İnsan Kıtlığı

Devlet yönetiminde söz sahibi olan kişiyi ‘devlet adamı’ denir. Çağdaş kültürü açısından buradaki ‘adam’ sözcüğünü ‘insan’ olarak daha anlamak uygun olur. Bu ifade ile halkın seçilmiş temsilcileri olduğu kadar yüksek düzeyli memurlar da kast edilir. Devletin ortaya çıktığı eski çağlardan beri devlet adamının nitelikleri merak edile gelmiştir. Bu konuda zamanın düşünürleri tarafından çok sayıda kitap yazıldığını biliyoruz.

Aslında nitelikli devlet adamını tanımlama çabası, genel anlamda ‘iyi’ insanı (insan için ‘iyi’ nitelikleri) arama çabasının bir parçasıdır. ‘İyi’ insan için öne sürülen pek çok özelliğin, nitelikli devlet adamı için de öngörülmesi şaşırtıcı değildir.

İsa’dan önce 411-324 yılları arasında yaşamış düşünür Sinoplu Diogenes (Diyojen) ile ilgili anlatılan ünlü öyküyü hem ‘iyi’ insan hem de ‘iyi’ devlet adamı açısından yorumlamak mümkündür. Bilindiği gibi; Diogenes, gündüz zamanı Atina’da sokaklarında elinde yanar haldeki bir fenerle dolaşırken kendisine ne aradığını sorarlar. O da, “Adam arıyorum” diye cevaplar. Ülkemizdeki siyasetin içerik ve düzeyi ile kamu hizmetinin kalitesine bakıldığında; işin sokakta fenerle adam aramak noktasına varma ihtimalini daha iyi kavrıyoruz.

Devlet adamlığı konusunda çağlar boyunca yazılanları hatırlamaya çalıştığımızda; aklımıza gelenlerden biri 1469-1527 yılları arasında yaşamış olan İtalyan siyasetçi Niccoló Machiavelli’nin “Prens” veya “Hükümdar” (il Principe) olarak bilinen kitabıdır. 18’inci yüzyılda Osmanlı devlet düzenini ve iyi devlet adamlığı özelliklerini anlatan bir kitabı da bu çerçevede hatırlatmak isterim. 1714-1717 yılları arasında yazıldığı tahmin edilen “Nesâyih ül-vüzera v’el ümerâ” (Kitab-ı Güldeste) isimli çalışmada (-ki “Devlet Adamına Öğütler” ismiyle yeniden basılmıştır) Defterdar Bakkalzade Sarı Hacı Mehmet Paşa’nın devlet adamlarına yönelik öğütleri yer almaktadır.

Bu arada 11’inci yüzyılda devlet yönetimi ve siyaset konusunda önemli eserlerden biri olan Siyasetname’yi de anmak gerekir. 1018-1092 yılları arasında yaşamış olan Büyük Selçuklu Devleti Nizamülmülk’ün görüşleri ve uygulamalarını anlatan bu eser, kendi türünün önemli örneklerinden biridir.

Geçmişte devlet adamlarının ‘iyileştirilmesine’ yönelik olarak yazılan çalışmalardan bir diğeri Bahr’ül-Feva’id (Faydalar Denizi) adını taşır. 12’nci yüzyılda Halep’te yazıldığı ifade edilen bu kitapta (çağın koşullarına göre) iyi devlet adamının sahip olması gereken özelliklerden söz edilmektedir. Kitabın yazılmasından bu yana 900 yıla yakın zaman geçmesine rağmen bazı tespitler hâlâ önemini korumaktadır.

Kitabın önemli öğütlerinden biri, yoksulların ve ihtiyaç sahiplerinin gözetilmesidir. Devlet adamına adaletli olmayı öğütleyen kitap, gelir dağılımında adalet konusunda ipuçları vermektedir. Devlet adamının kendisini halktan biri gibi algılaması, kendi için istemediğini yurttaşlar için de istememesi, uzmanlığa önem verip danışmalarda bulunması ve halka kötü davranılmasına engel olunması kitapta yer alan diğer öğütlerden bazılarıdır.

Devletin ‘iyi’ yöneticilere sahip olması sorunu, (Diyogenes’in ‘insan / adam’ arayışı gibi) hemen hemen çağda yoğunlukla yaşanmış bir konudur. Osmanlı’da (özellikle gerileme döneminde) kaliteli devlet adamı yokluğu, ‘kaht-ı ricâl’ (insan / adam kıtlığı) olarak isimlendirilmiştir.

Kaht-ı ricâl, Osmanlı’nın önemli sorunlarından biri olarak tarihçiler arasında tartışılmaktadır. Bu tartışmalarda farklı ve tarafgir görüşler bulunmakla birlikte genel olarak Osmanlı’nın 1683’teki Viyana Kuşatması ile başlayan ve Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar uzayan olumsuz süreç ifade edilmektedir.

Günümüze dönelim. Bugün bir kaht-ı ricâl sorunundan söz edebilir miyiz? Sadece siyaseti ve devlet yönetimini ele alırsak; kanımca bir ‘insan kıtlığı’ sorunundan söz etmek mümkündür. Ama bu sorun, gerçek anlamda nitelikli insan kıtlığından değil; birikimli ve kaliteli kişilerin siyaset alanında yer almadığından (almalarına geçit verilmediğinden) kaynaklanmaktadır. Siyasetin insan malzemesi değiştiğinde, siyaset dışındaki nitelikli insanlar bu alana kazanıldığında; eminim ki, devlet yönetiminin kalitesi de yükselecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gürcan Banger Arşivi