Kabalık ya da nezaket

Kaba; özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz olan, ince karşıtı demektir. Kabalık ise kabaca davranış, incelikten yoksun hareket olarak tanımlanır. Kişinin kendi kabalığının farkında olabilir mi? Kişinin kabalığını keşfetmesi kolay mıdır? Bu konuda bazı ipuçlarına ihtiyaç duyabiliriz. Bu ipuçları arasında olumlu ve güler yüzlü iletişim kurabilmeyi başarmak ilk sırada gelir. Selam vermek, iyi günler dilemek, teşekkür etmek, özür dileyebilmek ya da olumlu etkileyen hitap sözcükleri kullanmak basit ama değerli örneklerdir.

Nezaket, toplum içinde gerginliği düşürücü etki yapar. Bireysel kabalığın artması, toplumu oluşturan bireyler arasındaki iletişimin daha sert ve uzlaşmaz hale gelmesine neden olur. Gözlenen odur ki; görgülü ve nazik insanlar aynı zamanda adalet, demokratlık, hoşgörü, saygı ve paylaşımcılık özelliklerine de sahiptir. Toplumun geleneksel değerleri erozyona uğrarken tüketim toplumunun arazlarının baş göstermeye başladığı bir ortamda böyle bireylere ne denli ihtiyaç olduğu ortada.

Günümüzde gözlediğimiz ve hızlı gelişen birey özellikleri arasında çıkar ve rant arayışı dikkat çekiyor. İnsanlar liyakat konusuna, deneyim ve birikime daha az önem veriyorlar. Kısa yoldan makamlara, unvanlara ve sonuçlara ulaşma çabası içindeler. Bu da seçkin bir nitelik olan alçakgönüllülüğüm kaybolup gitmesine onun yerini açgözlülüğün ve gösteriş merakının almasına neden oluyor. Hâlbuki alçakgönüllülük ve gösterişten uzak durma, görgülü ve nazik bir insan olmanın başta gelen kuralları arasında yer alır. Gösteriş merakı da toplumun genel gerginlik ve huzursuzluk düzeyinin artmasına katkı yapan unsurlardan biridir.

Kabalık, dar görüşlülüğün ve bağnazlığın ikiz kardeşi gibidir. Bu nedenle görgülü ve nazik bir insan, asla ayrımcılık özellikleri taşımaz. Her düşünceye ve inanca saygılıdır. Toplumu oluşturan kesimler ve bireyler arasında ayrımcılık yapmamak, bu güzel insanın temel özelliklerinden biri haline gelmiştir. Bu nedenle ırk, din, etnik kimlik veya cinsiyet gibi herhangi bir konuda ayrımcılık yapmayı karakterinin bir parçası haline getirmiş bir kişiyi görgülü ve nazik bulmak mümkün değildir.

Çevremizdeki örneklerle kendi davranışlarımızı eleştirel bir gözle incelediğimizde; bir konuda ciddi yanlışlar içinde olduğumuzu görebiliriz. Bu, sevgi ile laubaliliğin, ilgi ile aşırılığın birbirine karıştırılmasıdır. Eğer iki ayrı insan varsa, aralarındaki ilişkinin türüne bağlı olarak diğerlerinden ayrılan bir iletişim modeli var demektir. İki arkadaşın aralarındaki iletişim ile müdür ile memurun iletişimi aynı değildir.

Arkadaşlık ilişkisi ile iş ilişkisi birbirinden farklıdır. Belli mesafede durmayı gerektiren ilişkiler ile laubaliliği ve aşırılığı net biçimde birbirinden ayırt edebilmek gerekir. Görgülü ve nazik bir insan genelde yaşam çevresine karşı sevgi doludur ama bunu laubalilikten ve aşırılıktan kesin olarak ayırır.

Bazı kişiler bohem bir yaşamın kolaycılığını ve tembelliğini temiz, bakımlı, düzenli ve çalışkan olmanın karşısına koyarlar. Hâlbuki insanın kendi bedenine, sağlığına ve görünümüne önem vermesi bir kolaycılık ile eşlenemez. İnsanın özellikle kendi sağlığı konusunda özensiz olması, kendi bedenine karşı kaba olmanın açık bir göstergesidir. Diğer yandan toplumu hiçe sayan davranışlarımızın, toplumun bizi hiçe sayması ile karşılanabileceğini unutmamamız gerekir. Rüzgâr eken fırtına biçer.

Nazik ve görgülü bir insanın özellikleri arasında daha pek çok şey sayılabilir. Ama –son olarak– sıklıkla aklıma takılan bir konuyu da dile getirmek isterim. Bu da başkalarına yardım etmek ve destek vermekle kendini tüketircesine feda etmek arasındaki farktır. Görgülü ve nazik bir insanın başkalarına karşı duyarlı, yakınlarının sorunlarına karşısında yardımsever olmasını doğal buluyorum; ama bir insanın kendi yaşamını yok sayarcasına fedakârlık sarmalı içinde olmasını da yaşamın doğasına aykırı buluyorum. İyi niteliklere sahip bir birey bu ayrıma doğru biçimde yapabilendir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi