Gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Özge Zaim’in imzasını taşıyan bir haber var.
Önceki gün gazetemizin manşetinde yer aldı.
Davalarda rapor hazırlayan bilirkişiler ile ilgili…
“Özel” olduğu gibi önemli bir haber…
Davalarda rapor hazırlayan bilirkişiler hakkında iddialar içeriyor.
Mahkemelerde görülen davalarda bilirkişi raporlarının taşıdığı önem tartışılmaz…
Mahkeme heyetinin vereceği kararlarda doğrudan etkili oluyorlar.
“Belirleyici oluyorlar” demek bile yanlış olmaz…
Onun için bilirkişi seçimi çok önemli…
Bilirkişinin, dava konusu olayda “konunun uzmanı” olması şart…
Ancak, “uzmanlık” kadar önemli olan bir özellik daha var.
O da dürüstlük… “Vicdan sahibi olmak” da denilebilir.
İkinci özellik olmaz ise ilk özellik pek de yararlı olmaz.
“Dürüstlük” yoksa uzmanlık “kötüye kullanılan bir vasıf” haline gelir.
Bu da büyük bir sıkıntı yaratır.
Yazı İşleri Müdürümüz Özge Zaim’in haberindeki iddialara bakılırsa, Eskişehir Adliyesinde böyle bir sıkıntı var.
İddia ediliyor ki;
“Eskişehir Adliyesi’nde özellikle Ticaret Mahkemesi’ndeki dava dosyalarında bilirkişi olarak sürekli aynı kişiler görev alıyor. Sürekli bilirkişi olan kişiler şehirde ayrı bir güç odağı haline gelmiş durumdalar.”
Böylesi bir iddia karşısında, “Kişi alanında gerçekten uzman ise benzeri dava dosyalarında sıkça bilirkişi olarak görevlendirilmesi normaldir” denilebilir.
Bir bakıma doğrudur da…
Alanında gerçekten uzman olanı bulmak kolay değil…
Onun için, alanında gerçekten uzman olan ve dosyalar konusunda deneyimi bulunan kişiler sıkça bilirkişi olarak görevlendirilebilir.
Ancak daha önce de belirttik… Sadece “uzman ve deneyimli olmak” yetmiyor.
“Dürüstlük” de şart…
İşte bu vasıfla ilgili ciddi kuşkular var.
İddia ediliyor ki;
“Ticaret Mahkemesi’ndeki milyonlarca lira tutarlı ticari anlaşmazlıklarla ilgili dava dosyalarında ‘ancak kişisel menfaat karşılığı hazırlanır’ dedirten raporlar düzenleniyor.
Öyle ki, benzer dava dosyalarında aynı bilirkişi tarafından farklı raporlar düzenlenmekte hatta ek raporlarda bir önceki rapordakinin tam aksine kanaat belirtilmektedir. 15 yılı aşkın süredir aynı şekilde görev yapan bilirkişiler vardır.
Böylesi bilirkişilerin hazırladığı çelişkili raporlara dayalı olarak verilen kararlar hukuka olan güveni dibe çekmektedir.”
Son derece önemli bir iddia…
Ciddi biçimde araştırılması gerekiyor.
İddiaların doğru olup olmadığını tespit etmek çok da zor değil…
Tam aksine çok kolay…
Yapılacak iş belli…
Haberde bu konuda öneriler de var.
Deniliyor ki;
“Eskişehir Adliyesi’nde aynı üç-beş kişiye bir yılda verilen dosya sayısına bakıldığında nasıl bir güç odağı oluştuğu görülecektir. Bu üç-beş kişinin resmi gelirleri ile yaptıkları harcamalara bakıldığında büyük oransızlık görülecek ve bilirkişilik görevini nasıl kullandıkları anlaşılacaktır.”
Bir başka öneri…
“Eskişehir Adliyesi’nde konkordato komiseri, bilirkişi ve kayyum olarak görev alan kimselerden hangilerinin menfaat karşılığı iş yaptığı; olağanüstü çoklukta dosya almalarından, aynı dosya içerisinde dahi birbirine zıt raporlar düzenlemelerinden ve resmi gelirleri ile sahip oldukları maddi durumları arasındaki büyük farktan anlaşılacaktır.”
Bu öneriyi yaşama geçirmek de çok kolay…
Yazı İşleri Müdürümüz Özge Zaim’in haberinden sonra olayla ilgili olarak arayan çok oldu.
İddialara yeni eklemeler olduğu gibi isim dillendirmeleri de oldu.
Anlaşılıyor ki; bazı bilirkişilerin verdikleri raporlar davası olanları canlarından bezdirmiş durumda…
Durum son derece ciddi…
Bilirkişilik görevlerini kötüye kullanan üç beş bilirkişi yüzünden hukuka olan güven alabildiğine sarsılmış durumda…
Bu duruma seyirci kalınamaz…
Anında müdahale etmek ve iddiaları aydınlığa kavuşturmak gerek…
Bu konuda akla yatan öneriler de var.
Yaşama geçirilmeleri çok kolay…
Hukuka olan güveni yeniden sağlamak için önerilenleri yaşama geçirmek şart… Başka yöntemler de bulunabilir.
Ne yapılmalı bir an önce yapılmalı ve ciddi iddialar aydınlığa kavuşturulmalı…