1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Hizmet için çıkılan yol nasıl oluyorsa Lütuf'a dönüşüveriyor

Adam, yıllar öncesinden belirliyor hedefini.
Sonra...
Yavaş yavaş hedeflediği makama gidecek yolları inşa etmeye başlıyor.
Hedefe doğru yaklaştıkça, başlıyor para ve zaman harcamaya.
Ha bu arada, aslında böyle bir hedefi olmadığını, çevresinin baskı ve isteği sonucunda "Hayır" deme şansı bulamadığını anlatıyor uzun uzun.
Devamında da söylemleri geliyor...
Amacının "Hizmet" olduğunu söylüyor her gittiği yerde.
-"Yeter ki şehrim, ülkem kazansın" demeye başlıyor.
Süreç biraz daha ilerlediğinde, kapı kapı dolaşmaya çıkıyor haliyle.
Hemen her çaldığı kapıda "Size hizmet etmeye talibim. Benim başka hiçbir beklentim yok" diye başlıyor sözlerine.
-"Beni her istediğiniz zaman, istediğiniz saatte bulacaksınız" diyor üstüne basa basa.
İnsanların emrinde olacağını öyle bir hissettiriyor ki, "Aferin" diyorsunuz adama.
-"Bak işini gücünü bıraktı, bize hizmet etmek için gece gündüz çalışacak" diye düşünüyorsunuz.
Seçim günü gelip çatıyor.
Seçiliyor da...
Seçilir seçilmez söylediği ilk laf;
-"Verdiğim sözleri tek tek yerine getireceğim. Hizmet etmek için gecemi gündüzüme katacağım" oluyor.
Bunun üzerine insanlar da;
-"Bakın ne kadar isabetli bir karar verip onu seçtik" diye düşünüyorlar.
Ancak...
Aradan bir süre geçiyor, seçim öncesi verilen sözlerden geriye eser bile kalmıyor.
-"Hani sen gece gündüz hizmet edecektin?" diye soruyorsunuz...
-"Gözüne dizine dursun. Daha ne yapayım ki?" diye cevap veriyor.
-"İyi de, hizmet edeceğini kendin söylemiştin, söylediklerini niçin yapmıyorsun?" dediğinde bu kez küstahlaşıp;
-"Sana hesap mı vereceğim. Hizmet ediyoruz ya işte. Daha ne yapayım?" diye çıkışıyor.
-"Tek amacım hizmet" diye yola çıkıp seçilenler, bir müddet sonra ukala bir tavır içine de giriyor.
Sanki yalvar yakar o göreve getirilmişçesine, önüne geleni azarlayıp;
-"Biz burada mesai harcıyoruz yine de beyefendilere yaranamıyoruz" diyebiliyor.
Hatta...
-"Ben olmasaydım" ile başlayan cümleleri sık sık kullanarak bulunmaz hint kumaşı olduğunu adeta insanların gözüne sokuyor.
Kısacası...
Hedefledikleri göreve gelebilmek için kendilerini yırtanlar, o göreve geldiklerinde ne yaptıkları cambazlıkları hatırlıyorlar ne de verdikleri sözleri...
Hizmet için çıktıkları yol, bir anda lütuf'a dönüveriyor.
Foyası ortaya çıktıktan sonra ise, yakınma faslı başlıyor.
-"Tek amacım hizmet. Başka beklentim yok" ile başlayan sözler, aradan geçen zaman içinde "Sen işini gücünü bırak gel, bir de kimseye yaranama" ya dönüşüyor.
İşin ilginç yanı...
Bu her defasında böyle oluyor ve bunu her defasında aynı insanlar aynı şekilde yiyor.
.........
İkisi de yalanladı...
Önceki gün Eskişehir'in iki farklı haberle Türkiye gündemine geldiğini yazmıştık.
Biri; Eskişehirspor kulüp Başkanı Halil Ünal'ın Fenerbahçe kulüp Başkanı Aziz Yıldırım ile Bodrum'da yaptığı kavga, diğeri ise; CHP Eskişehir milletvekili Süheyl Batum'un, kendisine kesilen trafik cezasına itiraz ettiği haberiydi.
Önce, Eskişehirspor kulüp Başkanı Halil Ünal yalanladı kavgayı.
-"Böyle bir şey yok. Bodrum'a gittim. Birlikte yemek yedik ama, kavga falan etmedik" dedi.
Gece saatlerinde ise, diğer olayla ilgili yalanlama Süheyl Batum'dan geldi.
Süheyl Batum, Twitter aracılığı ile böyle bir olayın olmadığını açıkladı.
Hatta...
Olayın bir komplo olduğunu, kendisine ne kesilen bir trafik cezası, ne de itirazın söz konusu olduğunu belirterek;
-"Sakarya kaynaklı bir ajanstan gönderilmiş yalan haber. Gazeteler de bunu alıp sormadan kullanmış. Ben bu yüzden 2 gazeteye dava açmak için harekete geçtim" demiş.
Tam yazıyı kaleme alıyorduk ki, Süheyl Batum aradı...
Olayı sana şöyle bir anlatayım dedi önce...

KÜLLİYEN YALAN

Ardından da...
Bu bir uydurma haber. Haber internet sitelerinde yayınlanmaya ve ardından da gazetelere çıkmaya başlayınca, araştırdım. Bir türlü bulamadım kaynağını. Ben ne trafik cezası ile ilgili bir talepte bulundum, ne de bu konuda girişimler yaptım" dedi.
Süheyl Batum "Hırsız, uğursuz, ahlaksız diyemedikleri için bu yola başvuruyorlar. Yalan yanlış haberlerle, kamuoyunda küçük düşürmeye çalışıyorlar. Ama peşini bırakmayacağım. Sonuna kadar kovalayıp, sorumluları adalet önüne çıkartacağım" dedi.
Süheyl Batum, "Ne olur bunu, yani gerçeği yazın ki, bizi de Eskişehir'de yanlış tanımasınlar" diyerek kapattı telefonu.
Sonuç olarak...
Önceki gün Eskişehir iki farklı olayla Türkiye gündemine gelmişti.
Eskişehir'in tanıdığı iki isim de, söz konusu olayları birbiri peşi sıra yalanladı.
Bize de duyurmak kaldı...
.........
Sakallı personeli toplayıp hedefi açıklamış diyorlar
Diyorlar ki; "Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı, belediye personelini toplamış."
Ne var ki bunda. Toplayacak tabii. Hatta grekirse her hafta, her gün toplayabilir. Bu en doğal bir durum.
-"Ancak" diyorlar... "Topladığı Belediye Personeline hedefi göstermiş"
-"Nasıl yani?" diye soruyoruz...
-"Göstermiş işte" diyorlar bu kez.
-"İyi de hedef neymiş ki?" diye soruyoruz...
-"Hedef Büyükşehir miş. İşte o toplantıda da Burhan Sakallı bu hedefi gösterip, artık bundan böyle oraya göre çalışacağız" demiş diyorlar.
Ne diyelim?
-"Doğrudur. Vardır bir bildiği" demekten başka şansımız var mı?
.........
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Kolejli kız Chatte tanıştığı adamla ilk defa buluştuğu cumartesi gecesi geç saatte kampusa dönmüş.
Onu beklemekte olan oda arkadaşı ışıkları hemen açıp merakla sormuş.
Nasıldı?; diye. berbattı..Demiş kız..
Buluşmaya 1932 model Rolls Royce ile geldi. Arkadaşı "vaaayy" demiş.
Kızım çok havalı ve pahalı bir araba o. Nesini beğenmedin ki?
Kız, hayatım demiş sinirle;
- Herif arabanın ilk sahibi!.

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi