
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
HUKUK HERKESE LAZIM
TÜRKİYE Barolar Birliği (TBB) Başkanı Sayın Metin FEYZİOĞLU, her etkinlikte olduğu gibi, TBB tarafından, 15-17 Kasım tarihleri arasında düzenlenen '2'inci Genç Avukatlar Kurultayı'nın açılış töreninde, yaptığı konuşmasında ve daha sonraki açıklamaları, özellikle de Ali İsmail Korkmaz davası ile ilgili görüşleri ile dikkat çekti.
Eskişehir' de gerçekleştirilen, '2'inci Genç Avukatlar Kurultayı'na, üst düzey katılım CHP ağırlık idi. Ak Parti milletvekilleri, mensupları neden katılmadı bilinmez ama Avukatlık mesleği ve Türk hukuk açısından, gelişme hiçte hayra alamet değildir. Çünkü "HUKUK" herkese lazımdır.
Sayın FEYZİOĞLU, ülke, özellikle de "HUKUK" la ilgili sorunlarda, örnek performans sergiliyor. Hukuk içinde kalarak, sorunları ve çözümlerini, cesurca kamuoyu ile paylaşıyor. Olaylar ve ilkeler arasında ilişki kurabilme gücü, başkalarını anlayabilme ve etkileyebilme yeteneği, akıcı konuşma becerisi ile de övgü alıyor.
Ayrıca Sayın FEYZİOĞLU, işinin ehli bir hukukçudur. Sorunu belirler, ihtiyacı tespit eder ve gerekli müdahaleyi yapıp, sorunu çözer. Bildiğini çok iyi bilen, iyi gözlem yapan, her zaman güven ve ihtiyaç duyulan, kişidir. Aslında bir sorununuz olduğunda, yolunuz işinin ehli bir kişiye düşerse, işin ehli kavramının, ne demek olduğu çok daha net anlaşılır. O vakit zaten birbirinizi, anlıyorsunuz demektir...
Sayın FEYZİOĞLU, yaptığı açıklamada, 2 haziran'daki Gezi Parkı protestoları sırasında uğradığı saldırı sonucunda, 38 gün komada kaldıktan sonra yaşamanı yitiren üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz davasının, 'Güvenlik' gerekçesiyle Kayseri'ye alınmasını eleştirdi.
Ali İsmail Korkmaz davasının Kayseri'ye alınmasında, Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna'yı sorumlu tuttukta sonra, "Davanın Kayseri'ye alınmasını mahkemeden talep eden Eskişehir valisidir. Eskişehir Valisi, burada kamu güvenliğini sağlamakla görevli kişidir. " dedikten sonra "Kayseri'de de bir mahkeme vardır. Yollarda da hepimize açıktır. Biz de Kayseri'ye gideriz. Davanın aleniyetini etkileyecek şekilde yol kesmeler, otobüsleri çevirmeler vs. de olursa da bunu yapanlar sorumlu olur." dedi.
Ayrıca bugün hukukun, özellikle de avukatlık mesleğinin çok ciddi sorunlar vardır. Sayın FEYZİOĞLU' nun söyledi gibi, Türkiye'de 109 hukuk fakültesi mevcut. Ancak onda birine yetecek kadar, öğretim üyesinin var. Bu soruna mutlaka çözüm bulunmalıdır. Çünkü eğitimli insanlar adaleti ilke edinir ve onu düzenli bir biçimde yürütür; onu alçak gönüllülükle kurar ve sadakatle gerçekleştirir.
Sayın FEYZİOĞLU, Türkiye' de ise 82 bin civarında avukat olduğunu her hafta 400 ruhsat imzaladığını, bu sayını kontrol edilebilir bir sayı olmadığı söylüyor. Hukuk fakültelerinde, verilen eğitim ise, sorunların tuzu biberidir. Ayrıca avukatlık mesleği, her geçen gün itibar kaybederken, ekonomik sıkıntıları da her geçen gün artmaktadır.
Ülkemizin, iş gücü planlaması olmadığı için, yalnız Avukatlık mesleği değil, tüm mesleklerde ciddi sorunlar yaşanmaktadır. O nedenle de Türkiye, insan gücü planlaması yapmak zorundadır.'Bu DPT'nin, Hükümetin, sendikaların, Milli Eğitim Bakanlığı, TÜSİAD gibi, sivil toplum örgütlerinin, asil görevidir ama hiç kimse, buna girmemiştir. Türkiye'de, hangi meslek alanında, hangi sayıda insana, ihtiyaç vardır. Bu planlanmamıştı.
Ülkemizde, avukatlar, hak aramada olmazsa olmaz unsurlardan biridir. Avukat, dara düşen her müvekkilinde can dostudur. Nitekim Avrupa Birliği Bakanlar Komitesi' nin, kararlarında, Avukat, mahkeme önünde savunmaya, müvekkilleri adına hareket etmeye, yasayı uygulamaya, dava açmaya, ya da danışmaya ve müvekkillerini temsile, ulusal hukuka uygun olarak yetkili kılınmış ve bu sıfatı taşıyan kişi olarak tanımlamıştır.
Avukatlar, düşünce, ifade, seyahat ve yerleşme, örgütlenme ve toplantı özgürlüğüne sahip olmalıdır; Ayrıca avukatlar, özellikle yargısal reformlar önerme, adalet yönetimi ve yasalara ilişkin sorunlarda, kamusal tartışmalara katılma hakkına sahip olmalıdır.
Avukatlar ve müvekkilleri arasındaki meslek sırlarına saygının gözetilmesi için, her türlü önlem alınmış olmalıdır. Bu ilkeye getirilecek istisnalar, ancak hukuk devleti ile bağdaşabilir olduğu ölçüde geçerlidir. Avukatların meslek ahlakı çerçevesindeki girişimlerinde, müvekkillerinin haklarını ve çıkarlarını savunurken, bütün aleni dosyalara ulaşmaları sağlanmalı, mahkemeler önüne çıkmaları karşısındaki bütün engeller kaldırılmalıdır.
Avukatların, meslek ahlakına uygun biçimde temsil edebilmeleri, özel olarak görüşüp tavsiyelerde bulunabilmeleri için, özellikle özgürlükleri kısıtlanmış müvekkillerine ulaşma yolları açık olmalıdır. Bu tablo çerçevesinde, avukatlık mesleğinin, pek çok sorunu vardır. Avukatlık sorunlarının çözümü, hukuka verilecek değer ve avukatlık mesleğinin, toplumdaki saygınlığı ile de eşdeğerdir.