Sürekli 'kentimize Ankara'dan hizmet gelmiyor' diye şikâyet ederiz.
Hem de yıllarca bu şikâyetten asla vazgeçmeyiz.
Ancak merkezi idareden gelecek hizmet olduğu zamanda, garip bir hal alırız.
Anlatalım...
***
Eskişehir'e yapılan bir hizmet öylesine şekillere giriyor ki;
Hangi şekliyle anlatsak, bilemiyoruz!
Bakın bugün 'bizim mahallemize tramvay neden gelmiyor!' diye şikâyet eden binlerce insan var!
Oysa tramvay ilk yürüdüğünde vatandaş belediyeye yürümüştü!
Çıkmayan olay kalmadıydı!
***
Bu örneği çoğaltmak hayli mümkün!
Çevreyolu mesela!
'Neden yapılmıyor?' diye defalarca sorduk.
Yapıldığında da 'Şehrin ortasında çevreyolu mu olur' dedik.
'Garibiz vesselam' diyoruz ya!
Bakın şimdide bir demiryolu projesi var.
Demiryolu tünele alıyorlar.
Tünel de, İstasyon köprüsüne geldi dayandı.
Ancak daha fazla öteye gidemiyor.
Çünkü İstasyon köprüsünü geçemiyor.
Geçmesi için köprünün yıkılması gerekiyor.
Ancak üzerinden tramvay geçiyor.
İşin teknik yetkilileri köprünün deprem riski taşıdığını söylüyor.
Büyükerşen'e sorsanız;
"Çürük köprüden tramvay geçirecek kadar akıldan yoksun muyum!" diyor.
Herkes haklı!
***
TCDD'nin eli kolu bağlanmış duruyor şimdi.
Dedik ya, herkes haklı!
Çözüm ise 'yeni garın yeri!'
Büyükerşen'in imar planlarında işaret ettiği Şeker fabrikası tarafına olsa, mesele çözülecek.
Ancak, TCDD kendi arazisine, yani bugünkü garın yerine inşa etmek istiyor yeni garı.
Böyle olunca, düğüm iyice sıkılaşıyor.
Çözülemez hale geliyor.
Kente yapılacak olan bir yatırımda, Bağlar geçidinde durduğu gibi, gözümüzün önünde yıllardır duruyor.
Dedik ya;
Hizmet alırken bile garip bir şerhiz.
En güzel örneği de şu İstasyon köprüsü davası değil mi?