
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Hiç ummadığınız bir yere bırakılmış bir kitap görürseniz sakın şaşırmayın.
Her öğretmen şüphesiz kutsaldır ama, bazıları da vardır ki insan koyacak bir yer bulamaz onları.
Koskoca yüreği bile küçük gelir o'nu sığdırmaya...
İşte Münevver İzgi böyle bir öğretmendi bizim için.
Cumhuriyet Lisesi'nde okuduğumuz yıllarda Resim ve El sanatları dersimize girerdi.
Çöpten adam bile yapacak kabiliyetimiz olmamasına rağmen, sanatı sevdirebilmiş ve sanata bakışımıza bir seviye kondurabilmişti.
Aradan 30 yıl geçmesine rağmen, her gittiğimiz sergide, her baktığımız tabloda kendisini görürüz ister istemez.
Çünkü...
O sergiye gitme nedenimizdir onun öğretileri.
İşte, çocukluğundan beri, sahip olduğu en değerli varlıkları kitaplar olan Münevver İzgi, gözü gibi baktığı kitaplarından bazılarını arkadaşının kızına vermiş okusun diye.
Bir süre sonra bakmış ses yok, sorma ihtiyacı duymuş.
Arkadaşı, kitapların dilinin çok ağır olduğunu, bu yüzden kızının okuyamadığını söylemiş biraz da utanarak.
Münevver İzgi o anda anlamış ki, sevgisiyle kitaplarını hapsediyor.
-"Bu çok yanlış" demiş kendi kendisine.
Ardından da...
-"Kitaplar daha çok kişiye ulaşmalı ki, daha çok insan aydınlansın" diyerek başlamış düşünmeye.
Önce; çevresindekilere dağıtmak istemiş kitapları.
-"Ama onlar zaten okuyabiliyor" demiş.
Sonra kütüphaneye bağışlama geçmiş kafasından. Bu kez de;
-"Zaten kütüphaneye gelenler, okuma bilincinde olanlar. Halbuki bu bilinçte olmayan ve bu bilinci kaybedenlere ulaşmalı bu kitaplar" diye düşünmüş.
O anda bir fikir gelmiş aklına.
Fikri hemen projeye dönüştürmüş ve "Oku-Bırak" adıyla koşmuş uygulamaya.
Kütüphanesinden seçtiği 10 tane kitabın üzerini yıpranmasın diye bir güzel naylon ile kaplamış önce.
Üzerine "Bu kitap herkesindir. Lütfen okuduktan sonra uygun yere bırakın" yazısını iliştirmiş.
Bir de içine kapak yazısı yazıp, bırakmış çeşitli yerlere kitaplarını.
Öğrendiğimizde, gözyaşlarımıza hakim olmakta zorlandık.
Sosyal medya üzerinde, bu projesine katılacağını söyleyip destekleyen yüzlerce insanı görünce, daha da gururlandık.
Doğrusunu söylemek gerekirse...
-"Bunu yapsa yapsa Münevver İzgi yapardı" diyerek, göğsümüzü de kabarttık.
İlk işimiz, bu muhteşem projeye kitaplarımızla katılmak olacak.
Şuna eminiz ki, bizim gibi birçok Eskişehirlinin de bu projeye kitaplarıyla katılacağını biliyoruz.
O yüzden...
Hiç ummadığınız bir yere bırakılmış bir kitap görürseniz, sakın şaşırmayın...
Okuyun ve başkalarının okumazsı için de uygun bir yere bırakın...
Çünkü o kitaplar sizin için oraya konuluyor.
Hem de, tükenme pahasına çevresini aydınlatmayı ilke edinmiş insanlar tarafından...
Dahası...
İnsanların aydınlanmasından başka hiçbir beklentisi olmayan kişiler tarafından...
Kısaca...
Eli öpülesi insanlar bırakıyor bu kitapları...