
Gazi Özdemir
İÇTEN İMAN ve ÖZELLİKLERİ-2
Kur'an'da, içten iman etmiş olmanın birçok avantajlar sağladığı da belirtilmiştir. Örneğin;
İman edenin sadece ve doğrudan Allah'tan olacak bir isteği ve duasının kabul edilme şansının fazla olacağı Meryem-9 ncu ayette, ileri yaşta iken çocuğu olsun diye dua edip içten imanlılığı nedeniyle bu duası gerçekleşen Zekeriya Peygamber örneklemesi ile açıklanmıştır "Meryem-9. Allah; "Evet doğrudur! Ama istediğini gerçekleştirmek Benim için çok kolaydır. Ni¬tekim daha önce de seni hiç yokken yaratmıştım" diyerek gücünü hatırlattı".
İçten iman edene şeytanın musallat edilmeyeceği ve böylece de dost kılınmayacağına A'raf-27 nci ayette değinilmiştir "A'raf-27-Biz, şeytanları, inanmayan /iman etmeyen kimselerin dostları /evliyası /velileri yaptık".
Hud-107 nci ayette, imansız ve günahkâr olanın Cehennem'de uzun sürelerce kalacağı belirtilmişken, içten imanlı olanın ise daha kısa ve geçici bir süre kalacağı vurgulanmıştır "Hud-107. Cehenneme özgü gökler ve yaşam yeri devam ettirildikçe onlar da orada devamlı kalacaklardır. Ancak Rabbin uygun buldukları, yani buradaki eğitimi başaranlar /içten imanlı olanlar hariç. Şüphesiz Rab, konulmuş olan ezeli ve ebedi evrensel kurallara göre yapılması uygun olanları belirleyip gerçekleştirendir".
İmansız ve şirk koşmakta olanın bütün olumluluklarına sadece dünya yaşamında karşılık verileceği ve ahrete yansımayacağı, içten imanlı olana ise hem dünyada, hem de ahrette karşılık verileceği İsra-18 nci ayette açıklanmıştır "İsra-18. Tam bir imanının olmaması sonucu kim sadece acele eder ve bu geçici dünya için istekte bulunur ve çaba gösterirse, uygun bulduğumuz üzere ona istediklerini veririz. Ancak ahrette, ortak-şirk koşup bildirilenleri inkâr ederek küfre saptığı için, huzurumuzda kınanmış ve kovulmuş bir şekilde onu Cehenneme s¬okarız". Benzer açıklamalara ayrıca A'raf-147, Hud-16, Kehf-105 ve Nahl-97 nci ayetlerde de değinilmiştir (A'raf-147. Çünkü ayetlerimizi ve ahret buluşmasını inkâr edenlerin, olumlu olan tüm çabaları boşa gider. Böyleleri yaptıklarından dolayı cezalandırılmayacaklarını mı sanıyorlar? Hud-16. Ancak bunlardan iman etmemiş olanlar için, ahrette ateş /pişmanlık /sıkıntı olacak ve Dünyada kazandıkları servetlerin ve olumlu da olsa amellerinin hepsi ahrette boşa çıkacaktır. Kehf-105. "Çünkü onlar, Rablerinin ayetlerini red etmişlerdi ve işte bu yüzden, olumlu da olsa Dünyadaki bütün amelleri boşa çıkmıştı. Ve bu amellerin de kıyamet hesaplaşmasında, kendilerine hiçbir faydası olmayacak). Bu duruma göre, demek ki iman durumuna bakılmaksızın her Dünya maddesini isteyene, istediği verilmektedir. Olumlu amellerin ahret hesabına girmesi için de, kişinin iman etmiş olması ve şirk koşmamış olması gerekiyor. Çünkü olumlu ameller, iman temelli değilse ve şirk koşulmayla birlikteyse, Dünya işi olarak sınırlı kalmaktadır. İman ise Allah ile insan arası bir ahret hesaplaşması meselesidir.
İçten imanlı olanla ilgili olmak üzere rahmetli Ziya Paşa'nın şu sözü gayet yerindir "Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz, görünür aklı eserinde". İşte bu söz bakarak içten imanlının özelliklerinin hepsini saymaya kalktığımızda, bu özelliklerin benim "İslâm'ın Şartı Sadece 5 Değil" kitabında 400'ün üzerinde sayıda belirlemiş olduğum bütün Muhkem /kesin hükümlerde olması ve bunlara göre bir yaşantıda bulunması gerekmektedir. Bunların belli başlılarını saymak üzere içten imanlı olan için şunları sayabiliriz:
* Sadece Allah'a kulluk /ibad eder, sadece O'na tevekkül eder ve sadece O'ndan ilâhî destek için dua eder. Bu konu, Zariyat-56 ncı ayette açıkça belirtilmiştir (Zariyat-56. Çünkü Ben İns ve Cin'leri, Allah'tan başka ilah olmadığını ve sadece Bana ibad /kulluk etmeleri gerektiğini bilmeleri /öğrenmeleri için yarattım). Çünkü Allah'ın önem verdiği ve uyulmasını mutlaka beklediği kesin hüküm, ne olursa olsun kendisine şirk koşulmaması, yani her kim olursa olsun hiç kimseye eleştirme, sorgulama ve görüşlerini tartışmaksızın, kör bir teslimiyetle kabul edilmesi olmaktadır. Dua ederken de arasına başka kişiyi veya maddeyi koymamasıdır.
* Kendini bütün insanlık ailesinin ferdi olarak görür ve kimseyi ötekileştirmeksizin hoşgörü ile yaklaşır.
* Bütün dinî görüşleri, Allah'ın tek dini olan İslâm'ın Gökkuşağı gibi farklı renkleri olarak görür ve kucaklar, düşman gruplar olarak değerlendirmez.
* Kendisine saldırılmadıkça saldırganlık yapmaz ve adam öldürmez.
* Görünüşü, kıyafeti, hareketleri veya sözleri ile Allah ve Din ile aldatmaz, bu yol ile menfaat sağlamaz,
* İlk kitap olan Evren'i araştırmaya, bilime ve bilim adamına değer verir, destekler
* İkinci kitap olan Kur'an'ı anlaşılır ana dil ile anlatma ve bilgilendirmeyi, Kur'an sohbetlerini ücretsiz ve sadece Allah rızası için yapar (Mevlit ve diğer özel hizmet günleri hariç),
* Maddî, bilgi veya manevî hak gaspı yapmaz, başkasının hakkını gözetir ve adaletli olma prensibindedir,
* Davranışlarında, yaşantısında, hatta dine yönelik uygulamalarında hiçbir aşırılık, abartı ve israf kesinlikle söz konusu olmaz. Yani her konuda Kur'an'ın istediği "sıratan müstakiym" diye tanımlanan "İtidal /orta düzey" yolunu izler, ifrata kesinlikle kaçmaz.
* Olumsuz nefslerini öldürme çabası içindedir.
* Her konuda sözüne güvenilir bir kişidir, Emindir.
* Toplumu kendisinde mevcut maddî, bilgi veya manevî imkânlarından yararlandırır (zekât verir) ve başkalarının kişisel ihtiyaçlarını gidermek üzere kullanır (infak eder),
* Elini, dilini ve belini olumsuzluklardan korur,
* İşini, eşini ve aşını en güzel şekilde kollar, ihmal etmez ve bu yönde dürüst bir çaba içindedir. Bunlara gerekli ihtimamı gösterir ve Allah'ın birer emaneti olarak yaklaşır.
* Allah'ın diğer yarattıklarına olmak üzere fayda sağlayıcı bir üretkenlik, çalışma ve çaba içindedir.
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi "SON DAVET KUR'AN" ve "OKU! KONULARINA GÖRE KUR'AN AYETLERİ" kitaplarında da bulabilirsiniz.
NOT-2: 27 TEMMUZ Çarşamba günü saat 17-30-19.00 da Özdilek Sanat Merkezinde (Kanatlı AVM arkasında eski MİT merkezinde) Halka açık "DİN-BEYİN ve KUR'AN SOHBETİ'ne, Kur'an Araştırmacısı Sn. Nejdet Mete ile birlikte inşallah devam edeceğim.