yiyenin bünyesi sağlam, karakter ve seciyesi metin, kalbi huzurlu, ibadeti güzel ve duası makbul olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi