1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Her Üniversiteye iki Rektör iyi mi?

-"Her Üniversiteye iki Rektör" fikrini ortaya attı Cumhurbaşkanı.
Bilim adamlarının, Üniversitenin finansal işleriyle uğraşmaması gerektiğini söyleyip;
-"Üniversitelerde finansal işleri uzman kişiler yönetmeli. Rektörler de bilim alanında ki çalışmalara yoğunlaşmalı" dedi.
Aslına bakarsanız, doğru da bir tespit bu.
Çünkü...
Üniversiteler ve Rektörleri işin daha çok ticaret kısmıyla ilgilenmeye başladı.
Üniversiteleri daha fazla kar eden kurumlar haline getirmek için tüm çabalarını bu yönde kullanmaya başladı.
Sonuç olarak da...
Üniversitelerde asıl yapılması gereken Bilim, ne yazık ki ikinci plana itildi.
Ticari anlamda da büyük bir çöküntü yaşandı.
Bu her ne kadar iyi bir fikir gibi gözükse de, Üniversitelere finansal işler için atanacak kişilerin tıpkı Rektör atamasında ki kıstaslarla yapılacak olması, sorunu çözmeyeceği gibi daha da işleri içinden çıkılmaz bir hale getireceği açık.
Mesleki yaşamı boyunca, en azından bir Bölüm Başkanlığı, bir Dekan yardımcılığı ve Dekanlığı ve hatta Rektör yardımcılığı görevlerinde bulunmamış birçok öğretim üyesi, Rektör olarak atandı bu memlekette.
Hiçbir idari becerisi olmayanlar, Trilyonlarca bütçesi bulunan ve Binlerce çalışanı olan Üniversitelere Rektör oldu.
Sırf bu yüzden Üniversiteler ne Bilim alanında, ne de Ticari anlamda ileriye gidebildi.
O yüzden...
Üniversitelerin finansal işleriyle ilgilenecek kişiler de muhtemelen bu anlayış doğrultusunda atanacak.
Hayatında kendi parasıyla dahi ticaret yapmamış insanlar, Devasa bütçeleri olan Üniversitelerin başına, sırf "Bizim adamımız" denilmek suretiyle getirilecek.
Bilim alanında kurumu geleceğe taşıyacak becerileri olmayan Üniversite yöneticilerine bir de, finansal anlamda hiçbir becerisi olmayan eş-dost eklenecek.
Sizin anlayacağınız...
Batma noktasına gelen Üniversitelerin, bu kez iki koldan batışı hızlandırılacak.
.......

Önce nişan, sonra siyaset

Hafta sonu Ulaştırma bakanı Binali Yıldırım Eskişehir'de idi...
Oğlunun nişan töreni için gelmişti.
Anemon Otel'de yapılan nişan törenine Murat Mercan da iştirak etmiş.
Nişan töreninin ardından, hep birlikte Odnpazarı Şelale Park'a çıkılmış.
Çaylar içilmiş, sohbetler yapılmış.
Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı'nın da olduğu sohbette, elbette Eskişehir ve Eskişehir siyaseti de konuşulmuş.
Netice olarak...
Önce nişan varmış gündemde, ardından da siyaset konuşulmuş bol bol.
Siyaset olarak ne mi konuşulmuş sohbette?
Orada değildik ve tanık olmadık ama...
Elbette ki yaklaşan mahalli seçimler ve bu seçimlerde kimlerin aday gösterebileceği olmuştur muhakkak.
........

Konuştuklarımızı unutuyoruz. Ya da unutturuyorlar...

"Küçük Sanayi sitesi kalkacak" dediler hatırlarsanız.
Kimi "Şehir merkezinde kaldı kaldırılsın tabii" dedi, kimi ise "Bekara karı boşamak kolay." Diyerek tepki gösterdi kaldırılmasına.
Aylarca tartıştı Eskişehir.
Kavga edenler bile oldu.
Esnafı toplayıp, nasıl kaldırılacağı bile planlandı.
Bir anda unutuluverdi her şey.
Şimdi kimse hatırlamıyor bile.
-"Üçüncü ilkeyi kuruyoruz" dediler yine hatırlarsanız.
Aylarca tartışmadık mı bunu da?
İsmi bile belli oldu.
Hatta sınırları çizilip, Bakanlığa bile gönderildi.
Kurulacağı söylenilen Yunus Emre İlçesi'nden bahsediyoruz.
Kimi "Yasa gereği olmalı" dedi, kimi ise "Bu hükümetin bir planı" diye değerlendirdi meseleyi.
Unutuluverdi tıpkı Küçük sanayi gibi.
Kentsel dönüşüm projeleri tartışıldı aylarca.
Stadyumun yeri, Gar binasının yeri hala tartışılıyor.
Galiba gün gelecek bunları da unutacağız.
Nedense, şehir ile ilgili bir koynu aylarca konuşup, gündemden düşürmüyor, ama bir süre sonra da hatırlamıyoruz bile.
Üzerine de gitmiyoruz.
O yüzden, yıllardır bir şeyi halledemiyoruz.
Konuştuğumuz ve tartıştığımız kadar iş yapsak, bunların tümü şimdi bitmiş olurdu.
Ama...
Konuşup konuşup unutmak daha çok işimize geliyor galiba...
.......

Biraz da gülmek lazım

Bir Fransız, bir Amerikalı, bir Alman ve bir Türk, deniz kazası sonucunda ıssız bir adaya düşmüşlerdi. Bir hafta sonra Fransız konuştu:
- Ben yokken şimdi sevgilim kaç kez evime gelmiş, beni çok merak etmiştir.
...Amerikalı atıldı:
- Ben yokken bütün medya gelmiş, beni arıyordur mutlaka.
Alman:
- Ben yokken patronum, yeni projeler için beni aramıştır mutlaka.
Ve Türk:
- Ben yokken kim bilir ne zamlar, ne vergiler gelmiştir!

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi