Gürcan Banger
İnsan ve hak
İnsan hakları, tarihsel gelişime bağlı olarak birinci, ikinci ve üçüncü kuşak haklar olarak ayrımlanır. Klasik haklar olarak da anılan birinci kuşak haklar, genelde bireyi kendi dışındaki –devlet, toplum ve üçüncü kişi ve kuruluşlar gibi– sosyal güçlerden korumayı hedefleyen haklardır. Birinci kuşak hakların, özellikle devleti sınırlamayı hedef alması nedeniyle; bu grup, negatif statü hakları olarak da isimlendirilir. Demokratik devletin, birtakım ekonomik, sosyal ve hukuksal düzenlemeler yaparak birinci kuşak hakların kullanılmasını kolaylaştırması beklenir.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi pek çok maddesi ile ağırlıklı olarak birinci kuşak hakları tanımlar. Hayli kapsamlı olan bu grupta yer alan hakların bir bölümü, eski dönemlerde oluşturulmuş olmasına rağmen; bugün başta devlet olmak üzere toplumda mevcut bazı kurumların bu hakların gereklerine uygun davrandığını söylemek zordur. Örneğin mahremiyet hakkı, bu kuşakta yer almasına rağmen izinsiz dinleme faaliyetleri sıklıkla dile getirilen örneklerdendir. Diğer yandan ülkemizde ciddi bir sorun olmaya devam eden düşünce, vicdan ve din özgürlüğü, ifade özgürlüğü, toplanma ve örgütlenme hakkı ile katılma hakkı yine birinci kuşak haklar arasında yer alır. Bu grupta yer alan işkence yasağı konusunu ise yorumunuza bırakıyorum.
İnsanın bir toplum içinde yaşadığına ve bulunduğu ortamda ekonomik, sosyal ve kültürel imkânlardan yararlanması gereğine işaret eden ikinci kuşak haklar, Sanayi Devrimi ile gündeme gelmiştir. 19 ve 20’nci yüzyıllarda şekillenen ikinci kuşak haklara, Sanayi Toplumu’nun yarattığı sınıflar arası eşitsizlikler ve sorunlar –özellikle işçi sınıfının yaşadığı ağır şartlar– esin kaynağı olmuştur. 19’uncu yüzyılda dile getirilmeye başlayan ikinci kuşak sosyal haklar konusu, yazılı ifadesini ise 1948’deki İnsan Hakları Beyannamesi’nde bulur.
İkinci kuşak haklar arasında sosyal güvenlik hakkı, çalışma, adil gelir ve sendika kurma ile grev ve toplu sözleşme hakkı, eğitim hakkı, kültürel yaşama katılma hakkı ve sağlık, beslenme ve konut hakkı gibi sosyal unsurlar yer alır. Günümüzün yaşam yapılarına baktığımızda; ne bireylerin adil bir gelir elde etmelerinde, ne de kültürel yaşama katılmalarında gerekli ekonomik ve sosyal ortamların oluşmadığını görüyoruz. Keza eğitim hakları konusunda da eşit fırsat ve eşit başlangıç şartlarının hâlâ oluşmamış olduğunu da söyleyebiliriz.
Hâlâ gelişimi tamamlanmamış olan üçüncü kuşak haklar –dayanışma hakları– insanın bir topluluk içinde yaşama anlayış ve yaklaşımını ifade eder. Bu çağın ifadesi olan Ağ Toplumu’na uygunluğu ile dikkati çeken üçüncü kuşak haklar, insanın yaşadığı toplum içinde dayanışma ortamını oluşturma ihtiyacını anlatır. Üçüncü kuşak hakları arasında çevre hakkı, bilgi edinme hakkı, barış hakkı, gelişim hakkı, insanlığın ortak varlığından yararlanma hakkı, barış hakkı ve kendi kaderini tayin hakkı gibi unsurlardan söz edebiliriz.
Yukarıda değindiğim gibi; gelişim süreci henüz tamamlanmamış olan üçüncü kuşak hakların ortaya çıkışında, doğal yaşamın varlığının yeni tehditlerle karşılaşması, teknolojik gelişimin sonuçlarının canlı yaşamını olumsuz etkilemeye başlaması ile insanlığın sürdürülebilirliğinin tehlikeye girmesi etkili olmuştur. Yine küresel ısınmanın, çevre kirliliğinin, başta nükleer olmak üzere silahlanma tehdidinin, artan küresel terörün ve dünyada bölgesel gelişim farkının dayanışma haklarının oluşmadaki etkilerinden söz edebiliriz.
Özellikle üçüncü kuşak haklar, sivil toplum alanındaki gelişmelerle yakından ilgilidir. Geleneksel siyasetin cevap veremediği bu beyaz alanlara ilk olarak sivil toplum aktörleri işaret ettiler. Kendini geleneksel siyasetin kısırlığı dışında tanımlayacak olan yeni bir siyasal söylemin, mutlaka bu hak grubunu içermesi ve zenginleştirmesi gerektiği açıktır.
Son söz: Hak olmazsa görev de olmaz.
Mesela, hedeflerimiz olsa…
01 Kasım 2025 Cumartesi 00:05Bir tutam daha kişisel gelişim
31 Ekim 2025 Cuma 00:05Kişisel gelişim üzerine
30 Ekim 2025 Perşembe 00:05Değerleriyle Cumhuriyet
29 Ekim 2025 Çarşamba 00:05Değişimin müzik boyutu
28 Ekim 2025 Salı 00:05Ödüllü siyaset
27 Ekim 2025 Pazartesi 00:05Aşkın özü
25 Ekim 2025 Cumartesi 00:06Kavşaklar zinciri olarak yaşam
24 Ekim 2025 Cuma 00:05Yeni güne başlarken
23 Ekim 2025 Perşembe 00:05Yaşamdan ne umduğumuz…
22 Ekim 2025 Çarşamba 00:05