
Gazi Özdemir
İBAD ETMEK Mİ, İBADET ETMEK Mİ? - 1
"Abd = kul, yaratılmış olan", "a'budü = kul olmak, teslim olup bağlanmak, "ibad = Kul oluş, kulluk", "İbad et = Kulluk et, kul oluşu hedefle ve gerçekleştirmek üzere çaba göster" anlamlarındadırlar. Aşağıda görüleceği üzere Kur'an'da "İbad et" deyimi kullanılmış ve bu kullanım ile geniş kapsamlı olarak "Allah'a Kulluğa" yönelik bütün uygulama ve olumlu ameller /faaliyetler denilen muhkem /kesin hükümleri uygulamak kast edilmiştir. Buna karşılık Türkçe konuşan biz Türklerin İslamiyeti kabul edişimizden beri kullanıma sokulmuş olan "İbadet" ifadesi ise sadece Nüsuklar denilen şekilsel ibadetler olan Namaz, Oruç, Hac ve Zekât'ı tanımlamak üzere kullanılmıştır. Böylece de din sanki bu şekilsel uygulamalar demekmiş gibi algılatılmış, hatta 'İslam'ın şartı 5'tir" de denerek bu sınırlama daha da pekiştirilmiştir. Böylece de sanki davranışsal ve ahlâkî kesin hükümler sanki din dışıymış veya daha önemsiz gibi algılatılmıştır. Halbuki "İbad-et etmek" ifadesinde "et" ve "etmek" şeklinde iki defa "etmek fiili" kullanılmakta olduğundan, doğru kullanım "İbad et veya ibad etmek" olmaktadır..
Zariyat-56 ncı ayette Allah, İns'leri (Ruh'ları) ve Cin'leri sadece O'na ibad /kulluk etmeyi öğrenmeleri için yaratmış olduğunu vurgulamaktadır (Zariyat-56. Çünkü Ben İns ve Cin'leri, Allah'tan başka ilah olmadığını ve sadece Bana ibad /kulluk etmeleri gerektiğini bilmeleri /öğrenmeleri için yarattım). İşte bu eğitim sırasında araya kimseyi, hatta bir eşyayı koymama şartına da Fatiha-5 nci ayette değinilmektedir (Fatiha-5. Ve sadece O'na ibad /kulluk edilecek olan ve sadece O'ndan ilahi yardım istenecek olandır O). Çünkü Kaf-16 ncı ayette Allah, "Ben size şah damarınızdan daha yakınım" diyerek zaten bir yönü ile içimizde olduğunu ve araya başkasını koyacak zaten yer bulunmadığını açıkça belirtmekte ve böyle bir yanlışlığa düşmememiz için uyarmaktadır. Dolayısıyla Türbeye gidiş, ölenden yardım istemek için değil, Türbede yatana hizmetlerinden dolayı teşekkür niyetiyle dua etmek ile sınırlı olmalıdır. Hudeybiye anlaşmasının yapıldığı yerde Hz. Muhammed'e "Semure" cinsi bir ağacın altında biatler yapılmıştı. Hz. Muhammed'in vefatından sonraları, insanların bu ağaca gelip namaz kılmakta ve onun aracılığı ile dua etmekte olduklarını öğrenen Hz. Ömer, cahiliye dönemindeki gibi puta tapma adetinin yerleşmesine yol açılmasın diye hemen ağacı kestirmişti. Hz. Muhammed de muska gibi aracı eşya kullanmamaya dikkat çekmiştir; Abdullah İbnu Ukeym'ın yanına girdim. Kendisinde kızıllık vardı. "Temime (muska) takmıyor musun?" diye sordum. Bana şu cevabı verdi: "Bundan Allah`a sığınırım. Zira Resulullah şöyle buyurmuştu: "Kim bir şey takınırsa, ona havale edilir."-Kütubu sitte-4037.
İnsan neslinin yaratılışının temel amacının, Öğrenci Ruh'ların Dünya Okulunun Üniforması olarak vücudu kullanmak üzere sadece Allah'a ibad /kulluk etmek için eğitilmeleri ve bu eğitimi başaranları seçmek olduğu birkaç ayetlerde belirtilmiştir (Yunus-14. Sonra da, halife /görevlilerimiz olmayı becerip, beceremeyeceğinizi anlamak üzere sizleri yeryüzüne yerleştirdik. Hud-119. Sadece Rabbinin rahmetine maruz kalmış olanlar o tartışmalara ve gruplaşmalara yönelmezler. Esasında Biz sizleri, içinizden tekrar tek insanlık ümmeti oluşturup oluşturamayacak olanlarınızı belirlemek için yarattık. Rabbinin, "Şüpheniz olmasın ki, Ben Cehennemi Cinler ve Naslarla /İnslerle dolduracağım" sözü gerçekleşmiştir. En'am-55. İşte biz, ayetlerimizi bu şekilde ayrıntılı olarak açıklıyoruz ki, buna rağmen doğru yola yönelmeyen inkârcıları, açık seçik ortaya çıkarıp hakça değerlendirebilelim. Duhhan-38-39. Biz gökler, yer ve aralarındakileri sırf oyun ve eğlence olsun diye ve boşuna yaratmadık. Biz onları gerçeği göstermek ve içtenlikle iman edip etmeyeni /hak edip etmeyeni ortaya çıkarmak için yarattık. Ancak insanların çoğu bunu bilmiyor ve anlamak istemiyorlar).
Sadece şekilsel uygulamalar olan nüsuklara önem vermek ve sadece bunları ibad etmek olarak düşünüp uygulamak, insanı diğer 400'e yakın ibad etme yöntemini zamanla görmezlikten getirebilir. Halbuki Namaz, sadece Allah ile baş başa sohbet etmek, dertleşmek demek olan duanın konsantrasyonuna hazırlık ritüelleri, Oruç, irade güçlendirici ve terbiyecisi, Hac ise Allah ile yapılan anlaşmada söz verilen Tek Allah, farklı grupların ve mezheplerin olmadığı Tek İslam dini ile, Tek İnsan nesli inancında olacağı sözünü-anlaşmasını hatırlatmak amaçlı şekilsel girişimlerdir. Gerek irade güçlenmesi ile Müminliğin diğer ahlâkî yönlerini hatırlatıcı yönleri olan bu nüsuklar ve gerekse 400 ün üstündeki diğer bütün muhkem-kesin hükümler birer ibad etme yöntemi /Allah'a olan kulluğun birer ifadeleridirler. Kulluk sadece Allah'a yapılacağına göre, bir başkasına kul olmak yasaklanmış olmakta ve böylece de insanlara özgürlük verilmiş olunmaktadır. Dolayısıyla İSLAM DİNİ, mutluluk sağlayıcı bir özgürlük, başka bir insana kul olma devrinin kapandığı BİR DEVRİM DİNİ olmaktadır. Ve bu devrimi gerçekleştiren ilk 40 kişilik kadronun 32'si yaşı 23'ten küçük GENÇLER, ve yarısından fazlası olan KADINLAR-KIZLAR olmuştur.
Özgürlük, şüphesiz ancak hürriyet ortamında gerçekleştirilebilir. Beş aşama olan Müslüman olmayı, içtenlikle İman etmeyi, Muhsin olmayı ve Müminlik aşamalarını başaran kişi, muhkem hükümlerin %90'ından fazlasını yerine getirmişse artık Makbul kişi veya diğer bir ifade ile İnsan-ı Kâmil kişi demek olan 5 nci aşamaya ulaşmış kişi demektir. İşte öğrenci Ruh'un Dünya okulundan "Görevli Melek Olabilir" diplomasını, Mümin veya İnsan-ı Kâmil aşamasına ulaşarak almasını sağlayacak olan, 5 gaybe iman etmek ve muhkem-kesin ana hükümlere uygun olumlu ameller gerçekleştirmek üzere çaba içinde olmak yanında, temelde Allah ile yapılan anlaşmanın 7 maddesine sadık olmak yatmaktadır diye düşünüyorum. Tarihte iz bırakıp günümüze kadar olumlu etkileri devam etmekte olan kişiler, sadece nüsukları değil, diğer muhkem-kesin hükümleri de Allah'a birer kulluk amaçlı ve içtenlikle benimseyip yaşamayı başarmış kişilerdir.
Haftaya aynı konuya inşallah devam etmek ümidi ile.
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi "SON DAVET KUR'AN" ve "OKU! KONULARINA GÖRE KUR'AN AYETLERİ" kitaplarında da bulabilirsiniz.
NOT-2: 22 HAZİRAN Çarşamba günü saat 17-30-19.00 da Özdilek Sanat Merkezinde (Kanatlı AVM arkasında eski MİT merkezinde) Halka açık "DİN-BEYİN ve KUR'AN SOHBETİ'ne inşallah devam edeceğim.