4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

HEMŞİRELİK HAFTASI

Modern hemşireliğin kurucusu, Florence Nightingale' in doğum günü olan 12 Mayıs Gününü, Hemşireler Günü, 12-18 Mayıs tarihleri arası da Hemşirelik Haftası olarak kutlanmaktadır. Hafta boyunca çeşitli etkinlikler düzenlenir.
Ülkemizde, ilk olarak "Hilal-i Ahmer Cemiyeti" (Kızılay) 1911 yılında hemşirelik kursları açmıştır. Bu kursları bitiren hemşireler; 1912–1914 Balkan Savaşları ile 1914–1918 Birinci Dünya Savaşı'nda hasta ve yaralı askerlere bakmışlardır. Cumhuriyet sonrası ilk Hemşirelik Okulu, İstanbul'da açıldı.
1943'te, Verem Savaş Derneği, 1946'da Sağlık Bakanlığı, İstanbul'da birer Hemşirelik Okulu açtılar. Daha sonra diğer illerde bu tip okullar açıldı. Bu okullar ortaokul düzeyinde üç yıl, lise düzeyinde dört yıl eğitim vermekteydi. Günümüzde 4 yıllık Sağlık Kolejlerine dönüştürülmüşlerdir. Kolej ve lise mezunlarına eğitim veren 4 yıllık Yüksek Hemşirelik Okulları da halen faaliyettedir. Bu okullardan en ünlüsü İstanbul'daki Florance Nightingale Yüksek Hemşirelik Okulu'dur.
Hemşirelik mesleği, son derece yüksek ahlaki bir anlayış ve davranış temeli üzerine kurulmuştur. Doğasında, insana saygı ve insan haklarına değer verme vardır. Hasta ve hasta yakınlarının, beklentilerinin karşılanması ile etkili, verimli ve duyarlı sağlık hizmeti sunulmasında hemşirelere, önemli görevler düşmektedir. Hemşirelik mesleği, milliyet, renk, inanç, yaş, cinsiyet, siyasi ve sosyal statü gözetmez. Herkese, eşit hizmet üretir.
Dikkat ettik. Hastanede görevli hemşireler, mesleğinde, oldukça donanımlı, hazırlıklı, bilinçli olduğu gibi yaşadıklarını ve yaşananları sorguluyor. Bunlardan ders çıkartarak, her türlü engeli kolayca aşıyorlar. Faktörler ne kadar değişse de değişen koşullara uyabiliyorlar, nöbet değişimlerinde, her hasta hakkında, bilgi alıyorlar ve aktarıyorlar.
Aslına hemşerilik, kolay bir meslek de değildir. Manevi açıdan tahmin bile edilmeyecek, bir baskı vardır. Bazen de hasta yakınlarının, tehdit ve şiddetine maruz kalırlar. Buna rağmen, hastaya uzaktan bakamazlar, tiksinmezler. Her hemşirenin, tek bir düşüncesi vardır. Sahip olduğu imkân ve bilgileri kullanarak, hastayı sağlığına kavuşturarak, tekrar hayata döndürmektir.
Hemşirelik mesleği, sağlık sektöründe olmazsa olmaz konumdadır. O nedenle meslekte branşlaşma olmalı, geliştirmeye yönelik eğitimler, sürekli ve kalıcı olmalı, meslekte istihdam modellerindeki farklılıklar kaldırılmalı, ücretleri de mutlaka iyileştirilmelidir. En önemlisi de aile hayatı ve sosyal hayattaki sorumluluklarının, yerine getirmek içinde kedilerine zaman tanınmalı ve ortam yaratılmalıdır.
Her mesleğin olduğu gibi, hemşirelik mesleğini de sorunları vardır. En önemli sorun hastanelerde, hemşire sayısının yetersiz olması sonucu, iş yoğunluğu ve nöbet sayılarındaki artış, aşırı derece de yıpranma, bakım standartlarının tam olarak uygulanmaması ve yaygınlaştırılmamasıdır. Özelliklede Sosyo – ekonomik şartların yetersiz olması, ücret yetersizliği, ulaşım servislerinin olmaması gibi sorun var.
Farklı düzeylerde eğitim almada, meslekte sorun yaratmaktadır. Ülkemizde hemşirelik eğitimi lisans, önlisans, açık öğretim, lise sonrası, 18 aylık kurs ve ortaokul sonrası 4 yıllık lise şeklinde beş ayrı düzeyde verilmiştir ve bu farklılık devam etmektedir. Bu heterojenlik mesleği algılama, mesleki çabaları benimseme, belirli bir gelire sahip olma gibi özelliklerinden dolayı mesleği olumsuz etkiliyor.
Ayrıca eğitim düzeylerinin farklılığı, çalışma yaşamında yetki ve sorumluluklara yansımıyor. 1996 yılında kapatılan Sağlık Meslek Liseleri 2001 yılında tekrar açıldı, hemşirelerin üniversite düzeyinde, eğitim talepleri dikkate alınmadı. Oysa şu an dünyada ortaokul sonrası, lise eğitimi ile yetinen ülke bulunmamaktadır.
Ülkemizde, tedavi edici hekimliği ön planda tutulması, koruyucu sağlık hizmetlerini yok saydığı, ya da finansal olarak bireysel sorumluluk alanını daralttığı için, hemşirelerin, istihdam sorunları, pek çok ülkenin önemli bir sorunudur. O nedenle de ülkemizdeki toplam 80 bin hemşirenin, yüzde 90'ı, tedavi edici sağlık hizmetlerinde çalışıyor.
Bir araştırmada, hemşirelerin yüzde 41,9'unun mesleğinden memnun olduğu, yüzde 58.1'inin mesleğinden memnun olmadığı saptanmış. Memnuniyetsizliğin nedeni olarak da, ücret yetersizliği, istenilen branşta çalışamama, Fazla çalışma, Risk fazlalığı, Görev yetki ve sorumluluklarının belli olmaması, Yoğun çalışma temposu, Meslekte ilerleyememe, Görev dışı işlerde çalıştırılma, Toplumun mesleğe yönelik olumsuz yaklaşımı, yardımcı sağlık personeli olarak değerlendirilme olarak belirlenmiştir.
Hemşirelerin, her türlü sorunlarına rağmen, sağlık hizmetinin, dengeli, ulaşılabilir, sürekli, kaliteli ve en üst düzeyde verilmesinde, katkıları büyüktür. Nitekim Florence Nightingale" Tanrının, en değerli armağanı olan hayat, çok defa hemşirenin ellerine terk edilmiştir." demiştir.
Hemşirelik günü kutlu olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi