İnsanlar ve bazı dersler

Karşılaştırma ve kıyaslama insanın belli başlık öğrenme araçlarındandır. İnsan, farklı şeyleri birbirleri ile kıyaslayarak farklılıkları ve benzerlikleri öğrenir. Yaşamımızı da bazı zamanlarda gözden geçir ve inceleriz. Bu, bazen yaşadığımız bir olay olur, kimi zaman da yaşantımızda yer alan bir varlık. Gözden geçirme ihtiyacının nedeni, kafamızda bazı soru işaretlerinin oluşmasıdır. Eğer soruların sayısı özellikle “Neden?” sorularının sayısı dikkati çekecek kadar arttıysa bu durum, gözden geçirme zamanının geldiğine dair iyi bir ipucudur.

Sorgulama, arkadaşlıklarımız için de geçerlidir. Çoğu zaman arkadaş edinirken, kendiliğinden oluşmasının yanında ciddi kriterler kullanmadığımız için karşımızdaki insanın özelliklerine fazlaca dikkat etmeyiz. Hele ki; o insanda bizi cezbeden ilginç bir yan varsa; duygusal ve düşünsel bakışımız, yeterli keskinlikte görme özelliğini yitirir. Karşımızdaki insanın beğendiğimiz yönü, bizde bir körlük yaratır ve diğer niteliklerini görmez ve bir bütün olarak kavrayamaz hale geliriz. Kafamızda soru işaretleri oluştuğunda, bir arkadaşlığı sorgulamanın arkasındaki temel mantık budur.

Bir arkadaşlık, öncelikle doğruluk üzerine kurulmalıdır. İki arkadaşın, aralarındaki ilişkinin derinliğine göre birbirlerine aktarmadıkları bazı konular olabilir ama karşılıklı paylaştıklarının doğru olması gerekir. Yalan ve sahtecilik üzerine kurulu bir arkadaşlığın sürekliliği kuşkuludur.

Doğruluk kavramı, içinde saydamlık ve içtenliği de barındırır. Eğer iki arkadaş arasındaki bazı konular, bir sis içinde kalıyorsa bu, riskli bir durum oluşturur. Boz bulanık bir ortamda kişiler, olayları kendi bilgi ve deneyimlerine göre kavrarlar. Bu da arkadaşların aynı konu üzerinde farklı algılar edinmeleri tehlikesini içinde taşır. Aynı biçimde düşündüklerini sanan ama gerçekte farklı algıları olan iki insanın yolları, geleceğe doğru büyüyen bir açı oluşturur; gelecekte bir gün nasıl olupta bu denli ayrı düştüklerini kavramakta zorluk çekerler.

Doğruluk, saydamlık ve içtenlik, eğer gerçekten var iseler bir ilişkiyi kolaylaştırır. İnsanlar, sürekli olarak birbirlerine yalan söylemek, gizlemek veya olayları değiştirmek için çaba sarf etmek zorunda kalmazlar. Genel anlamda doğruluğun önündeki engellerden biri, karşı tarafın bir gerçeği nasıl karşılayacağı konusunda emin olunamamasıdır.

Bazı insanlar, çabuk sinirlenir; bazıları kolayca kırılır. Bunu fark eden bir arkadaş, bir kırgınlık yaratmamak için susmayı veya gerçek dışı davranmayı tercih edebilir. Dolayısıyla iyi bir arkadaşlık için öncelikle iki tarafın da iyi nitelikleri olması gerekir. Bazı durumlarda iletişim ve karşılıklı anlaşmaya ilişkin sorunlar, birlikte bir ortak dil yaratılması çabası ile çözülebilir. Her gerçeği, kendi farklı bilgi ve görgü ve deneyimleri ile anlayan insanların anlaşması veya uzlaşması hiç kolay değildir.

Pek çok insan, yaşama tek yönlü bakar. Yaşamda siyahların ve beyazların birlikte bulunmasının, yaşamın olağan özelliklerinden biri olduğunu gözden kaçırır. Böyle insanlar, yaşamlarında daima iyi şeyler olsun isterler. Yaşadıkları olumsuzlukları ise bir felaket gibi karşılarlar. Hâlbuki iyi ve kötü, yaşamımızda her zaman başımıza gelebilecek olağan gelişmelerdir. Yaşamımızda oluşan iyilikleri farkında olmadan yaşayıp, kötülükleri ise kötü kader olarak algılayıp kahretmek yaşamımızı bir kabus haline getirir.

Bazen yeni ve iyi arkadaşlar kazanırız. Bu, yaşamın bize verdiği ödüllerden biridir. Ama bazı arkadaşlıklar şu veya bu nedenden dolayı yürümez. Bazı arkadaşlıklarımız ise işlerin yolunda gitmediğine dair bize ipuçları verir; onları sınamak ve gerekirse akılcı biçimde sonlandırmak bize düşer. Kaybetme korkusu ile panik ortamına sürüklenmek sadece acı verir. Yaşam, uzun bir yoldur; bir yolcu olarak bazı insanlarla yollarımız birleşir, bazıları ile bir süre sonra ayrılır; kimileri ile ömür boyu sürer. Her arkadaşlığın ömrünün sonsuz olacağını söylemek mümkün değildir; söylense de bir hayalden öteye geçmez.

Bir arkadaşlığın oluşup gelişmesinin, tesadüfi yönleri vardır. Herşeyin bir akıl sürecine bağlı olması gerektiğini iddia edemeyiz. Ama iyi bir arkadaşlığın temelinde karşılıklı emeğin olması gerektiğine hiç kuşku yok. Son bir ipucu: Bir arkadaşlıkta taraflardan hangisinin daha fazla emek verdiğini ölçmeye çalışırsanız şunu hatırlayın. Duygusal körlük nedeniyle ölçümde yanılıyor olabilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gürcan Banger Arşivi