Geçen ay, Hızlı Trenle! Ankara'ya gittik ve geldik. Eskişehir' e dönerken, yanımda oturan koltuk arkadaşım, Hızlı Trendeki sorunlar karşısında, bu "Hızlı Tren değil" "HIZLANDIRILMIŞ TREN" dedi. Hatta mevcut teknoloji üzerinde, dikkat çeken söylemlerde bulundu.
Elbette hizmet getiren herkese karşı, şükran borçluyuz. Ancak hizmeti getirmek kadar, hizmetin güvenli olarak halka sunulması gerekir. Yol boyunca, özellikle Ankara ve Eskişehir girişinde yaşananlar gösterdi ki "HIZLI TREN" in, altyapısı tamamlanmadan hizmete alınmış. O nedenle de altyapı problemleri ve sorunları, bir an önce çözülmelidir.
Nitekim TCDD Genel Müdürlüğü Basın ve Halkla ilişkiler Müşavirliği'nden yapılan yazılı açıklamada, TMMOB Makine Mühendisleri Odası tarafından, 22 Temmuz'da açıklanan "Ulaşımda Demiryolu Gerçeği" raporunun, temelde bazı eksiklik ve yanlışları barındırdığı, ancak yıllardır, göz ardı edilen bazı hususları içermesi nedeniyle, Genel Müdürlük tarafından olumlu karşılandığı belirtildi.
Hızlı Tren hizmeti, ihmale gelmeyecek kadar önemlidir. En ufak hata ve ihmal, büyük can kaybına neden olabilir. O nedenle de hızlı trenlerinin, güvenli bir şekilde işlemesi için, vagon aerodinamiğinden, elektronik kontrol sistemlerine kadar, birçok altyapı unsurunun tamamlanması ve sürekli de kontrol edilmesi gerekiyor.
Hızlı Trenle ilgili, gar, hat ve trenlerde alınacak güvenlik önlemleri ile ne gibi tedbirler alındı bilinmez ama Saatte 250 kilometre hızla giden hızlı trenlerin, hatlarına başta "sabotaj" olmak üzere, her türlü dışarıdan gelebilecek müdahaleye karşı uyarı "sensörleri" yerleştirilecekti. Bu "sensörleri" yerleştirildi mi bilinmez ama bu alandaki çalışmalar, bir ana önce hayata geçirilmelidir.
TCDD tarafından, garlarda, "Tüm yolcu bavul ve valizleri XRay'dan geçirilecek. Garlara kapı dedektörleri konulacak. Yolcular kapı-el dedektörü ile arandıktan sonra trene bindirilecek. Şüpheli yolcular gerektiğinde elle aranacak. Garlardaki özel güvenlik personeli sayısı iki katına çıkartılacak." şeklinde karar alınmıştı. Ancak yolcu bavul ve valizleri XRay dışında, gerekli özenin, gösterilmediğine tanık olduk.
Ayrıca Saatte 250 kilometre hızla giden hızlı tren hatlarına, başta "sabotaj" olmak üzere her türlü dışarıdan gelebilecek müdahaleye karşı YHT raylarına yönelik en küçük bir müdahale sensörler aracılığı ile anında, dijital haritadan görüleceği, bu durumlarda polis ve ya jandarma timleri hızlı bir şekilde sinyalin alındığı bölgeye sevk edilecek denilmişti. Bu alandaki karar, uygulamaya alındı mı bilinmez ama terörün, hız kazandığı şu aylarda, özellikle de sensörler aracılığı ile anında elde edilecek ,"DİJİTAL HARİTALAR" mutlaka hayata geçirilmelidir.
Hızlı Trenin koltuklarında, her yolcu için, mutlaka " EMNİYET KEMERİ" olmalıdır. Çünkü kaza istatistikleri, emniyet kemerinin, hayat kurtaran araçların en önemlisi olduğunu ortaya çıkarmıştır. 30 kilometre hızda oluşan bir kazada, arka koltuktaki yetişkin bir yolcu bir filin ağırlığına eşit olan 3,5 tonluk bir güçle öne fırlatılmaktadır. 200 kilometre hızla giden, Hızlı trende oluşacak bir kazada, oluşacak gücü düşünmek bile istemiyoruz.
Son yıllarda, Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi, demiryolları yeniden devlet politikası olarak ele alındı ve demiryolu seferberliği başlatıldı. Bunun en önemli göstergesi ise 2003 yılında 483 milyon TL olan Demiryolu yatırımının 2012 yılında 14,5 kat artarak 7 Milyar TL'ye ulaşmıştır. Bu gelişme memnuniyet vericidir.
Ancak Başbakan Sayın ERDOĞAN' ın, Kadıköy-Kartal Metrosu'nu açtıktan sonra bir açıklama yaptı ve 10. Yıl Marşı'nda yer alan, "Demir ağlarla ördük" sözlerini hatırlatarak, "Neyi ördün? Hiçbir şey örmüş falan değilsin. Ortada duranlar belliydi. Demir ağlarla şimdi Türkiye'yi biz örüyoruz" sözleri ile ATATÜRK' ü, eleştirmesi, tartışma yarattı.
Sayın ERDOĞAN, bu eleştiriyi neden yaptı veya böyle bir tartışmaya neden gerek duydu, en iyi kendisi bilir ama Cumhuriyet'in ilanından sonraki 17 yılda, 4 bin 078 kilometre demiryolu hattı yapıldı. O günü şartları düşünüldüğünde, bu büyük başarıdır.
On yıllık AKP iktidarında, döşenen rayların uzunluğu ise Bin 085 kilometre... Övünülen hızlı tren teknolojisiyle! Yaptıkları hızlı tren hatları ise 888 kilometredir.
Siyasi iktidarlar, o günün şartlarını gözetmeden, geçmişi eleştirerek veya o gün gerçekleştirilen eserleri ve hizmetleri, icraatı ile mukayese ederek, bir yere varamazlar. Ancak ülkeye zarar verirler. Kendi icraatlarını da eleştiri konusu yaparlar.
Ayrıca siyasi iktidarlar, geçmişi eleştirmemelidir. Geçmişteki icraatların, yanlışlarından, "İBRET", doğrularından da "ÖRNEK" alarak, icraatlarını gerçekleştirmelidir.
İşin doğrusu da bu değil midir?